Türkiye’de şüpheli kadın ölümlerine ilişkin resmi veri bulunmazken, bakanlıkların bu konuda düzenli ve sistematik bir veri paylaşımı yapmadığı ifade ediliyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) yayımladığı veriler ise mevcut durumu ortaya koyuyor. Platformun raporlarına göre şüpheli kadın ölümleri yıllar içinde sürekli artış gösterdi ve bu yıl ilk kez, erkekler tarafından öldürülen kadın sayısını geride bıraktı.
ŞÜPHELİ ÖLÜMLER SON ALTI YILDA YÜZDE 96 ARTTI
KCDP kayıtlarına göre 2018 yılında erkekler tarafından 308 kadın öldürülürken, 132 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştu. Bu sayı 2019’da 115’e gerilese de sonraki yıllarda hızlı bir artış yaşandı. 2020’de 171’e, 2021’de 217’ye yükselen şüpheli kadın ölümleri, son altı yılda yüzde 96 artış gösterdi.
2025’in ilk 10 ayında ise tablo daha çarpıcı hale geldi:
198 kadın erkekler tarafından öldürüldü,
213 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.
Böylece Türkiye’de ilk kez şüpheli ölümlerin sayısı kadın cinayeti sayılarını geride bıraktı.

HER 3 GÜNDE 2 KADIN ŞÜPHELİ ŞEKİLDE ÖLÜ BULUNUYOR
Veriler, Türkiye’de her üç günde iki kadının şüpheli şekilde hayatını kaybettiğini gösteriyor. KCDP temsilcilerinden Vahide Şevval Argunşah, bu artışın temel nedeninin “etkin soruşturma yürütülmemesi” olduğunu belirtiyor. Argunşah’a göre birçok dosya ya kapatılıyor ya da sürüncemede bırakılıyor ve ölüm nedenleri netleştirilmiyor.
Bu duruma en çarpıcı örneklerden biri ise hâlâ aydınlatılamayan Rabia Naz Vatan dosyası. 13 Nisan 2018’de evinin önünde yaralı halde bulunan ve hastanede yaşamını yitiren Rabia Naz’ın ölümü, yıllarca “intihar” veya “yüksekten düşme” iddialarıyla tartışıldı. Ancak ölüm nedeni hiçbir zaman kesin olarak ortaya konulamadı.
Aradan geçen yedi yılın ardından, Anayasa Mahkemesi 29 Mayıs 2025’te soruşturmanın “özensiz yürütüldüğü” gerekçesiyle Rabia Naz’ın yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Bu karar, şüpheli kadın ölümlerinde etkin soruşturma yürütülmediği yönündeki eleştirileri bir kez daha gündeme taşıdı.
