Görüşler

Trump’la nükleer silah kontrolü ne kadar mümkün?

Trump’la nükleer silah kontrolü ne kadar mümkün?

İkinci döneminde olan ABD Başkanı Donald Trump göreve geldiğinden beri nükleer silahların yayılmasının engellenmesinde bir ilerleme olmadı. Öyle ki nükleer silahlar öncelik listesinin sonlarında kaldı. Tam bu konu gündemden çıkacak derken geçtiğimiz aylarda Trump açıklamasında ‘Rusya ve Çin ile nükleer silah kontrolü hakkındaki görüşmeleri tekrardan başlatmak istediğini ve üç devletin savunma bütçelerini yarıya indirme hususunda bir anlaşmaya varabileceklerini umduğunu’ belirtti.

Öncelikle bu açıklama Trump’ın ilk 100 gününde attığı kritik adımlardan biri ve içerisinde endişe verici açıklamalar bulunmakta. Mesela, “yepyeni nükleer silahlar üretmemiz için hiçbir sebep yok, zaten çok sayıda var…Dünyayı 50 kez, 100 kez yok edebilirsiniz. Ve biz hâlâ yeni nükleer silahlar üretiyoruz, onlar da nükleer silahlar üretiyor” açıklaması bir nebze olsun acı gerçeğe vurgu yapsa ve savunmaya ayrılan bütçenin akıl almaz boyutunu belirtse de, yine de bu sözlerin yarattığı etki silahlanma alanındaki umutsuzluğu ve endişeyi arttırmaktadır. Trump’ın açıklamasındaki çelişki bir yandan umut ve güven vadedip diğer taraftan korku yaymaya devam etmektedir.

BİR BAŞARISIZLIKTAN DİĞERİNE…

Gümrük tarifelerinden Ukrayna’ya Trump’ın ikinci dönemindeki başarısızlık listesi bir hayli doluyken, Çin ve Rusya ile hedeflediği görüşmelerin yeniden başlaması ne kadar gerçekçi ve sürdürülebilir? Her ne kadar geçtiğimiz hafta ABD ve Ukrayna arasında imzalanan toprak mineralleri anlaşması iki ülke arasındaki önceki gerilimi biraz da olsa hafifletse de, Ukrayna’nın Trump’ın başarısızlıklarından biri olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Trump “Make America Great Again” sloganı ile ABD’nin dış politikasını değiştirip uluslararası arenada daha agresif bir ton kullanmaya başlamıştır. Bu durum Trump’ın sorunsuz ilerleyecek çok taraflı bir diplomatik başarı elde edebileceğine ve Rusya ve Çin ile oluşturmak istediği konsensusa inanmayı zorlaştırmaktadır.

Trump, Şubat ayındaki açıklamasıyla dağılmasında katkısı olduğu Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan (INF) sonra tekrardan ABD ve Rusya gibi iki büyük nükleer güç üzerinde kontrol ve diplomatik ağ kurma çabasında. Ve bu çembere şimdi Çin’i de dahil etmek istiyor. 1987’de ABD Başkanı Ronald Reagan ve Sovyetler Birliği Genel Sekreteri Mikhail Gorbachev tarafından imzalanan INF Anlaşması'nın iki nükleer güç üzerinde silah kontrolü konusunda hayati ve stratejik bir yeri vardı. 2019’da Trump’ın birinci döneminde ABD, INF Anlaşması’nı ilk olarak durdurdu sonrasında da anlaşmaya yönelik Rusya’yı sorumlu göstererek INF’den resmi olarak çekildi. Akabinde Putin, Rusya’nın INF Anlaşması’na katılımını sona erdirdi. Mevcut durumda, Trump bir açıdan hedeflediği görüşmelerle INF Anlaşması’nda sebep olduğu hayal kırıklığını telâfi etmeye çalışıyor.

ASLA OYNANMAMASI GEREKEN BİR OYUN

Dikkatli bakıldığında geçtiğimiz Şubat ayındaki açıklamadan beri şu zamana kadar bir ilerleme kat edilemedi. Günümüzde hala çok taraflı bir diyalog sinyali bulunmamaktadır. Bu sebeple Trump’ın açıklamasının samimiyeti ve diğer tarafların isteği de bir başka tartışma konusu. Trump yönetiminin bahsedilen alanlardaki yetersizliği ve buna ek olarak nükleer silahların modernleştirilmesi devam ederken böylesine bir ifade ne gerekli alt yapıya ne de gerçekliğe sahip. Öyle ki nükleer silahlara ayrılan bütçenin devam etmesi de aynı şekilde Trump’ın hedefiyle çelişmektedir. Federation of American Scientists’in Ocak 2025 kaynağı tüm nükleer silaha sahip devletlerin, nükleer silahlarını modernize etme programları yürüttüğünü belirtmiştir.

Kitle imha silahları dünyanın hiçbir zaman oynayamayacağı bir oyun. Caydırıcılık olarak nükleer güçler arasında geçmişte ve günümüzde bir tehdit faktörü şeklinde kullanılması bile büyük bir risk iken Trump’ın Amerika’sındaki bilinmezlik ve gizem daha da artmaktadır. Birleşmiş Milletler Antlaşması olan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) Trump’ın samimiyetini ve hedefine bağlılığını göstermesi için etkili bir platformdur. NPT, eğer Trump ciddi ise Rusya ve Çin ile düşündüğü iş birliğine başlangıç için bir şans olabilir. Fakat bu sadece bu üç ülkeye düşen bir görev olmamalı. Nükleer silaha sahip olmayan ülkelerin yaşadığı hayal kırıklığı gösteriyor ki İngiltere ve Fransa gibi diğer nükleer güce sahip ülkelere -özellikle Trump döneminde- her zamankinden daha çok sorumluluk düşüyor. Her ne kadar nükleer silahlardan arınmış bir dünya özellikle kısa vadede gerçeklikten uzak olsa da kim bilir belki de nükleer silahların yayılmasının önlenmesi tekrardan dikkat çekmeye başlar ve böylelikle dünyanın geleceği ve insanlığın güvenliği için yeni ve yapıcı bir adım atılabilir.

ELİF KARAALİOĞLU KİMDİR?

İstanbul Şehir Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okuyan Elif Karaalioğlu, 2019’da King’s College London Savaş Çalışmaları Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. 2019’dan bu yana uluslararası güvenlik ve dış politika konularında çeşitli çalışmaları yayınlanan Karaalioğlu, 2020’de Birleşmiş Milletler New York ofisinde stajını tamamladı. [email protected]

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir