Dr. Murat Beyazyüz ile Dr. Yakup Albayrak II. Abdülhamid’in en büyük korkularını yazdı

Dr. Murat Beyazyüz ile Dr. Yakup Albayrak II. Abdülhamid’in en büyük korkularını yazdı

Sultan II. Abdülhamid’in psikolojisi, iki psikiyatrist tarafından yazılan kitapla mercek altına alındı. Dr. Murat Beyazyüz ile Dr. Yakup Albayrak yazdığı ‘II. Abdülhamid - Bir Şehzadenin Ruh Portresi’nde padişahın en büyük korkusunun ne olduğu da anlatıldı.

[Karar]
ERKUT TEZERDİ

İki psikyatrist, Sultan II. Abdülhamid’in çocukluğunu masaya yatırdı, yaptıkları incelemeyi  ‘II. Abdülhamid - Bir Şehzadenin Ruh Portresi’ adlı kitapta anlattı. Kapı Yayınları’ndan çıkan kitap Murat Beyazyüz ile Yakup Albayrak’ın ortak ürünü. İncelemeler yapılmış, mevzular ince elenip sık dokunmuş. İki doktor Sultan’ı anlatmaya çocukluğundan ve çevresel koşullarından başlıyor. Ona tıpkı yaşayan bir hastaları gibi yaklaşmışlar ve ortaya II. Abdülhamid’in bilinmeyen birçok özelliği çıkmış. Bunların arasında ‘mükemmeliyetçi oluşu’, ‘üzüntüleri’, ‘sanata verdiği önem’, ‘şüpheciliği’ ve ‘aşağılanma korkusu’ var. Peki, psikolojisi ne durumdaydı?

ANNESİ ETKİLİ OLDU

II. Abdülhamid’in psikolojisinde travma yaratan bir hadise oldu mu?

Murat Beyazyüz: Çocukluğunda travmatik diyebileceğimiz bazı yaşantılar var. Mesela annesi verem olduğu için Sultan Abdülmecid tarafından Beylerbeyi Sarayı’na gönderilir ve bu nedenle annesinden uzak kalır. Anne-oğlun görüşmeleri sınırlı olur ve hastalığın bulaşma tehlikesi sebebiyle annesi çocuğuna sarılamaz bile… Abdülhamid o zaman henüz 9-10 yaşlarında bir çocuktur.

Yakup Albayrak: Abdülhamid’in yaşadığı travmalardan önce annesinin yaşadığı travmaların da onun psikolojisi üzerine etkisi olduğunu düşünüyoruz. Annesi Tîr-i Müjgân Kadınefendi’nin Abdülhamid’den önce Naime isimli bir kızı olur ve bu kız 2 buçuk yaşında ölür. Naime öldüğünde Abdülhamid henüz sekiz aylıktır. Anne yaşadığı bu yas sürecinde Abdülhamid ile teselli bulur. Annenin yaşadığı bu kaybın ve travmanın Abdülhamid üzerinde etkisi var.

ZAMANA BAĞLI BİR KİŞİ

Çok sıkı bir çalışma temposundaydı. Peki, bu yoğunluğun nedeni neydi?

M.B: Zamana bağlı bir kişidir. Günün hangi saatinde sarayın neresinde ve ne yapmakta olduğu sarayda herkes tarafından bilinir. Çok yüksek ve katı bir iş disiplini vardır. Normal zamanlarda günde 10 saat kadar devlet işleriyle meşgul olur. Bazen bu süre daha da artabilir. Geceleri bile önemli bir iş olduğunda kalkıp çalışır. Bunun nedeni mükemmeliyetçiliktir.

16-07/05/5kr2abdulhamid1

Y.A: Gece çalışsa bile sabah yine aynı saatte kalkar. Devlet işleri konusunda çok güçlü bir sorumluluk duygusu vardır. Mükemmeliyetçi kişilerde genellikle bu sorumluluk hissini görürüz. Abdülhamid’de de bu sorumluluk hissinin adeta kendisini ezecek kadar güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Çalışmaları tahmin edilebileceği gibi devlet işleri üzerinedir.

Hayatı boyunca kaybettiği kişiler Abdülhamid’i hangi doğrultuda etkiledi?

M.B: Annesini kaybetmesi oldukça trajik. Bunun ömür boyu tam olarak çözülememiş bir yas olduğunu bile söyleyebiliriz. Babasını kaybetmesi çok büyük bir etki yapmıyor belki ama amcası Sultan Abdülaziz’in bir komployla tahttan indirilmesi ve birkaç gün sonra da trajik biçimde ölmesi onu çok etkiliyor. Abdülhamid amcasının öldürüldüğünü düşünüyor. Bu nedenle şüpheciliği de artıyor. Mizaç itibariyle zaten kolay kolay kimseye güvenmeyen bir insan... Bu olay onun güvenmeyle ilgili sorununu da büyütüyor bize göre.

GÜVEN PROBLEMİ VAR

II. Abdülhamid’in en büyük korkusu neydi?

Y.A: Abdülhamid mizaç itibariyle kolay güvenemeyen bir insandır. Basit bir dedikodu yüzünden bazı devlet adamlarını görevden alıyor. Abdülhamid’in güven ve bağlanma problemi olduğu bir gerçek. Soğukkanlıydı. En büyük korkusu ise birilerinin sandığı gibi öldürülmek değildi bize göre. O aşağılanmaktan, hakarete uğramaktan korkuyordu. Bir de tahttan indirilmekten…

16-07/05/screen-shot-2016-07-05-at-040653Kitabın yazarları Yakup Albayrak (solda) ve Murat Beyazyüz, II. Abdülhamid’in felsefi ve teknik kitaplara ilgisinin olmadığını dedektif maceraları ve gizemli cinayetlerin anlatıldığı romanları sevdiğini belirtiyor. Hatta Sultan’ın Sherlock Holmes’ün yazarı Sir Arthur Conan Doyle hayranı olduğunu anlatıyorlar.

ESTETİK ANLAYIŞI GÜÇLÜ

Sultan II. Abdülhamid’in sanata bakışı nasıldı?

Yakup Albayrak: Gençliğinden beri resme çok ilgisi var. Genelde manzara ve çiçek resimleri çizermiş. Tiyatro ve operaya da çok düşkün… Sarayda tiyatro faaliyetleri hiç eksik olmaz. Mesela Verdi’nin ‘Rigoletto’ isimli operasını tekrar tekrar izlemiştir. Sanattaki zevkleri büyük ölçüde Avrupai’dir. Sanatla çok yakından ilgilenirdi. Güçlü bir estetik anlayışa da sahipti. Müziğe karşı merakı çok genç yaşlarda başlamıştı. Alafranga tarzı tercih eder. Alaturkanın da güzel olduğunu ama insana gam ve hüzün verdiğini, alafranga müziğin ise neşe verdiğini düşünür. Bunu da anlamak kolaydır. Çünkü pek çok gamlı düşüncenin arasında neşeye daha çok ihtiyacı vardır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN