Görüşler

AB’den çıkışa 100 gün kala Brexit muamması

AB’den çıkışa 100 gün kala Brexit muamması

İngiltere gündemini takip eden gazeteci Işın Eliçin, Brexit’e yüz gün kala İngiltere politikasında yaşanan sarsıntıları değerlendiriyor.

IŞIN ELİÇİN

İngiltere’nin 29 Mart 2017’de Lizbon Antlaşması’nın 50’nci maddesini yürülüğe sokarak başlattığı Avrupa Birliği’nden ayrılık (Brexit) sürecinin tamamlanmasına yaklaşık 3 buçuk ay kaldı ve zaman, hem İngiltere’ye hem de AB’ye ekonomik ve siyasi maliyetinin yüksek olacağı sanılan “anlaşmasız Brexit” ihtimali lehine ilerliyor. Anlaşmasız Brexit ya da nam-ı diğer “sert Brexit”, en basit tarifi ile AB ile İngiltere arasında malların, hizmetlerin, insanların ve sermayenin serbest dolaşımının sona ermesi demek. Gümrük kontrollerinin, ek gümrük vergilerinin, vizeli seyahatin başlaması, İngiltere’nin ortak pazara ile AB ile yaptıkları ticaret anlaşmaları vesilesiyle tercihli pazar konumundaki 70’ten fazla ülkeye erişiminin de bitmesi demek. Boşuna değil, İngiltere Merkez Bankası geçtiğimiz aylarda anlaşmasız Brexit ihtimalini değerlendirirken, para birimi sterlinin yüzde 25’e kadar değer kaybına ve ekonominin ciddi daralmasına hazırlık yapılmasını istemişti.

BAŞBAKAN MAY’İN TAKTİĞİ

İngiltere Başbakanı Theresa May, sözkonusu uyarılar çerçevesinde hükümetinin yaptığı hazırlıkların artık yürürlüğe gireceğini söylüyor. Yani bir anlamda kamuoyuna ölümü gösteriyor. Onları razı etmek istediği “sıtma” ise, “mümkün olanın en iyisi” diyerek AB ile üzerinde anlaştığı ama bırakın muhalefeti kendi partisini bile “iyi”liğine ikna edemediği Brexit anlaşması. May geçen hafta sözkonusu anlaşmayı parlamentodan geçiremeyeceğini anlayınca, ilgili oylamayı son anda ertelemiş; bu tavrı nedeniyle de lideri olduğu Muhafazakar parti içindeki rakiplerinin güvensizlik önergesine maruz kalmıştı. May, normal koşullarda 2022’de yapılacak seçimlerde aday olmayacağı vaadiyle, güven oylamasını 117’ye karşı 200 oyla kazanmayı başardı. Parti tüzüğü gereği Muhafazakarlar önümüzdeki bir yıl boyunca May’i bu yöntemle yerinden etmeyi bir daha deneyemezler. Muhalefet ise, İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’in vakitsiz ve etkisiz adımı nedeniyle, parlamentoda yapılacak bir güven oylamasıyla May’i koltuğundan etme şansını kaçırdı. Corbyn, AB’den çıkış anlaşmasının yeniden oylanacağı tarihin açıklanmayışını gerekçe göstererek parlamentoda kazan kaynatmayı ve güven oylamasına yeterli destek bulmayı umarken, May oylama için “14 Ocak haftası”nı göstererek hamlesini boşa çıkarttı.

"Gözlemciler, son birkaç hafta içinde ‘sert Brexit’ gibi ikinci bir referendum yapılması olasılığının arttığına dikkat çekiyor."

May’in taktiği; –geçen her dakika İngiltere’yi sert Brexit’e doğru taşımakta olduğu için- çıkış anlaşmasının parlamentoda reddedilmesi halinde, muhaliflerine sert Brexit’e alternatif yaratacak zaman bırakmamak üzere, kendi anlaşmasının oylanmasını mümkün olan en geç tarihte (21 Ocak) yapmak. İngiltere Başbakanı, böylece parlamento çoğunluğunu lehine çevirmeyi umuyor. Ana muhalefetteki İşçi Partisi, ikinci referendum taleplerine kulak tıkamaya devam ederse, May muradına erebilir de.
İkinci referendum May’in çıkış anlaşmasını beğenmeyenler için sorunlu ama etkili bir kart. Fakat Corbyn’in parti tabanındaki, ilk referandumda Brexit’ten yana oy vermiş olan kesimi kaybetmekten korktuğu için, ikinci referendum seçeneğine gönülsüz olduğu söyleniyor. Corbyn ve yakın çevresinin AB’ye kuşkuyla yaklaşan sol gelenekten geldiğini hatırlatarak, gönlünden geçenin -sonrasında yaşanacak kargaşa sayesinde iktidara gelmeyi umdukları ve böylece sosyalist politikalarını hayata geçirmeyi umdukları için- Muhafazakar partinin basiretsizliği sayesinde AB’den sert çıkış olduğunu iddia edenler de var. Bu arada İşçi Partisi yönetimine, ikinci referendum sürecini başlatmaları için baskılar artıyor. Bir grup milletvekili ve AB yanlısı aktivist, İşçi Partisi’nin acil bir kongre düzenleyerek bu seçenek konusunda net tavır belirlemelerini istedi. Observer gazetesinin yaptırmış olduğu son bir kamuoyu anketine göre, İşçi Partisi destekçileri arasında ikinci referanduma destek hayli yüksek: yüzde 21’e karşı yüzde 65 oranında. İktidardaki Muhafazakar parti de ise bu oran yüzde 60’a karşı yüzde 31. Fakat Muhafazakarlar içinde de, AB yanlısı genç seçmenlerin desteğini kazanmak için ikinci referandumu desteklemek gerektiğini savunanların sayısı artıyor. Brexit kararının yüzde 52’ye karşı yüzde 48 oyla kabul edildiği 2016’daki ilk referendumda 18-24 yaş arası seçmenin yüzde 73’ü AB’de kalmaktan yana oy kullanmıştı.

"İngiltere’de Brexit konusunda parlamento içindeki bölünmüşlüğün düzeleceğine dair henüz belirti yok. "

Gözlemciler de, son birkaç hafta içinde sert Brexit gibi ikinci bir referendum yapılması olasılığının arttığına dikkat çekiyorlar. İngiltere’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatnam House’un direktörü Robin Niblett, ikinci referendum olasılığını hafta başında yüzde 50’ye yakın olarak değerlendirdi. Eş zamanlı olarak referandumda halka tam olarak ne sorulacağı da yeni bir tartışma konusu olarak öne çıkmış durumda. Halk tercihini “Theresa May’in varmış olduğu anlaşma ile AB’den çıkalım” ile AB’de kalmaya devam edelim” seçenekleri arasında mı yapacak, yoksa Theresa May’in varmış olduğu anlaşmanın karşısına anlaşmasız ayrılık seçeneği mi konulacak? Yoksa parlamentoyu da bölen “Anlaşmalı Brexit, Anlaşmasız Brexit ve AB’de Kalmak” seçeneklerinin üçünün de yer alacağı üç tercihli bir oylama mı yapılacak. Chatnam House’un direktörü Niblett, halkın tercihini her halükarda Brexit’ten yana yapacağını, ama anlaşmasız boşanmadansa May’in AB ile üzerinde uzlaştığı mevcut anlaşma ile ayrılmayı yeğleyeceğini söylüyor.

‘ANLAŞMALI ÇIKIŞ’A DESTEK

Referanduma gitmek uzun ve maliyetli bir süreç. Öncelikle AB’den 29 Mart takviminin ertelenmesini istemek gerekecek, ardından soruların belirlenmesi, diğer hazırlıklar ve kampanya süresi de eklendiğinde en erken mayıs ortasında yapılabileceği söyleniyor. Üstelik çıkacak sonucun Brexit muammasını çözeceği de garanti değil. Aralarında İngiltere Ticaret Odası ve Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Birliği gibi örgütlerin de yer aldığı iş dünyasının temsilcileri hafta ortasında ortak bir açıklama yayınlayarak parlamentoya May’in Çıkış Anlaşması’nı onaylamaları için çağrı yaptı. Ekonominin anlaşmasız Brexit’e hazır olmadığına dikkat çekilen açıklamada, “kimse belirsizliğin uzamasını istemiyor ama iş çevrelerinin gelecekteki değişikliklere hazırlanmak için zamana ihtiyacı var” denilerek, olası ekonomik kargaşayı önleme sorumluluğunun parlamentoya düştüğü vurgulandı. Ancak parlamento içindeki bölünmüşlüğün düzeleceğine dair henüz belirti yok. Brexit’in başlıca muhaliflerinden İskoçya Ulusal Partisi (SNP), diğer küçük partilerle birlikte Theresa May aleyhine güvensizlik önergesi vererek süreci durdurmak mümkün mü, seçenekleri araştırıyor. SNP’nin yukarıda bahsi geçen başarısız güvensizlik önergesi girişimi nedeniyle İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’e kızgın oldukları söyleniyor. Ancak onların da şansı çok yok gibi.

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir