Türkiye atçılık tarihinin en dikkat çekici olaylarından biri, 31 Temmuz 1949 tarihinde İstanbul'daki Veliefendi Hipodromu'nda yaşandı.
Yarış sonuçlarına duyulan büyük tepki, kaybeden bahisçileri isyan noktasına getirdi ve hipodrom adeta bir savaş alanına döndü.
Bu olaylar, sadece bir yarışın sonucundan ibaret olmayıp, dönemin sosyal ve ekonomik atmosferinin de bir yansıması olarak tarihe geçti.
Olaylar, Türkiye'deki at yarışlarının ve bahis kültürünün ilk yıllarına ışık tutması açısından büyük önem taşıyor.
1949 VELİEFENDİ HİPODROMU YANGINI NASIL ÇIKTI?
Olayların fitili, bir at yarışı sonucunun beklenmedik bir şekilde sona ermesiyle ateşlendi.
Dönemin yarış kurallarına göre, starting box (hareketli start kapısı) uygulaması henüz yaygın değildi.
Atlar, başlangıç çizgisinin gerisinde sıralanıyor ve start, sallanan bir bayrakla veriliyordu.
Bu yarışta, favori olarak gösterilen Kontes ve Missouri isimli atlar, bayrağın sallanmasına geç tepki verince yarışı geride tamamladı.
Oysa yarışın favorisi olmayan, hatta şansı düşük görülen Mimi adlı at, birincilik kürsüsüne çıktı.
Bu sürpriz sonuç, büyük umutlarla bahis oynayan kalabalığın öfkesini tetikledi.
Orient Ekspres efsanesi geri döndü! İşte İstanbul'dan Paris'e lüks tren yolculuğunun ücreti
HAKEM KULESİNİ YAKMAYA ÇALIŞTILAR
Yarış Komiserler Kurulu Başkanı Fikret Yüzatlı'nın, sonucun onaylandığını duyurması, öfkeli kalabalığın tepkisini daha da artırdı.
Halk, önce hakem kulesine sandalyeler fırlattı, ardından da kuleyi kundaklamaya çalıştı.
Güvenlik güçleri ve itfaiye ekipleri olay yerine gelirken, isyancılar Bakırköy Belediyesi'ne ait itfaiye araçlarının hortumlarını keserek yangın söndürme çalışmalarını engelledi.
Olaylar sırasında gişeler yağmalandı ve hipodromda büyük bir kargaşa yaşandı.
TRİBÜNLERE TEL ÖRGÜLER ÇEKİLDİ
Olayların ardından emniyet güçleri duruma müdahale etti ve 123 kişi gözaltına alındı, bunlardan 30'u tutuklandı.
Bu büyük isyanın yankıları, Türkiye genelinde at yarışlarını etkiledi. Yarışlar süresiz olarak durduruldu, dönemin popüler 'Yarış Tahmin Saati' adlı radyo programının yayınına son verildi.
Güvenlik önlemleri artırıldı ve Veliefendi tribünlerine tel örgüler çekildi.
Ayrıca, koşularda yapılan protestoların daha rahat görülebilmesi için kırmızı ve beyaz bayrak uygulamasına geçildi.
İstanbul Boğazı'na yakışmayan manzaralar sona eriyor!
VELİEFENDİ HİPODROMU ADINI NEREDEN ALIYOR?
Veliefendi Hipodromu'nun tarihi, sadece at yarışlarından ibaret değil.
Adını, 18. yüzyılda iki dönem şeyhülislamlık yapan Hacı Veliyüddin Efendi'den alan bu geniş çayırlık, at yarışları için kullanılmadan önce piknik alanı ve askeri manevralar için de kullanılıyordu.
Türkiye'de at yarışlarının temel amacı, Kurtuluş Savaşı ve öncesindeki dönemlerde, atların savaşa hazırlanması ve dayanıklılıklarının artırılmasıydı.
Ne yazık ki, savaşa giden atların birçoğu geri dönemiyordu.
Hipodrom, 12 Eylül 1980 öncesi yaşanan siyasi kaosun da bir parçası oldu.
26 Kasım 1978'de, günlük yarış hasılatını bankaya taşımak üzere olan güvenlik görevlileri, hipodromun karşısındaki Aksu İplik Fabrikası önünde patlatılan bir bomba ile şaşkınlığa uğratıldı.
Bu karmaşadan faydalanan Marksist-Leninist Silahlı Propaganda Birliği (MLSPB) militanları, 3 milyon TL gibi o dönemin parasıyla büyük bir meblağı çaldı.
