2024’te İsrail’in zulmünü anlatan bir belgeseli ödüllendirmesinin ardından Yahudi lobisinin baskısına maruz kalan Berlin Film Festivali başladı. Bu yıl Filistin sinemasını görmezden gelerek, seçkisinde İsrailli bir rehine hikayesine yer veren Berlinale’nin açılışına Oscarlı aktrist Tilda Swinton’un ‘devlet tarafından işlenen suçları’ sıraladığı ateşli konuşma damga vurdu. Swinton, Filistin için sesini yükseltti, ABD Başkan Donald Trump’ın Gazze’ye yönelik tartışmalı planlarını eleştirdi.
SALİHA SULTAN
Sinema dünyasının prestijli organizasyonu Berlin Film Festivali başladı. 2024’te seçkisinde Gazze’ye destek veren, Yahudi lobisinin baskılarının ardından, bu sene Filistin sinemasını görmezden gelen festivalin açılışı tartışmalara neden oldu. Seçkisinde İsrailli bir rehineyi konu alan ‘David’e Mektup’ belgeseline yer veren 75. Berlinale’nin açılışında İsrailli rehineler anıldı. Bir grup alman aktörün kırmızı halıda İsrailli rehinenin fotoğraflarını tuttuğu fotoğraf sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutuldu. Birçok kullanıcı Alman aktörlerin pozuna karşı, 7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de hayatını kaybeden 48 binden fazla insanı hatırlatarak, İsrail’in katlettiği çocuk ve kadınların fotoğraflarını paylaştı.
‘BUNLARLA YÜZLEŞMEK GEREKiYOR’
Festivalin açılış konuşmasını ise bu yıl fahri Altın Ayı ödülüne layık görülen ve geçmişte İsrail’i eleştiren sanatçılardan biri olan Oscarlı aktrist Tilda Swinton gerçekleştirdi. Swinton ‘devlet tarafından işlenen’ suçları sıraladığı ateşli bir konuşmaya imza attı. Konuşması boyunca İsrail, Gazze veya Hamas kelimelerini kullanmaktan kaçınan Swinton, sinemayı ‘büyük bağımsız devlet’ olarak tanımlayarak, onun ‘işgale, sömürgeleştirmeye, ele geçirmeye, sahiplenmeye veya riviera mülkünün geliştirilmesine’ karşı dayanıklılığını vurguladı. Sanatçının bu sözleri, Trump’ın Gazze’nin ‘Orta Doğu’nun rivierası’na dönüştürülebileceği yönündeki son açıklamalarına karşı bir göndermeydi.
Swinton, şu anda dünyanın çeşitli yerlerinde devletler tarafından işlenen toplu cinayetler olduğu söyleyerek, özellikle Gazze’deki Filistinlilerin içinde bulunduğu zor durumu vurguladı. “Bunlar gerçekler. Bunlarla yüzleşmek gerekiyor” diyen Swinton, “Bizim nöbetimizde insanlık dışı şeyler işleniyor. Bunu adlandırmak ve bunu tanıyan herkese sarsılmaz dayanışmamı sunmak için buradayım” dedi.
Swinton’un şiirsel konuşması, baskılara rağmen festival platformunu Filistin için sesini yükseltme cesaretinin yanı sıra, ABD Başkan Donald Trump’ın Gazze’ye yönelik tartışmalı planlarına karşı anlamlı bir gönderme olarak değerlendirildi. Şimdi gözler bu yıl 19 yapımın ‘Altın Ayı’ ödülü için yarıştığı festivalin 23 Şubat’ta gerçekleşecek ödül töreninde. 23 Şubat ayrıca Almanya’nın ulusal seçim oylamalarının son günü. Festivalin önümüzdeki bir hafta boyuna katılımcıların çeşitli Gazze protestolarına sahne olması, ödül törenindeki konuşmalara Filistin halkına desteğin damga vurması bekleniyor.
YAHUDİ LOBİSİNE BOYUN EĞMİŞTİ
Geçen yıl İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı şiddeti konu alan ‘Başka Ülke Yok’ (No Other Land) belgeseline ‘En İyi Belgesel’ ödülünü verdikten sonra hükümetin ve Yahudi lobisinin şiddetli tepkisiyle karşılaşan festival bu yılki programında Filistin anlatısına yer veremedi. İsrailli yönetmen Tom Şoval’ın ‘Hamas’ın rehin aldığı bir İsrailli aktör’ü konu alan ‘Davut’a Mektup’ belgeseli ise özel gösterim programına alındı. Berlinale’nin geri adımına en büyük tepki ayın başlarında İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot için Filistin Kampanyası’ndan (PACBI) geldi. “Berlinale, İsrail’in Gazze’de katlettiği on binlerce Filistinliyi anmaktan dahi kaçındı” açıklaması yapan PACBI, uluslararası sinemacıları festivali boykot etmeye çağırdı.
