Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi’nin yıkılmasına karşı tepkiler büyüyor. Öğrenciler, mezunlar, sanatçılar ve milletvekilleri, Balmumcu’daki tarihi merkezin önünde bir araya gelerek “Türk sinemasının belleğini yok ettirmeyeceğiz” mesajı verdi.
“BU MİRAS YOK EDİLEMEZ”
Yarım asrı aşan tarihiyle Türk sinema eğitiminin en önemli merkezlerinden biri olan yapının yıkılmak istenmesine karşı düzenlenen basın açıklamasına CHP Parti Meclisi Üyesi Baran Seyhan, DEM Partili Özgül Saki, yönetmen Ezel Akay, sinema yazarı Olkan Özyurt, usta oyuncular Halil Ergün, Ahmet Mümtaz Taylan, Cengiz Bozkurt, Güven Kıraç, Oyuncular Sendikası ve Sine-Sen temsilcileri katıldı.
İlk sözü alan MSGSÜ öğrencisi Esin Naz İşten, üniversite yönetiminin binayı “çürük” göstererek ihmalini gizlemeye çalıştığını söyledi:
“Bina güçlendirildiği halde hukuksuzca yıkım kararı aldınız. Belediyeye sunulan bir risk raporu yok, yıkımı üstlenen firmanın ruhsatı yok. Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun durdurma kararına rağmen fiilen yıkıma girişildi. Buna izin vermeyeceğiz.”
“BARINMA HAKKI DA GASP EDİLİYOR”
CHP’li Baran Seyhan merkezin yalnızca bir bina değil, sinemanın kalbi olduğunu belirtti:
“Burada televizyon dizilerinden sinema filmlerine kadar üretim yapıldı. Şimdi türlü gerekçelerle yok edilmek isteniyor. Geçici depoya taşındığı söylenen arşivin geleceği belirsiz. Bu ülkenin görsel hafızasını riske atmaya kimsenin hakkı yok.”
DEM Partili Özgül Saki ise, merkezin yurda devredilmek istenmesini eleştirerek, “Hem öğrencilerin barınma hakkı engelleniyor hem de Türkiye’nin sinema hafızası yok edilmek isteniyor. Bu karar geri alınmalı, bina yeniden aktif kullanıma açılmalı” dedi.
“SALDIRI VE TASFİYE GİRİŞİMİ”
Usta oyuncu Halil Ergün, merkezin simgesel değerine vurgu yaptı:
“Burası bir tarihsel izdir. Bu yıkım, bir saldırı ve tasfiye girişimidir. Sinema eğitiminde simgesel bir işlevi olan bu mekânı korumak zorundayız. Öğrencilerin yanındayız.”
Sinema yazarı Olkan Özyurt ise film arşivinin geleceğine dikkat çekerek, “Bir hafıza elimizden alınmak isteniyor. Çocuklarımız yarın bu filmleri nerede bulacak? Üniversite süreci şeffaf yürütmedi” dedi.
Sine-Sen Genel Başkanı Galip Görür de kültürel üretimi engellemeye dönük zihniyeti eleştirerek, “Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser. Biz bu zihniyete boyun eğmeyeceğiz” diye konuştu.
“ŞEKER HOCANIN VASİYETİ”
Merkezin kurucusu Prof. Sami Şekeroğlu’nun sözlerini hatırlatan sinema emekçisi Süleyman Şenvardar ise, “Şeker hocamız 2019’da, ‘Kurumum hasta, tedavi için yardım istiyorum’ demişti. Onun vasiyeti bu kurumu yaşatmaktı. Bizler de bu mirasa sahip çıkacağız” ifadelerini kullandı.
Basın açıklamasını okuyan Sümeyye Köse, merkezin sinema eğitimi, film arşivi ve laboratuvarlarıyla Türkiye’de sinema için tasarlanmış tek bütünlüklü yapı olduğunun altını çizdi:
“Yarım asırlık bilimsel ve sanatsal mirası yok etmek yerine restore edip gelecek kuşaklara aktarmak gerekir. Film arşivi yerinde korunmalıdır. Bu yıkım derhal durdurulmazsa, tarih önünde bir utanç vesikası olarak kalacaktır.”
DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Açıklamanın sonunda kamuoyuna çağrı yapılarak, merkezin korunması için dayanışma çağrısı yinelendi. Katılımcılar, MSGSÜ Sinema-TV Merkezi’nin yalnızca bir bina değil, Türk sinemasının belleği olduğunu ve bu mirasın yok olmasına izin vermeyeceklerini vurguladı.
