Ahmet Taşgetiren ve Mehmet Ocaktan, Buradan Bakınca'da sıcak gündemi değerlendirdi. Çin'in Doğu Türkistan zulmüne yönelik Türkiye'nin suskunluğunu, Taşgetiren şöyle yorumladı: Çin ile ilişkimiz bir tür diyete dönüşüyor. Çin, 'ben sana aşı veririm ama sen de Doğu Türkistan gündemini devreden çıkar" diyor. Çin ile aşı ilişkimiz Doğu Türkistan iktidarı bu noktada suskunluğa mahkum ediyor."
DEMET İLCE | KARAR
KARAR yazarları Ahmet Taşgetiren ve Mehmet Ocaktan, Buradan Bakınca'da, Doğu Türkistan'daki Çin işkencesini, Türk dış politikasını ve polis genelgesini konu aldı.
"ÇİN'E MAHKUM OLDUK"
Çin tarafından Doğu Türkistan'daki Uygurlara yönelik gerçekleştirilen işkence devam ediyor. Türkiye'nin bu zulüm karşısındaki suskunluğunun temel sebebini, Taşgetiren dile getirdi:
"Çin ile ilişkimiz bir tür diyete dönüşüyor. Çin, 'Ben sana aşı veririm ama sen de Doğu Türkistan gündemini devreden çıkar" diyor. Çin ile aşı ilişkimiz Doğu Türkistan konusunda iktidarı bu noktada suskunluğa mahkum ediyor."
Ocaktan ise şunları kaydetti:
"Biz başından itibaren Çin'e mahkum olduk. Çin ile 100 milyonluk aşı anlaşması yaptık denildi, sonra 50 milyon olduğu anlaşıldı. Aşı geldi mi gelecek mi bunu kimse bilmiyor."
Türkiye'ye Çin tarafından gönderilecek aşı ile ilgili Taşgetiren, "Aşı seferberliğini yükseltmek gerekiyor, bu noktada sıkıntı çekiyoruz. 1 milyon aşı yapabilecek bir dağıtım potansiyeline sahip olduğumuz ifade ediliyordu. Şimdi elde aşı yok" diye konuştu.
"TÜRKİYE YANINDA OLAN HERKESİ YARI YOLDA BIRAKACAK"
Türkiye dış politikasını değerlendiren Ocaktan, Filistin ile ilişkileri dile getirerek, "Türkiye Filistin'i, Ehvan'ı ve yanında olan herkesi yarı yolda bırakacak. Türkiye buraya nereden geldi, oraya bakmak lazım. Hukuk devleti özelliğinizi kaybedince birtakım şeyler arka arkaya gelmeye başlıyor" dedi şöyle devam etti.
"AK Parti iktidarı Filistin'i her zaman bütün söylemlerde 'bayrak' yaptı ama AK Parti iktidarı döneminde Filistin ile ilgili atılmış tek somut adım yoktur."
POLİSLERİ KAYIT YASAĞI
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 27 Nisan'da yayımladığı 'polis genelgesi' polisleri kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında işlem başlatılmasına dair yayınlanmıştı. Gazeteciler ve toplum buna karşı gelmişti. Taşgetiren durumu şöyle değerlendirdi:
"Böyle bir polis genelgesinin, o polisin kaba davranışlarını gizlemek için çıkarıldığı algısını hiç kimse düşünmemiş midir?"
Ocaktan ise, medyayı denetim altına alan iktidarı şöyle eleştirdi:
"Türkiye'deki medyanın yüzde 90'ı iktidarın denetiminde ve merkez medyada gözükmüyor. Ama bugünün gözükmemesi demek, insanların acılarının ortadan kalktığını da göstermiyor. İktidar bir anda oylarının eridiğini görüyor ve telaşa kapılıyor."
DERİN DEVLET DEVREYE Mİ GİRİYOR?
Sedat Peker'in son zamanlarda sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalara yönelik Taşgetiren, şöyle tespitte bulundu:
"Türkiye siyaseti adına şunlar konuşuluyor: 90'lar yeniden gündeme mi geliyor? Derin devlet bir boyutuyla devreye mi giriyor?"
Taşgetiren şöyle devam etti:
"Mehmet Ağar Susurluk ile ilgili bir söz söylemişti. 'Bir tuğla çekerseniz, devlet çöker' diye. Onlar yeterince ortaya çıkmadı. Şimdi yeniden Sedat Peker'in bu videosu dolaşımda, ciddi sorular soruyor."
Ele alınan diğer başlıklar şöyle:
Ahmet Taşgetiren: (Pekcan dezenfektan skandalı) Tek açıklama Ruhsar Pekcan'ın adını vererek Cumhurbaşkanı'nın ettiği teşekkür var. İnsanlar 'Haberiniz vardı, neden Bakan yaptınız?', 'Bu dezenfektan olayına nasıl göz yumuldu?' diye soruyor.
Mehmet Ocaktan: (Market genelgesi) Oturup burada bir şey yazılıyor ve kimsede bunun sonuçları nedir, nasıl olur, siyasi sonuçları nedir diye düşünmüyor. İktidar bunu düşünmüyor. Ölçü kaybedilince bunların olması kaçınılmaz.
Ahmet Taşgetiren: (İmamoğlu soruşturması) Bir rakibinizi yıpratmak için etten püften sebepler üretiyorsunuz. Bu görülüyor. Oradaki problem; görüldüğünü görmemek.
