DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 6 muhalefet partinin üzerinde çalıştığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçiş süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu. Babacan, geçiş sırasında ara dönemin nasıl yönetileceğinin çalışılması gerektiğini söyledi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 6 muhalefet partisinin hemfikir olduğu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçiş süreci hakkında hakkında konuştu. "Bayburt’taki İl Sağlık Müdürü, Cumhurbaşkanının imzasıyla atanıyor." diyen Babacan, bu tür konuların bakanlık seviyesinde halledilmesi gerektiğini ve sisteme geçiş sırasında bu tür konularda ara dönemin nasıl yönetileceğinin çalışılması gerektiğini söyledi.
Partisinin genel merkezinde şoför esnafıyla buluşan DEVA Partisi lideri Babacan, burada yaptığı konuşmada Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecine ilişkin mesajlar verdi.
Babacan şunları söyledi:
ÜLKENİN NASIL YÖNETİLECEĞİNİ ÇALIŞMAK GEREK
“Seçilecek Cumhurbaşkanının ‘Ben bu yetkilerimi kullanmayacağım çünkü bu, Meclis’te görüşülmesi gereken bir konu. Bu karar Meclis’te alınsın’ diyeceği çok önemli konular var. Bunların belirlenmesi gerekiyor. Örneğin Bayburt’taki İl Sağlık Müdürü, Cumhurbaşkanının imzasıyla atanıyor. Cumhurbaşkanı gerçekten onlarla uğraşsın mı? Yoksa bu tür konular bakanlık seviyesinde halledilsin, cumhurbaşkanına daha önemli konular mı gitsin? Bu tür konularda ara dönemde ülkenin nasıl yönetileceğini çalışmak gerekiyor.”
SİYASİ ETİK YASASI SEÇİMDEN SONRA HEMEN GEÇİRİLMELİ
“Ara dönemdeki 1 nolu cumhurbaşkanlığı kararnamesinden tutun acilen çıkarılması gereken yasalara kadar bunların bugünden hazırlanması gerekiyor. Örneğin siyasi etik yasasında altı parti mutabık kaldı. Bunun seçimden sonra Meclis’ten hemen geçmesi gerekecek ki daha bakanlar koltukları ısınmadan neyin doğru neyin yanlış olduğunu okusunlar.”
İNSANLARIN ARABA YENİLEMESİ ARABA ALMASI ZOR, HAYAL
“İnsanların araçlarını yenilemesi, ev alması zor, hayal. Vatandaşlarımızın şu anda kahir ekseriyeti için bir ev ya da araba almak artık hayal oldu. Bir ara kolaylaşmıştı bu işler. Bir memur 12 aylık maaşını toplayınca bir araba parası ediyordu. O dönemlerde hem döviz kuru kontrol altındaydı hem de faizler düşmüştü. Faizler yüzde 6-7 iken Merkez Bankası başkanına ‘vatan haini’ diyordu. Meydanlarda yuhalatıyordu. Ben ayrılmıştım. Şimdi yüzde 25 Hazine faiz ödüyor. Bunu adını ne koymak lazım bilmiyoruz. Sormak lazım kendisine.”
BÜTÜN DENGELERİ ALTÜST ETTİLER
“Şu an otobüsü yenileyemiyoruz; çiftçi biçerdöverini, traktörünü yenileyemiyor. Çünkü kredi aldığında taksit dağıldığı zaman korkunç faiz geliyor önüne. Cumhurbaşkanı ‘Ben faizle savaşacağım’ dedi, eylül ayında başladı Merkez Bankası’na talimat verdi. Yüzde 19’dan yüzde 14’e indirtti. Hazine’nin borçlanma faizi ne oldu? Yüzde 17’den yüzde 25’e çıktı. Bir ara 28’i de gördük. Eskiden nasıldı? Merkez Bankası yüzde 19’a alıyordu ama Hazine yüzde 17’ye borçlanıyordu. Bütün dengeleri altüst ettiler. Bu piyasa faizleri düşmeden işlerin normalleşmesi mümkün değil.”
