Her şey 1959 yılında New Yorklu DJ Peter Tripp’in bir yardım kampanyası için 200 saat uykusuz kalmasıyla başladı. Tripp’in radyoda sürdürdüğü bu uyumama programı, dinleyenlerin yanı sıra bilim insanlarının da ilgisini çekti. Uykusuzluk hali Tripp’te hiç kimsenin beklemediği kadar değişikliğe yol açtı. Neşeli hali gittikçe kaybolmaya başladı.
Üçüncü gün farklı davrandı, en yakın arkadaşlarına bile küfür etti, onları aşağıladı. Rekorun sonuna geldiğinde ise halisünasyon görmeye başlamış, paranoyak davranışlar sergilemeye başlamıştı. 201 saatin sonunda uyumaya giden Tripp’in uykusuz hali bilim insanları tarafından incelenmeye başlandı. Zira Tripp’in bu uykusuzluk halinden sonra, ilerleyen günlerde hayatı tamamen değişmişti. Evliliği bitti, radyodaki işini kaybetti. Uykusuzluğun kişide değişken ruh hali, depresyon, sinirlilik ve gerginliğe yol açtığını tespit eden bilim insanları halen Peter Tripp’in neden bu kadar değiştiğini halen araştırıyor. Araştırmalar, yeni sonuçlar da ortaya koyuyor.
KUMARHANE GERÇEĞİ
Psikolog Jakke Tamminen, insanların uykusuzken daha çok kendine güvendiğini ve bunun sonucu riski kararlar alabileceğini söylüyor. Las Vegas’taki kumarhanelerden örnek veren Tamminen, kumarhane sahiplerinin yorgun kumarcıların riskli kararlar aldığının farkında olduğunu anlatıyor. Parlak ışıklar, gürültü ve pencere azlığı size bu mekanlarda zamanın nasıl geçtiğini unuttuyor. Örneğin 2011’de Duke Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmayla insanların kumarhanelerde uykusuz kalınca daha iyimser olduğunu ve risk aldığını belirledi. Uykusuzluğun beynin öğrenme bölümünü de etkilediğini belirten uzmanlar, hafızanın zayıfladığını kişinin yeni bilgileri öğrenme yeteneğinin de azaldığını söylüyor. Üstelik bu değişiklik bir gecelik uykusuzlukta bile oluyor.
