İnsanlığın patojenlere karşı verdiği tarihsel savaşta kazanılan zaferler, son verilerle gölgeleniyor.
21. yüzyılın başlarında kapanan devri sanılan bulaşıcı hastalıklar, 2020'lerin ortalarında yeniden küresel bir tehdit oluşturuyor.
Özellikle kızamık vaka sayısı 2024 artışları ve Birleşik Krallık'ta yaşanan boğmaca salgını başlıklarıyla gündeme gelen bu durum, uzmanlarca 'Büyük Gerileme' olarak adlandırılıyor.
Bilimsel raporlar, aşıyla önlenebilir hastalıklarda sadece sıradan bir yükseliş değil, bir patlama yaşandığını ortaya koyuyor.
Endişe verici tablonun temel nedenleri arasında Kovid-19 pandemisinin gölgesinde oluşan bağışıklık açığı ve artan aşı karşıtlığı tehlikeleri bulunuyor.
Tıp dünyası, sağlık sistemlerindeki aksamalar ve yanlış bilgi çağının etkileri nedeniyle modern tıbbın kalelerinde ciddi gedikler açıldığı konusunda uyarıyor.
KIZAMIK VAKALARI AVRUPA'DA ON KAT ARTTI: KRİTİK EŞİK AŞILDI
Gazete Oksijen'den Çağrı Mert Bakırcı'nın yazısına göre, epidemiyoloji uzmanları tarafından toplum sağlığının kritik göstergesi olarak kabul edilen kızamık, adeta 'madendeki kanarya' işlevini görüyor.
Bulaşıcılık katsayısının yüksek olması nedeniyle, aşı oranlarındaki en ufak düşüş, ilk olarak kızamık salgınıyla kendini belli ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) tarafından açıklanan güncel verilere göre, 2024 yılı itibarıyla Avrupa Bölgesi'nde kızamık vakaları yaklaşık on katlık bir artış gösterdi.
2023 yılında 30 bin ila 40 bin bandında seyreden vaka sayılarının, sonraki dönemde yüz binli seviyelere tırmanma eğilimi dikkat çekiyor.
Bilim insanları bile şaşkın: Zayıflama iğneleri, kanser riskini azaltıyor!
TÜRKİYE'DE DE VAKA SAYILARI YÜKSELİYOR
Küresel artıştan Türkiye de payını aldı.
2022 yılında sadece 125 civarında seyreden kızamık vaka sayısı, 2023'te 4959'a fırladı.
Güncel Sağlık Bakanlığı verileri, bu yükseliş eğiliminin ne yazık ki devam ettiğini gösteriyor.
Bilimsel açıklamaya göre, kızamığın toplumdan uzak tutulması için nüfusun yüzde 95'inin aşılanmış olması gereken sürü bağışıklığı eşiğinin altına düşülmüş durumda.
Türkiye ve birçok Avrupa ülkesinde bu oranın kritik seviyenin altına gerilemesi, virüslerin yayılması için 'otoban' görevi gören savunmasız bir popülasyon oluşturdu.
BOĞMACA VAKALARINDA YÜZDE 1600'LÜK ŞOK ARTIŞ
Sadece kızamık değil, boğmaca da hızla geri dönen eski düşmanlar arasında yer alıyor.
İngiltere Ulusal Sağlık Servisi (NHS) ve Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı'nın (UKHSA) 2024 tarihli raporları, Birleşik Krallık'ta boğmaca vakalarının bir önceki yıla kıyasla yüzde 1600 oranında arttığını ortaya koydu.
Yalnızca yılın ilk yarısında tespit edilen vaka sayısının, son on yılın toplamını aşması durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Bu çarpıcı artışın bilimsel mekanizması, bağışıklığın azalması ve pekiştirme dozları (booster) olarak bilinen aşıların artık eskisi kadar düzenli yapılmamasıyla ilişkilendiriliyor.
Kalp kontrolleri yapılmadan halay çekilmemeli!
ÇOCUK FELCİ GAZZE VE METROPOLLERDE YENİDEN GÜNDEMDE
Kökünün kazınmasına çok yaklaşılan bir diğer hastalık olan çocuk felci, yeniden manşetlere taşınıyor.
İsrail'in çatışma ve soykırım gerçekleştirdiği Gazze'de, çeyrek asır aradan sonra ilk kez çocuk felci gazze vakasının görülmesi, savaş ve çatışma bölgelerinde halk sağlığı sistemlerinin çöküşünün somut bir kanıtı.
Ne var ki sorun yalnızca çatışma bölgeleriyle sınırlı kalmadı. Londra ve New York gibi büyük metropollerin kanalizasyon sularında da aşı kaynaklı poliovirüs tespit edildi.
BÜYÜK GERİLEMENİN ÜÇ TEMEL NEDENİ
Bilim insanları 2020'lerde 19. yüzyıl hastalıklarının geri dönüşünü tetikleyen başlıca üç faktörü işaret ediyor:
Pandemi Yorgunluğu ve Bağışıklık Açığı: Kovid-19 pandemisi sırasında sağlık sistemlerinin kilitlenmesi sonucu dünya genelinde milyonlarca çocuk rutin aşılarından mahrum kaldı. Bu çocuklar, okul çağında virüsler için ideal yayılma ortamları oluşturuyor.
Dezenformasyon Çağı: Bilgi çağı, aynı zamanda aşılar hakkında bilimsel temeli olmayan korku senaryolarının yayıldığı bir dezenformasyon çağına dönüştü. Bilime göre temiz sudan sonra insan ömrünü uzatan en etkili halk sağlığı girişimi olan aşılara karşı ebeveynlerin güveni sarsıldı.
İklim Krizi ve Göçler: İklim değişikliği ve buna bağlı zorunlu göçler, hastalık taşıyıcılarının coğrafi sınırlarını değiştirirken, artan insan hareketliliği virüslerin pasaportsuz seyahat etmesine olanak tanıyor.
Bilim kanıtladı: Uyku kalitesi, bağırsak sağlığına bağlı!
ABD'DEKİ RADİKAL POLİTİKALAR KÜRESEL SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR
Küresel tablonun en endişe verici ayağı, bilimsel otoritenin kalesi sayılan Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yaşanan radikal politika değişiklikleri olarak öne çıkıyor.
2024 seçimleri sonrasında hız kazanan ve halk sağlığı paradigmalarını sarsan gelişmeler yaşanıyor.
Robert F. Kennedy Jr. gibi aşı şüphecisi figürlere merkezi roller verilmesi, federal sağlık kurumlarının güvenilirliğini tartışmaya açıyor.
On yıllardır aşı takvimlerini belirleyen Bağışıklama Uygulamaları Danışma Komitesi'nin (ACIP) yapısının aşı karşıtlarından yana değiştirilmesi, bilimsel konsensüs yerine siyasi ideolojinin önceliklendirildiği eleştirilerine neden oluyor.
HEPATİT B AŞISI KARARLARI BİNLERCE BEBEĞİ RİSKE ATTI
Bu ideolojik dönüşümün en somut ve tehlikeli örneği, Hepatit B aşısıyla ilgili alınan son kararlarda görülüyor.
Hepatit B, bulaştığı çocukların yüzde 25'ini öldüren, karaciğer kanseri ve siroza neden olabilen son derece tehlikeli bir hastalık.
Hastalığa karşı bebeklerin erken aşılanması gerekiyor. Normalde ilk dozu doğumdan hemen sonra uygulanan aşı, çocuklarda yüzde 95 ila yüzde 100 arasında koruyuculuk sağlıyor.
Ayrıca, karaciğer kanserini önlemesi bakımından tarihin ilk 'kanser aşısı' olarak da anılır.
Ancak, eski Başkan Trump'ın Eylül 2025'te bu aşıların çocuklara 12 yaşında uygulanması gerektiğini ferman buyurması sonrasında, ACIP, Hepatit B aşısının ilk dozunun doğumda değil, en az 2 aylıkken yapılmasını önerdi.
Bu karar, Hepatit B'yi annelerinden kapma riski yüksek olan binlerce bebeği tehlikeye atan, son derece cahilce bir karar olarak değerlendiriliyor.
1991 yılında Hepatit B aşısının uygulamaya başlanması öncesinde ABD'de 18 bin kadar çocuk 10 yaşına gelmeden hastalığa yakalanıyordu.
BİLİMSEL OKURYAZARLIK, ARTIK HAYATİ BİR SAVUNMA MEKANİZMASI
ABD'deki bu 'büyük şüphe' dalgası, küresel sağlık mimarisini de tehdit ediyor.
Bilim eğitimi ve bilimsel okuryazarlık, günümüzde artık sadece entelektüel bir hobi olmaktan çıkıp, hayati bir savunma mekanizmasına dönüşüyor.
Aşı, bireysel bir tercih değil, adeta bir toplumsal sözleşme işlevi görüyor: Bağışıklık sistemi baskılanmış kanser hastalarını, çok küçük bebekleri ve yaşlıları korumanın tek yolu, sağlıklı bireylerin ördüğü güçlü bir bağışıklık duvarı.
Bu duvar delindiğinde, önce toplumdaki en zayıf bireyler etkilenirken, sonrasında sağlıklı bireyler de tamamen önlenebilir hastalıklardan nasibini alıyor.
Bilim insanları, 2020'lerin ikinci yarısında önümüzde iki yol olduğunu belirtiyor: Ya bilimin rehberliğinde eksik aşıları tamamlayıp bağışıklık duvarını onaracağız ya da modern hastanelerde Victoria döneminden kalma ölümcül hastalıklarla savaşacağız.
Veriler açık; virüsler siyasi görüş ve inanç sormuyor, sadece savunmasız hücreleri arayan biyolojik kodlardan ibaretler.
