‘Türkofobi’ye dönüşen Almanya’daki ırkçı yükseliş, ikili ilişkileri zedeleyecek boyutlara ulaştı. ‘Meydanı Türkiye karşıtlarına bıraktık’ diyen AK Parti Milletvekili Yeneroğlu’na göre yapmamız gereken ev ödevleri var.
SAMİ BAYRAKTAR
Almanya, Avrupa’da İslomofobi’nin merkezi durumunda. Her hafta bir caminin hedef olduğu ülkede, ırkçı ve İslamofobik saldırılar üç yılda yüzde 87 arttı. Bu utanç tablosunda Türkler’e ve Türkiye’ye yönelik saldırıların ayrı bir yeri var. Alman İç İstihbarat Teşkilatı, ‘En fazla taraftarı olan, en tehlikeli yabancı örgüt’ olarak tanımlamasına rağmen PKK faaliyetlerini rahatça sürdürüyor. Yasak olmasına rağmen örgüt flamaları ve sembolleriyle yürüyüşler düzenliyor. Alman siyatçiler de bu gösterilerde boy gösterebiliyor.
MEDYA KÖRÜKLÜYOR
Alman medyasındaki Türkiye karşıtlığı son bir yılda zirve yaptı. Neredeyse her gün Türkiye karşıtı bir haberin çıktığı Alman medyasının hedefinde özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan var. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da durum değişmedi. Demokrasi mücadelesine destek vermek yerine darbecilere sahip çıkan bir yaklaşım sergilendi. Der Spiegel dergisi, hazırladığı özel sayıda Erdoğan’ı hedefe koyarak darbeyi savuşturmuş Türkiye için ‘Özgürlüğünü kaybeden ülke’ başlığını attı.
MEYDAN KARŞITLARDA
Peki, Almanya’daki Türkiye karşıtlığının sebebi ne? AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu uzun yıllar Almanya’da yaşadı. Meseleye hem Türkiye hem Almanya cephesinden bakan Yeneroğlu’na göre, Türkiye’ye bakış ideolojik ve tek taraflı. Yıllardır süren PKK propogandasına son zamanlarda FETÖ’nün lobi gücünün de eklendiğini belirten Yeneroğlu, gelinen noktadan Türkiye’nin de medyasıyla, siyasetçisiyle, kurumlarıyla sorumlu olduğunu söylüyor. Meydanın Türkiye karşıtlarına bırakıldığını ifade eden Yeneroğlu, hamasi tepkiler yerine akılcı adımlar atılması gerektiği görüşünde.
TAVİZ VERİLMEMELİ
Türk Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Faruk Şen de Yeneroğlu gibi Almanya’yı iyi tanıyan bir isim. Kırk yıl Almanya’da yaşayan Prof. Şen, Avrupa’daki İslamofobi’nin Almanya’da ‘Türkofobi’ye dönüştüğü tespitinde bulunuyor. Sebebini ise, ekonomik krizde tepkilerin Türkler’e yönelmesi olarak açıklıyor. Birlik ve bütünlük içinde, güçlü ve bağımsız bir Türkiye istenmediğini savunan Şen, yapılması gerekenin taviz vermeden dik durulması olduğunu söylüyor.
AVRUPALILIKLA AŞILABİLİR
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Başkanı Zafer Sırakaya ise Almanya’daki Türkiye karşıtlığının önyargı ve cehaletten kaynaklandığı görüşünde. 15 Temmuz’dan sonraki tavrı ‘şizofrenik’ olarak nitelendiren Sırakaya’ya göre yapılması gereken, Avrupa’da yaşayan Türk konumundan Avrupalı Türk konumuna gelerek önyargıları kırmak.
SAVUNMACIYIZ, EKSİKLERİMİZ ÇOK
Mustafa Yeneroğlu (AK Parti İstanbul Milletvekili):
* Genellemeden uzak durulmalı çünkü Türkiye karşıtlığını teşvik edenler olduğu gibi buna karşı çıkanlar da var. Bize düşen ev ödevimizi iyi yapmak. n Meselenin çatışma diliyle yürütülmesini iki taraf için de yanlış. Hamasi bir dil kullanıp savunmacı edayla hareket ediyoruz. Konulara verilerle yaklaşımımızda eksiklerimiz var. n Bir çırpıda en az 50 Türkiye uzmanı Alman sayabilirim. Ama, Türkiye’de 3-4 Almanya uzmanı isim sayamıyorum. Türkiye’nin olan biteni nesnel biçimde anlatma mekanizmaları eksik. n Medyaya, devlete ve sivil toplum örgütlerine iş düşüyor.
NE KADAR DİK DURUŞ O KADAR SAYGI
Prof. Dr. Faruk Şen (TAVAK Başkanı):
* Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Batı İslam’ı yeni düşman olarak seçti.
* 2002’de başlayan ekonomik daralmadan sonra Almanya’da İslamofobi Türkofobiye dönüştü. Çünkü Almanya’da 4 milyon Müslüman var, 3 milyon 100 bini Türk. Almanya nedense Türkiye’yi rakip olarak da görüyor.
* Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırmalarının sebebi onu simge olarak görmeleri.
* Türkiye’nin Almanya’daki Türkiye karşıtlığına karşı yapması gereken taviz vermemektir. Ne kadar sert çıkarsanız size o kadar saygı gösterirler.
ÇÖZÜM AVRUPALI TÜRK OLMAKTA
Zafer Sırakaya (Avrupa Türk Demokratlar Birliği Başkanı):
* Almanya’da sağcıların Türkiye karşıtlığı önyargı ve cehaletten kaynaklanıyor.
* FETÖ’nün darbe girişiminden sonra darbecilere sahip çıkmayı şizofrenik bir tutum olarak görüyorum.
* Buna karşı yapılması gereken, Avrupa’da yaşayan Türk konumundan, Avrupalı Türk konumuna gelmiş olan bir anlayışla çalışarak, ötekileştirmeyi, ayrımcılığı, İslamofobiyi dışlamaya yönelik, etkin bir çalışma yürütmek. Biz bu anlayışla hareket ediyoruz.
* Kültürümüzü Avrupalılara hayatın her alanında var olan bir Avrupalı Türk olma hedefiyle yola devam etmeliyiz.
