Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde "İnsanlık İçin Güçlü Türkiye" programında konuştu. Konuşmasında CHP lideri Özgür Özel'i hedef alan Erdoğan, "CHP Genel Başkanı her köşeye sıkıştığında ya topu taca atıyor ya da saçmalıyor. Haddini de aşarak Sarıkamış'ta şehit düşen dedemin nerede olduğunu sormuş. İstanbul halkının kaynaklarını yağmalayan suç örgütüne posta güvercinliği yapmayı marifet gören bu şahıs için daha fazla nefes harcamayı israf görüyorum." ifadelerini kullandı.
Ana muhalefetin Suriyelileri göndermek istediğini söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin her köşesinde 'Suriyelileri göndereceğiz' afişleriyle donatan 5. kol aparatlarına karşı sabırla direndiysek yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Ana muhalefet öyle demiyor muydu? 'Suriyelileri geldikleri yere göndereceğiz' diyorlardı. Bu kardeşinizi de 'gönderemezsiniz' diyordu." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
"İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 10 Aralık 1948'de büyük bir teveccühle kabul edildi. 2 yıkıcı dünya savaşı sonrasında bu beyanname yeni bir düzen kurmaya çalışan insanlar için umut kaynağı oldu. Beyannamenin ilk 3 maddesinde şunlar yazar: Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdır. Herkes ırk, cinsiyet, dil, din başka bir ayrım gözetmeksizin bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır. Bu beyanname kaderin bir cilvesi olarak 27 Mayıs'ta yürürlüğe girdi. Milletin değerlerine yönelik husumetli herkesçe bilinen tek parti faşizmi ilk günden itibaren beyannamenin altını oymuştur. Bu zihniyet milletin hafızasında derin yaralar açmıştır. 27 Mayıs'tan 28 Şubat'a kadar her 10 yılda bir tekrarlanan müdahalelerin arkasında bu zihniyet vardır. 2002'den bu yana mesaimizin büyük bir kısmını travmaları iyileştirmeye harcadık. Bu yolda önemli mesafeler aldık.
"İSTANBUL'U YAĞMALAYAN ÖRGÜTE POSTA GÜVERCİNLİĞİ YAPIYOR"
İnsan hakları cellatlarının ülkemize, milletimize, demokrasimize çıkardığı faturaları hala ödüyoruz. Bunların bir kısmını son grup toplantımızda ifade ettim. Orada dile getirmediklerimizi milletimizin farklı kesimleri biliyor. Onları da muhataplarının yüzlerine çarpmaya devam edeceğiz. Beyefendiler sabıkalı geçmişleri ile hesaplaşmak yerine işi dedeye, ataya götürseler de biz doğruları konuşmaktan çekinmeyeceğiz. CHP Genel Başkanı her köşeye sıkıştığında ya topu taca atıyor, ya saldırganlaşıyor ya da saçmalıyor. Haddini de aşarak Sarıkamış'ta şehit düşen dedemin nerede olduğunu sormuş. Gençlik kollarımız da bu siyasi acemisine gereken cevabı vermiş. İstanbul halkının kaynaklarını yağmalayan suç örgütüne posta güvercinliği yapmayı marifet gören bu şahıs için daha fazla nefes harcamayı israf görüyorum.
"TARİHİMİZDE İNSAN HAKLARI KONUSUNDA MAHCUBİYET DUYACAĞIMIZ HİÇBİR LEKE YOK"
İnsan merkezli değerler sistemimiz insanın yaradılan her varlığın, canlının hakkını gözeten dünya görüşü inşa etmiştir. Ne tarihimizde ne de kültürümüzde insan hakları konusunda mahcubiyet duyacağımız hiçbir leke yok. Tam tersine bugün bize özgürlük dersi verenlerden daha temiz bir sicile sahibiz. Tarihimizin hiçbir döneminde çiğ süt içmedik şükür karnımızda ağrımıyor. Nerede bir zulüm varsa mazlumun yanında zalimin karşısında dimdik duruyoruz. Türkiye'nin varlığı birçok bölgede güven aşılıyor. Gazze'den Suriye'ye birçok kriz bölgesi için insanlık için güçlü Türkiye şiarıyla üzerimize düşeni yapıyoruz. Gazze ve Suriye'de ilk günden itibaren tavrımızı ortaya koyduk. İnsanlık fukaralarına prim vermedik. Elimizle, kalbimizle zulmü durdurmanın çabası içinde olduk.
"ANA MUHALEFET SURİYELİLERİ GÖNDERMEK İSTİYORDU"
Dün suriye devriminin 1. yıl dönümüydü. 13.5 yıl boyunca zulme, zalime direnen kardeş Suriye halkını tebrik ediyorum. Bugün milletçe terörsüz Türkiye hedefinden bahsedebiliyorsak bu kahraman şehitlerimiz sayesindedir. Suriye halkının son 1 yılda Esad diktatörlüğünün bıraktığı enkaza rağmen ülkelerini yeniden ayağa kaldırma mücadelelerini memnuniyetle görüyorum. Başkan Şara, Emevi Camii'nde hem sabah namazını kıldırıyor hem de Suriye'nin geleceği ile ilgili müjdelerini söylüyor. Türkiye ve Türk milleti olarak Suriye'nin toparlanmasını tüm imkanlarımızla destekliyoruz. Suriye devrimi son 1 yılda en zoru geride bıraktı. Bir daha eski kötü günlere dönüş olmayacaktır. Türkiye'nin her köşesinde 'Suriyelileri göndereceğiz' afişleriyle donatan 5. kol aparatlarına karşı sabırla direndiysek yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Ana muhalefet öyle demiyor muydu? Suriyelileri geldikleri yere göndereceğiz diyorlardı. Bu kardeşinizi de 'gönderemezsiniz' diyordu. Savaşta sırtımızı dönmedik barışta da yanlarında olacağız. Bize devrimden önce CHP'nin başındakiler 'size ne Suriye'den' dediler. Gittiler, Esad'ın elini sıktılar. Biz bu vizyonsuzlara kulak assaydık bugün çok ciddi güvenlik tehditleriyle yüzleşiyor olurduk. Biz cesaretle hareket ettik. Kumpasları oyunları bozduk. Suriye'de gençler Türkçe konuşuyor. Kendilerini dev aynasında gören katliam şebekesinin üzerinde Rabbimizin bir takdiri var. Filistin'de de zafer marşlarını duyacağız."
