Fransa’da kundaklanan evlerinde ölen Damla ve Emir Aksu’nun Kahramanmaraş’taki halaları yeğenlerinin ölmeden bir hafta önce çekilen son fotoğraflarına bakarak ağıt yakıyor. Kendisinin de daha önce aynı şehirde yaşadığını söyleyen Nilgün Aksu “Fransa hükümeti olayın üstünü kapatmaya çalışıyor” iddiasında bulundu.
Fransa’da evlerinin komşuları tarafından kundaklanmasıyla feci şekilde hayatını kaybeden 8 yaşındaki Damla ile 6 yaşındaki Emir Aksu’nun Kahramanmaraş’ta yaşayan halası Nilgün Aksu, yeğenlerinin ölmeden bir hafta önce çekilen son fotoğraflarına bakarak ağıt yakıyor. Evinde taziyeleri kabul eden ve yeğenleriyle en son 2 ay önce gittiği Fransa’da bir araya geldiğini belirten Nilgün Aksu, onlarla güzel günler geçirdiğini söyledi. Yeğenlerinin ölmeden bir hafta önce çekilen fotoğraflarına bakarak gözyaşı döken hala Aksu, sağlık durumu ciddiyetini koruyan kardeşi Oğuzhan için de dua ediyor. Yeğenlerinin son fotoğrafının hikayesini de anlatan Aksu, şunları söyledi: “Olaydan bir hafta önce düğüne gideceklerdi. Anneleriyle konuştum, ‘Düğüne gideceğiz çocukları hazırladım çok güzel olmuşlar’ dedi. Ben de ‘fotoğraflarını yolla’ dedim. İkiz değiller ama ikiz gibi birbirlerinden ayrılmazlardı. Damla çok akıllı bir kız, Emir çok hareketliydi. Çok güzel çocuklardı. Allah’ım inşallah kardeşimi diğer çocuklarına bağışlar. İki canımız gitti, kardeşim gelirse onunla teselli olacağız. Başka elimizden hiçbir şey gelmiyor.”
Babası Salman ile eşi Cengiz Aksu’nun Fransa’da olduğunu ve cenaze işlemleriyle ilgilendiğini belirten Nilgün Aksu “Cenazelere otopsi yapıldı, DNA sonucu bekleniyor. O da ‘Büyük ihtimal hafta sonunu bulur’ dediler. Kardeşimle hiç konuşamadım, uyutuluyor şu anda. Hayati risk devam ediyor, vücudunun yüzde 60’ının yandığını ve iç organlarının temizlenmesi gerektiğini söylediler. Doktor, 10 güne kadar net bir bilgi alamayacağımı söyledi” diye konuştu. Aksu, kardeşinin eşi Hüsne Aksu’nun ise yangında çocukları 11 yaşındaki Emine ile 6 aylık Berat Seyhan’ı yanına alarak alt kattaki komşularının evininin balkonuna sığınarak kurtulduğunu söyledi. Kendisinin de yıllarca Fransa’da yaşadığını ifade eden Nilgün Aksu, olayın basit bir olay gibi yansıtılmaya çalışıldığını ifade ederek şöyle dedi: “Fransa hükümeti olayın üstünü kapatmaya çalışıyor, en güzel yaptığı şey bu zaten. Her zaman ki gibi olayı kapatacak ve olay burada bitmiş olacak. Seneye başka canlar, başka Türk binaları, Türk aileleri yanacak. Tutuklanan kişinin belki olayla alakası vardır ama birebir değildir. Bu kadar basit değil yani ‘Ben geleyim, sigarayı atayım yansın böyle bir şey yok. Bu kadar basit değil ama bunu basitleştiriyorlar.”
BÜYÜK İHMAL VAR
Olay sonrası itfaiyenin de kasıtlı olarak yangına geç müdahale ettiğini öne süren Nilgün Aksu, “Daha önce orada yaşadığım için kardeşimin evi ile itfaiye arasındaki mesafeyi biliyorum. İtfaiye çok yakın 2-3 dakikalık uzaklıkta. İtfaiye 45-55 dakika arasında geliyor. İtfaiye daha erken gelseydi şu anda benim kardeşim iyi durumda, yeğenlerim aramızda olurdu. Kesinlikle ihmal var, gelmemek, geç gelebilmek için ellerinden geleni yaptılar” diye konuştu.
CENAZELER TÜRKİYE’YE GÖNDERİLDİ
Mulhouse’taki yangında ölen Sanem Ertuç (9), Damla Aksu (7) ve Emirhan Aksu (6) için Diyanet İşleri Türk İslam Birliğine (DİTİB) bağlı Türk Kültür Merkezi’nde cenaze töreni düzenlendi. Strazburg Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Fevzi Hamurcu tarafından kıldırılan cenaze namazına, Türkiye’nin Strazburg Başkonsolosu Özgür Çınar, bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, hayatını kaybedenlerin yakınları ve vatandaşlar katıldı. Törende, yangında ölen üç çocuğun okudukları Brossolette İlköğretim Okulunun müdürü ve öğretmenleri de yer aldı. Kılınan cenaze namazının ardından Sanem, Damla ve Emirhan’ın cenazeleri, Türkiye’ye gönderildi. Sanem Ertuç’un bugün İstanbul Ümraniye’de, Damla ve Emirhan’ın ise memleketleri Kahramanmaraş’ta toprağa verilecek.
