Yer bilimci (jeolog) Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Bölgesi'ndeki deprem riskine dair ezber bozan açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, yıllardır konuşulan Adalar Fayı yerine, Marmara'nın güneyinde konumlanan iki ana fay hattının çok daha büyük bir tehlike arz ettiğini dile getirdi.
HANGİ FAYLAR TEHLİKE SAÇIYOR?
Sputnik Türkiye'de yer alan habere göre, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Bozburun Fayı (Armutlu Yarımadası) ve Sarıköy Fayı (Güney Marmara) üzerinde durarak, bu fayların ciddi büyüklükte depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Bu bölgeler, mevcut sismik risk haritalarında genellikle daha az öne çıksa da, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un analizleri dikkatleri bu noktalara çekti.
ADALAR FAYI TARTIŞMASI YENİDEN GÜNDEMDE
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, kendi dijital platformunda yayımladığı son video içeriğinde, Kuzey Marmara Fayı'na ilişkin yaygın bilimsel görüşlere itiraz etti.
Özellikle 1999 yılındaki Gölcük depremi sonrası stresin Adalar Fayı'na yüklendiği ve bu bölgede 7 ve üzeri bir deprem beklentisi olduğu yönündeki iddiaları 'hatalı' olarak nitelendirerek sert bir dille eleştirdi.
KUMBURGAZ FAYI'NIN POTANSİYELİ
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, gerçekleştirdiği Coulomb stres analizleri neticesinde, İstanbul için asıl tehdidin Adalar Fayı'ndan ziyade, Kumburgaz çukuru içinde yer alan fay segmenti olduğunu öne sürdü.
Bu fayın yaklaşık 10 kilometrelik sığ bir derinlikte bulunması nedeniyle maksimum 6.5 büyüklüğünde bir deprem yaratabileceğini ifade etti.
23 Nisan 2025 tarihinde yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremin de bu segment üzerinde meydana geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bu olayın kendi modellemesini desteklediğini vurguladı.
BÜYÜK DEPREM RİSKİ TAŞIYAN İKİ ANA BÖLGE
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara'da büyük deprem üretme kapasitesi olan iki ana fay hattını şu şekilde tanımladı:
BOZBURUN FAYI (ARMUTLU YARIMADASI): 1999 Gölcük depremi sonrasında stres biriken ancak henüz kırılmamış olan bu fay, Marmara için önemli bir risk faktörü olarak öne çıkıyor.
SARIKÖY FAYI (GÜNEY MARMARA): 1953 yılında meydana gelen Yenice-Gönen depremi sonrasında stres yüklenen Sarıköy Fayı da özellikle Güney Marmara'da büyük bir tehlike barındırıyor.
Ayrıca, 1912 yılındaki Şarköy-Mürefte depreminin Tekirdağ ve Saros çevresindeki sismik gerilimi büyük ölçüde boşalttığını belirten Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bu nedenle asıl riskin Marmara'nın batı kesimlerinde değil, doğu ve güney bölgelerinde yoğunlaştığını ifade etti.
