Fransa’da 41 yıl süren tutukluluk hayatının ardından 25 Temmuz 2025’te Lübnan’a dönen 74 yaşındaki Lübnanlı aktivist George Abdullah, Filistin davasına yönelik değerlendirmelerde bulundu. İsrailli ve ABD’li iki diplomata suikast düzenlemek ve silah bulundurmak suçlamalarıyla 1984’te tutuklanan Abdullah, tahliyesi sonrası AA’ya verdiği röportajda, Filistin’in “özgürlüğe yakın” olduğunu ve Türkiye’nin Gazze ile dayanışmasının kendileri için gurur verici olduğunu ifade etti.
Abdullah, “Filistin halkı, 20. yüzyılın başlarından itibaren siyonist yerleşimci sömürgeciliğine karşı verdiği mücadeleden bir an bile geri durmadı.” dedi. Filistin’in, Arap devrimciler için itici bir güç olduğunu vurgulayan Abdullah, İsrail’i “Batılı emperyalizmin doğal bir uzantısı” olarak nitelendirdi.
"FİLİSTİN BUGÜN HER ZAMANKİNDEN DAHA GÜÇLÜ"
Lübnanlı aktivist, Filistin’in Arap, Türk ve Avrupalı direnişçilerle aynı mücadele çizgisinde buluştuğunu ifade ederek, “Filistin bugün her zamankinden daha güçlüdür. İsrail ise emperyalistlerin yaydığına tamamen zıt olarak, varlığının son dönemlerine girmiştir.” diye konuştu.
Abdullah, Filistin bayrağı ve kefiyesinin dünya genelinde özgürlük ve onurun simgesi haline geldiğini belirterek, “Ankara’dan İstanbul’a, Avustralya’dan Japonya’ya, tüm Avrupa şehirlerinden Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Amerika’ya kadar her yerde Filistin kefiyesi özgürlük, onur ve kurtuluşun simgesidir.” dedi.
"GAZZE’DEKİ DİRENİŞ TARİHTE EŞİ GÖRÜLMEMİŞ"
Gazze’deki Filistinlilerin, uluslararası destek sayesinde olağanüstü bir direniş sergilediğini söyleyen Abdullah, “Tarih, Gazze’deki direniş hareketi kadar etkili başka bir direniş tanımadı.” ifadelerini kullandı. Filistin davasının kritik bir aşamada olduğunu dile getiren Abdullah, “Filistin’in tamamının kurtuluşuna tüm tarihinde olduğundan daha yakın bir dönemdeyiz.” dedi.
TÜRKİYE’YE ÖVGÜ
Türkiye’nin Gazze ile dayanışmasını gurur verici bulduğunu ifade eden Abdullah, “Gazze ile dayanışma konusunda Türkiye halkının yaptıklarıyla gurur duyuyoruz. Bu, hem Türkiye’ye hem Arap dünyasına hem de küresel sömürüye karşı mücadelede Arap-Türk buluşmasına onur veriyor.” şeklinde konuştu. Ankara’nın uluslararası alanda Filistinlilerin yaşadığı acıları sonlandırmak ve İsrail liderlerinin hesap vermesini sağlamak için yoğun çaba gösterdiğini belirten Abdullah, Türkiye’deki kesintisiz dayanışma etkinliklerine de dikkat çekti.
Gençlere “kararlılıkla mücadele edin” mesajı veren Abdullah, “İsrail işgali karşısında tek geçerli yol direniştir; direniş, direniş ve yine direniş.” ifadelerini kullandı.
"HUKUKSUZ BİR YARGILAMA SÜRECİ YAŞADIM"
41 yıllık cezaevi sürecine ilişkin konuşan Abdullah, 1984’te tutuklandığında “terörizm” suç tanımının olmadığını ancak terörle mücadele mahkemesinde yargılandığını söyledi. Fransız savcının kendisine verilebilecek en ağır cezanın 9 yıl olduğunu ifade ettiğini aktaran Abdullah, buna rağmen 41 yıl tutuklu kaldığını belirterek süreci “hukuken tamamen saçmalık” olarak nitelendirdi.
Uzun tutukluluk yıllarını “halkının mücadelecilerinden biri” olarak değerlendirdiğini söyleyen Abdullah, esaretin zor olduğunu ancak Türkiye ve Lübnan’daki dostlarının dayanışmasının kendisine güç verdiğini vurguladı. Fiziksel işkence görmediğini belirten Abdullah, diğer direnişçiler gibi tecrit uygulamasına maruz kaldığını söyledi.
FRANSIZ YARGISINA ELEŞTİRİ
Fransız yargısını “siyasi ve taraflı” olmakla eleştiren Abdullah, 1999’dan itibaren serbest bırakılma ihtimali olmasına rağmen Fransız yetkililerin bunu reddettiğini, 2013’te verilen tahliye kararının da ABD’nin devreye girmesiyle iptal edildiğini ileri sürdü. Fransız hükümetinin, Nazi işgali dönemindeki özel mahkemeleri yeniden devreye soktuğunu iddia eden Abdullah, bunun “hukuki bir saçmalık” ve “utanç lekesi” olduğunu savundu.
Fransa’nın Arap ve Filistin meselelerindeki tavrının “düşmanca” olduğunu söyleyen Abdullah, “Fransa, İsrail ve ABD, tarih boyunca Filistin devriminin en sert düşmanları olmuşlardır.” dedi. Paris’te Filistin Kurtuluş Örgütü’nden 12’den fazla temsilcinin öldürülmesine rağmen, olaylara karışan hiçbir İsrail istihbarat ajanının tutuklanmadığını ya da yargılanmadığını hatırlattı.
