Belediye bağış toplasa ne olur

Belediye bağış toplasa ne olur

Virüsle mücadelede kritik haftaya girilirken artan siyasi gerilim rahatsızlığa yol açıyor. Belediyelerin bağış toplama kampanyalarının yasaklanması ‘Hassas günlerde kutuplaştırmaya değer mi’ eleştirilerini getirdi. Çeşitli çevrelerden “Belediyelerin bu ortamda yardım toplamasında ne sorun var? Bu tartışmaları bir kenara bırakıp salgınla ortak mücadeleye odaklanalım’ çağrıları yükseliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Sosyal hareketliliği ne kadar azaltır, sosyal mesafeyi ne kadar uzatırsak, hastalığın yayılma hızını o derece çabuk kırarız. Bunun için milletimizden şu sıkıntılı günler geçene kadar, evlerinden çıkmamalarını rica ediyorum” dedi. Erdoğan, Huber Köşkü’nde AK Parti İl Başkanları ile görüştü.

Bu süreçte en büyük avantajın, sahip olunan güçlü sağlık altyapısı ile hastalıkla mücadelenin erken başlatılması olduğunu belirten Erdoğan “Amacımız ülkemizin bu sıkıntılı dönemi en kısa sürede, en az kayıpla geride bırakmasını temin etmektir” değerlendirmesinin yaptı. Vatandaşlara yönelik ‘evde kal’, ‘sosyal mesafeyi koru’ ve temizlik gibi konularda uyarılarını sürdüren Erdoğan, şimdilik şehirler arası ulaşımı kısmen sınırlandırdıklarını hatırlatarak, ihtiyaç halinde şehir içi ulaşımda da benzer yöntemleri devreye sokabileceklerini belirtti. Erdoğan “Salgın yaygınlaşırsa çok daha sıkı tedbirleri devreye sokabiliriz” dedi.

Erdoğan “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” yardım kampanyasına da değinerek “Burada birçok belediyemiz valiliklerimizin izni olmaksızın bu tür kampanyalar açacak olursa işte o zaman bu devlet içinde devlet olma mantığıdır ki burada gücü dağıtmış oluruz. Buna da kimsenin hakkı yok ve yasalar da zaten buna müsaade etmiyor” ifadelerini kullandı. Bu tür kampanyalardan toplanan meblağların devlet olarak verdikleri desteklerin yanında çok küçük bir tutarı ifade ettiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Özellikle bir konunun üzerinde durmak istiyorum. Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur. Bu bakımdan da şu anda bütün bu kampanyalar, sadece devletimizin yani

Cumhurbaşkanlığı makamının açıklamış olduğu birimler tarafından yürütülmektedir ve bunların takibi İçişleri Bakanlığı, valiliklerimiz ve bunun yanında da yine aynı şekilde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız vasıtasıyla yürütülmektedir. Burada birçok belediyemiz valiliklerimizin izni olmaksızın bu tür kampanyalar açacak olursa işte o zaman bu devlet içinde devlet olma mantığıdır ki burada gücü dağıtmış oluruz. Buna da kimsenin hakkı yok ve yasalar da zaten buna müsaade etmiyor.”

Devletin dilencilik yapmaya yöneldiği gibi çirkin yaklaşımlar bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan “Onun için muhalefetin ağzından çıkanı kulağının duyması lazım. Eğer ağzından çıkanı kulağı duymuyorsa milletimiz vakti saati geldiğinde bunu da cevabını onlara verir. Dün şehir hastanelerine karşı çıkanlar, şimdi şehir hastanelerinin sayısı niye bu kadar az diye bunu konuşmaya başladılar. İşte bunlar ne denli ufuksuz olduklarını gösteriyor. Biz ise şu anda ardı ardına yeni hastanelerimizi açmanın gayreti içerisindeyiz” diye konuştu.

KORONA GÜNLERİNDE BAĞIŞ GERİLİMİ

Siyaset, Kovid-19’la mücadele günlerinde koronavirüs salgınına karşı belediyeler tarafından yürütülen yardım kampanyalarının durdurulması kararını tartışıyor. İktidar, bu faaliyetlerin hükümet tarafından yapılabileceğini, muhalefet ise kampanyaların yerel yönetimlerce de gerçekleştirilebileceğini savunuyor. İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeye göre yerel yönetimler başta olmak üzere kurum, vakıf ve derneklerce, yetkili makamlardan izin alınmaksızın başlatılan yardım kampanyaları hakkında gerekli işlemin yapılacağı duyuruldu. Yardım Toplama Kanunu işaret edilerek, bu durumlarda yetkili makamlardan izin alınma şartı bulunduğu belirtildi. Açıklamada, Yardım Toplama Kanunu gereğince yardım toplanmasının da doğrudan Cumhurbaşkanlığınca belli bir kuruma, kişiye, vakıf ve derneğe görev verilmesi veya yetkilendirme yapılması, yardımın kapsamına göre il valisinden izin alınması şeklinde olacağı kaydedildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği ise İçişleri’nin 30 Mart’ta yayınladığı “Yardım Toplama” konulu genelgesinin yürütmesinin durdurulması için Danıştay’a yürütmeyi durdurma ve iptal davası açtı. Dilekçede, genelgenin hukuka aykırı olduğu savunuldu. İBB Hukuk Müşavirliği; İstanbul Valiliği’nin, yayınlanan genelgeye dayanarak 31 Mart’ta aldığı kararla, İBB’nin 4 ayrı bankadaki yardım paralarının toplandığı hesapların dondurulması kararını da yargıya taşıdı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise “İşini ve gelirini kaybetmiş insanları desteklemek için kullandığımız ve sizlerin de katkıda bulunduğu banka hesapları İçişleri Bakanlığı genelgesi ile bloke edilmiştir. Planladığımız yardımlara devam edeceğiz” dedi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise “Belediyelerin bağış alma yetkisi var” vurgusu yaptı.

CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı da ortak açıklamayla karar tepki gösterdi. Açıklamada mağdurların yardımına koşmaya devam edileceği kaydedilirken “Yardım niyetiyle yola çıktıktan sonra doğabilecek siyasi karı veya zarar hesaplayacak halde hiç değiliz” denildi. Dünya ve Türkiye’nin siyaset üstü bir dönemden geçtiğine dikkat çekilen açıklamada kampanyaların karşılık bulduğu anda durdurulduğu kaydedildi. Bu kararla sadece vatandaşların mağduriyetinin artacağı savunularak, şöyle devam edildi: “Bu hususu kamuoyunun takdirine ve hukuka bırakıyoruz. Bu hassas durumun, siyasi kamplaşma çabalarına alet edilmesini istemiyoruz. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz ve bu tartışmalara asla girmek istemiyoruz.”

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da “Bağış toplamak sadece Cumhurbaşkanlığı’nın görevi değil. Yerel yönetimlerin de yetkisi vardır” dedi. İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun da belediyelerin başlattıkları kampanyaların hukuken birer yardım toplama faaliyeti değil, bağış organizasyonu olduğunu dile getirdi. Ergun “İlgili organizasyonlar 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15. ve 59. maddeleri ile 5216 Sayılı Kanun’un 18. maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde yürütülmektedir” diye konuştu. Öte yandan MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, belediye başkanlarından, devlet tarafından alınan kararlara uyulup uyulmadığının titizlikle takip edilmesini istedi.

KILIÇDAROĞLU: SOSYAL DEVLET KENDİNİ GÖSTERMELİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koronavirüs tedbirlerine ilişkin “Hiçbir vatandaşımın mağdur olmasını istemem. Karantina uygulanacak yerlerde sosyal devletin kendisini göstermesi lazım” dedi. “Karantina uygulanan yerlerde, hanelerde bu kişilerin ihtiyaçları nasıl ve kim tarafından karşılanacak?” sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, bu sorunun cevabını Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 83’üncü maddesinin verdiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, mesajında şunları kaydetti: “83’üncü madde diyor ki: ‘Karantina uygulanan yerlerde vatandaşların iaşesi, ibatesi, yiyeceği, içeceği, elektriği, doğal gazı, suyu, kirası, siyasi iktidar tarafından kanundaki tanıma göre hükümet tarafından karşılanır.’ Ben buradan bütün il başkanlarıma, ilçe başkanlarıma açık bir çağrı yapıyorum. Lütfen gidiniz bu vatandaşların harcamaları valilik tarafından karşılanıyor mu karşılamıyor mu veya kim tarafından karşılanıyor? Bunları araştırınız. O vatandaşların yiyeceğini, içeceğini, doğal gazını, elektriğini, suyunu karşılaşsınlar, masrafını karşılasınlar. Yapmadıkları takdirde biz onların haklarını sonuna kadar arayacağız ve savunacağız.”

DAVUTOĞLU: ÖRTÜLÜ ÖDENEK BUGÜNLER İÇİN VAR

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, salgın ilgili olarak tedbir almada Türkiye’nin geç kaldığını, krizin kötü yönetildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bağış yapma çağrısını eleştiren Davutoğlu “Sosyal devlet yardım istemez, yardım eder. Zekâtları devlet isterse Hazine’nin boş olduğu şüphesi doğar. Bütçe, örtülü ödenek bugünler için vardır. Evin içini yakan ekonomik krizi görmemeye başladıysanız sosyal patlamalardan hepimizin endişe etmesi lazım” dedi. Davutoğlu “Türkiye’de kriz yanlış yönetiliyor. Duygudaşlık boyutu eksik. Böylesine bir kriz sürerken Kanal İstanbul ihalesi yaparsanız, kriz paketine konut kredisi teşviki koyarsanız, bunlar toplumun hissiyatından kopuşu gösterir” diye konuştu. “Ankara’da düzenlenen toplantıya hekimler, hekim örgütleri çağrılmıyorsa bu iş yürümez” diyen Davutoğlu, çevresinden baskılar geldiğini belirterek “devlet bütçesi yerle bir edilmişken susamayacağını” dile getirdi. Davutoğlu “Korkar konuşmaz, haksızlıklara göz yumarsak ve çözüm üretmezsek Türkiye otoriterleşmeye gider” değerlendirmesinde bulundu.

DİYANET'TEN ZEKAT AÇIKLAMASI: ULUSAL ÇAPTA BAĞIŞ CAİZDİR

Din İşleri Yüksek Kurulu, Kovid-19 salgını nedeniyle başlatılan dayanışma kampanyalarına zekat ile katkıda bulunma konusunda “Zekatların bugünlerde ulusal düzeyde başlatılan dayanışma kampanyaları vasıtasıyla toplanıp hak sahiplerine ulaştırılması da caizdir” açıklamasını yaptı. Zekatın bir organizasyon aracılığıyla da verilebileceği belirtilen açıklamada “Burada dikkat edilmesi gereken husus, bu tür kampanyalara zekâtını yatıran mükellefin yatırdığı meblağın zekât olduğunu belirtmesi, yetkililerin de zekât fonunda toplanan bu paraların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konusunda gereken hassasiyeti göstermesidir” denildi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN