Demirtaş’lı programlarda soru bahanesiyle verilen danışmanlık hizmetleri neredeyse “Üstünü ört de üşütme e mi Selahattin” boyutuna varmış durumda.
111
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yüzünde gururun bahşettiği bir tebessümle makam odasının penceresinden bakmayı kesinlikle hak ediyor. Dizüstü çökmüş bir ülkeyi 13 yılda sadece ayağa kaldırmadı; aynı zamanda o ülkeye itibarını da iade etti. İstisnasız her alanda iyi şeyler yaptı.
211
Gururla tebessümü hak ediyor çünkü şimdi seçim meydanlarında yarışan vaatler aslında kendi eseri. 13 yıl önce orta sınıflar için bile düşünülemeyecek hayat standardı bugün yoksullar için vaadediliyor.
311
Erdoğan’ın yarattığı ekonomi, büyüttüğü pasta üzerinden yüksek asgari ücret, karşılıksız maaş, ucuz mazot, limitsiz kredi kartı taahhüt ediliyor. Bu durum Cumhurbaşkanı’nın kızdırıyor ama aslında gurur duyması; kendi dönemine yapılan bu övgüden mutlu olması gerekir.
411
Sadece ekonomi değil...
Kürt meselesinde de ufuk zenginleşti. 12 yıl önce adı anılmayan; düşmanlık, nefret, inkar ve hatta ırkçılıkla atbaşı giden bir kampanyanın sembolü olan Kürtler bugün sarılıp sarmalanırken de mutlu olmalı Cumhurbaşkanı.
511
Türkiye, Türk halkı, Türk medyası “Kürt” olana, Kürt siyasetine böyle sahip çıkabiliyorsa, bu Erdoğan döneminin politikalarının sonucudur. Yakın zamana kadar Kürtlerden ölesiye nefret edenlerin şimdilerde “Aman Selahattin canım Selahattin” diyebilmeleri dramatik şekilde AK Parti politikalarının eseridir.
611
Kürt sorununda belki hala çözüm bekleyen üniteler var ama AK Parti, “Kürt olma”yı sorun olmaktan ebediyyen çıkarmıştır. Bu sorun aşıldı, bitti. Hatta, neredeyse siyasal Kürt kimliği taşımanın CHP ve MHP kimliği taşımaktan daha makbul olduğu günlere de geldik!
711
Evet, Erdoğan tam anlamıyla istediği ve planladığı bu değişim tablosundan mutlu olmalı ama gördüğümüz gibi öyle değil. Mutlu olmak şöyle dursun, canı sıkkın. Esasen bir parça da haklı. Zira, Kürt siyasetine sunduğu legalite de şimdi pek de ahlaki olmayan, adil hiç olmayan bir kampanyanın malzemesi haline gelmiş bulunuyor.
Gelir, bunun adı siyaset...
811
Ulusalcı, Ergenekoncu, tek tipçi, ötekici bütün kesimler, onyıllardır nefret hisleri besledikleri bir ırkın partisi olan HDP’yi baraj üstüne taşımak için ittifak yapıyorlar. Meclis’te AK Parti’nin gücünü kırmak ve Erdoğan’ın başkanlık planlarını bozmak için HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a toz kondurmuyorlar.
911
Yakın tarihte hiçbir siyasetçi bugün Demirtaş’ın mazhar olduğu kadar imtiyaz ve himaye görmedi. Toz kondurmak bir yana ceketindeki toz hemen üfleniyor. Ekranlar malum... Demirtaş’lı programlarda soru bahanesiyle verilen danışmanlık hizmetleri neredeyse “Üstünü ört de üşütme e mi Selahattin” boyutuna varmış durumda.
1011
Gazetecilik mesleğinin başını öne eğen televizyon programlarının biri bitiyor, öteki başlıyor. Sözüm ona ana akım medyada, CHP ve HDP birlikte büyüsün temalı açık ve sınır tanımayan bir danışmanlık modeli işliyor. Birbirine benzemezler aynı safta aynı hedefe yürüyorlar.
1111
Evet, her seçim sonuçları itibariyle ilginçtir ve sürprizlere gebedir. Birçok merak cevabını bulur, birçok düğüm çözülür. 7 Haziran’ın sürprizi de sandıkta ağırlık üretemeyen ‘ulusalcı sol’un meydanlardaki kadar işe yarayıp yaramadığını görmek olacak. Bakalım, CHP’ye zarar vermeden HDP’ye hiç olmazsa 1 puan getirebilecekler mi?
Bakalım, sahici olmayan sadece nefretin tecellisine hizmet eden bir proje bu kez muvaffak olabilecek mi?