Ünlü profesör Celal Şengör, geçtiğimiz günlerde İstanbul depremi için "kıyamet senaryosu" çıkarımında bulunmuştu. O senaryoya Prof. Dr. Bektaş'tan bilimsel itiraz geldi.
Jeoloji Profesörü Osman Bektaş, meslektaşı Celal Şengör'ün İstanbul depremi için çizdiği "kıyamet senaryosu"na karşı çıkarak, tarihsel verilere ve güncel araştırmalara dayanarak "İstanbul'da büyük deprem çok zor" dedi.
İstanbul'da beklenen büyük deprem, bilim dünyasında ve kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Jeolog Prof. Dr. Celal Şengör'ün, bir YouTube programında yaptığı ve olası bir depremin ardından İstanbul'da yaşanacaklara dair çizdiği karanlık tabloya, meslektaşı Jeoloji Mühendisliği Profesörü Osman Bektaş'tan itiraz geldi. Bektaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla, Şengör'ün senaryosunun bilimsel verilerle uyuşmadığını savundu.
ŞENGÖR'ÜN "KIYAMET SENARYOSU"
Prof. Dr. Celal Şengör, katıldığı bir YouTube programında, İstanbul'da 7'nin üzerinde bir deprem beklendiğini ve özellikle Tuzla'dan Silivri'ye kadar uzanan güney sahil hattının ağır hasar göreceğini belirtmişti. Şengör, asıl yıkımın depremden sonra başlayacağını, yangınlar çıkacağını, itfaiyenin müdahale edemeyeceğini, dışarıdan yardımın zorlaşacağını, açlık, yağma ve salgın hastalıkların baş göstereceğini söylemişti. Şengör, "Ölmeyenler 'keşke ölseydik' diyecek" ifadeleriyle dikkat çekmiş ve İstanbul'un ciddi deprem riski altında olduğunu vurgulayarak, büyük felakete karşı önceden hazırlık yapılmasının hayati önem taşıdığını dile getirmişti.
BEKTAŞ'TAN İTİRAZ: "İSTANBUL'DA BÜYÜK DEPREM ÇOK ZOR!"
KESİN ZAMANI VE BÜYÜKLÜĞÜ
— Prof. Dr. Osman Bektaş (@profobektas) March 15, 2025
Belli olmayan İstanbul depremi için "Yaşayanlar yaşadıklarına pişman olacaktır" söylemi bilimsel verilerle uyuşmuyor :
* Ünlü deprem tarihcisi Ambrasys, 2001 : Küçük kıyamet denilen 1509 Îstanbul depremi abartılı olup katostrofik (felaket) değildir.
Prof. Dr. Osman Bektaş ise, Şengör'ün bu açıklamalarına sosyal medya platformu X (Twitter) üzerinden yanıt verdi. Bektaş, "İstanbul'da büyük deprem çok zor" diyerek, böylesi bir felaketin yakın gelecekte yaşanmayacağı görüşünü savundu. Bektaş, bu iddiasını tarihsel deprem verileri ve fay hareketleri konusundaki bilimsel bulgulara dayandırdı.
BEKTAŞ'IN DAYANAKLARI: AMBRASEYS'İN ÇALIŞMALARI VE FAY HAREKETLERİ
Bektaş daha önceden yaptığı paylaşımlarda da, İstanbul'un hemen güneyindeki Adalar fay segmentinin (kentin doğu kesimine denk gelen Marmara fay parçası) büyük ölçüde enerjisini boşalttığını belirtti. Ünlü deprem tarihçisi Nicholas Ambraseys'nin çalışmalarına atıf yapan Bektaş, 1509 ve 1766 İstanbul depremlerinin tahmin edilen büyüklüklerinin sadece M6.8–7.2 aralığında olduğunu vurguladı. Bu değerler, söz konusu tarihsel depremlerin sanılandan daha küçük ölçekli olabileceğini gösteriyor.
Ayrıca, aynı segment üzerinde 1963 yılında meydana gelen Adalar depremi (M6.3) de dikkate alındığında, Bektaş'a göre bu bölümdeki deprem tehlikesi oldukça azalmış durumda. İstanbul'un batısı için de benzer bir argüman dile getiren Bektaş, kentin batı yakasında (Silivri-Tekirdağ açıklarında) son 500 yılda M7'den büyük bir deprem yaşanmadığını vurguladı.
"FAY KİLİTLİ DEĞİL, YAVAŞ YAVAŞ KAYIYOR"
Bektaş, sismolojik gözlemlerin, bu kesimde fay hattının kilitli kalmak yerine yavaş yavaş kayma (sürünme, creep) davranışı sergilediğini gösteriyor olabileceğine dikkat çekti. Bu durum, gerilimin sessizce boşaldığı ve dev bir depremin oluşması için gereken enerjinin birikmediği anlamına geliyor.
"25 YILLIK BİLGİ BİRİKİMİYLE YENİDEN SORGULANMALI"
Bektaş, Marmara Bölgesi'nin son 500 yıllık sismik tarihindeki en aktif dönemin 20. yüzyıl olduğunu, büyük depremlerin 1912 Mürefte (Şarköy) ve 1999 İzmit gibi batıdan doğuya doğru göç ederek gerçekleştiğini hatırlattı. Bu ardışık kırılmaların ardından, Kuzey Marmara fayının şu an büyük depremler arası bir sakinlik dönemine girmiş olabileceğini ifade etti.
Bektaş, bir takipçisinin "Neden bilim insanları taban tabana zıt konuşuyor? Kime inanalım?" sorusuna, "25 yıllık bilgi birikimiyle İstanbul’un deprem tehlikesi ön yargısız yeniden sorgulanmalıdır" yanıtını vererek, eski çalışmalardaki tahminlerin güncel verilerle güncellenmesi gerektiğini belirtti.
"RİSK AZALSA DA TEHLİKE BAKİ"
Bektaş, riskin tamamen ortadan kalktığını iddia etmediğinin altını çizerek, "Bu, İstanbul’un deprem tehlikesini dışlamaz" ifadesini kullandı. Yani, büyük deprem olasılığını düşük görse de İstanbul için deprem tehlikesinin devam ettiğini, sadece olgunun daha gerçekçi değerlendirilmeye ihtiyacı olduğunu belirtti.