Büyük acıların yaşandığı Marmara depreminin ardından yeni felaketlere hazırlık için kararlılık mesajları verildi. Ancak kapıdaki tehlike çabuk unutuldu. 17 Ağustos’un 23’üncü yılındaki tablo depreme hazırlıkta hâlâ ciddi eksikler olduğunu gösterdi. İBB Başkanı, kentsel dönüşüm için harcanması gereken 85 milyar TL’nin rant projeleriyle hiç edildiğini ileri sürdü. Afet yasasının bu amaçla kullanıldığını savundu.
‘HİÇBİR ŞEYE PARA HARCAMAYIN İSTANBUL’U HAZIRLAYIN’
İstanbul’da son evreye girildiğini hatırlatan Prof. Dr. Naci Görür “7.2-7.6’lık deprem söz konusu. Hükümet başka hiçbir projeye para harcamadan İstanbul’u hazırlamalı” uyarısı yaptı. Deprem Güçlendirme Derneği Başkanı Sinan Türkkan, 600 bin çürük yapı için seferberlik başlatılması çağrısı yaptı. AKUT Başkanı Recep Şalcı da “2003’ten önceki binalar çok riskli. Yapmamız gereken ilk şey yapı stoğunu yenilemek” dedi.
İSTANBUL SON EVREDE TAYAKKUZ ZORUNLULUK
Marmara Depremi’nin üzerinden 23 yıl geçti. Uzmanlar olası İstanbul depremi için hayati uyarılar yaptı. Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da maksimum 7.6 büyüklüğünde bir depremin olacağını ve en çok Avrupa yakasının kıyı kesimlerinin etkileneceğini, 50 bin binanın tahribata uğrayacağını söyledi. AKUT Genel Başkanı Recep Şalcı ise “İstanbul depremi eğer beklediğimiz büyüklükte olursa hiçbir zaman hazır olamayız” dedi.
Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve “asrın felaketi” olarak tanımlanan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 23 yıl geçti. 17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi; Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’de yıkıma neden oldu. TBMM Deprem Riskinin Araştırılarak Deprem Yönetiminde Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi̇ Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun Temmuz 2010 tarihli raporuna göre, depremde 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 43 bin 953 kişi yaralandı. Yaklaşık 200 bin kişinin evsiz kaldığı, 66 bin 441 konut ve 10 bin 901 iş yerinin yıkıldığı depremden 16 milyona yakın kişi değişik düzeylerde etkilendi, 285 bin 211 konut ve 42 bin 902 iş yerinde hasar tespit edildi. Depremde İstanbul’da 454 kişi yaşamını yitirirken Yalova, Düzce ve Gölcük’ten kentteki hastanelere getirilen yaralılardan hayatını kaybedenlerle bu sayı 981’e çıktı. İstanbul’da 1880 kişinin yaralandığı depremde 41 bine yakın konut ve iş yerinde hasar oluştu, 18 bin 162 konut orta ve ağır şiddetteki hasar yüzünden oturulamaz hale geldi. Kentte ayrıca 3 bin 171 okuldan 820’si hasar gördü. Bunların 118’i orta, 13’ü ağır hasarlı olarak belirlendi. İstanbul’daki 10 bine yakın kamu binasının 1137’sinde az, 387’sinde orta, 37’sinde ise ağır hasar oluştu. İstanbul’da depremden en çok zarar gören yer Avcılar oldu. İlçede 270 kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi de yaralandı. 1823 konut ve 326 iş yerinin yıkıldığı ya da ağır hasar gördüğü ilçede, 5 bin 106 konut ve 872 iş yerinde orta hasar, 3 bin 685 konut ve 461 iş yerinde hafif hasar meydana geldi.
DEPREMİN İZLERİ SİLİNDİ
Binlerce insanın yaşamını yitirdiği, ev ve iş yerinin yıkıldığı Kocaeli’de, depremin ardından facianın acı izleri ortadan kaldırıldı. Depremde en ağır yıkımın yaşandığı şehirde deprem yönetmeliğine uygun binlerce konut inşa edildi. Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında Gölcük, Körfez ve İzmit başta olmak üzere birçok ilçede yeni projeler hayata geçiriliyor. Depremin en çok etkilediği ikinci il olan Sakarya da kentsel dönüşüm ve diğer çalışmalarla depremin izlerini sildi. Afet sonrası başlatılan çalışmalarla 15 Temmuz Camili, Korucuk ve Karaman mahallelerinde Valilik ve diğer resmi kurumların da içerisinde bulunduğu “yeni yerleşim bölgesi” oluşturuldu.
8 ŞİDDETİNDE DEPREME MARUZ KALIR
Bilim Akademisi Kurucu üyesi yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 17 Ağustos 1999 depremini değerlendirdi. 1999 depreminin daha dikkatli olmamız gerektiğini öğrettiğini söyleyen Görür, olası Marmara depremi için zamanın azaldığını söyledi. İstanbul’da beklenen olası deprem hakkında konuşan Prof. Dr. Naci Görür, şöyle devam etti: “Marmara’da beklenen depremin 1999 yılından itibaren her an olmak kaydıyla 30 sene içerisinde olma olasılığını yüzde 64 olduğu bilimsel olarak açıklandı. 1999’dan bu yana 23 sene geçti, yüzde 64 olasılık 2029’a kadar olduğuna göre biz işin son evresine geldik. Yaptığımız çalışmalarda Marmara’nın altındaki Kuzey Anadolu’nun bir bölümü olan fay hattının kırıldığı takdirde minimum 7.2, maksimum 7.6 büyüklüğünde deprem üretir. Bu bayağı büyük bir deprem demektir. Bu deprem olduğu takdirde İstanbul’un Marmara kıyılarına yakın olan yerleri en az 9 şiddetinde, kıyılardan uzaklaştıkça da 8 şiddetinde depreme maruz kalır”
AVRUPA YAKASI BÜYÜK HASAR GÖRÜR
Prof. Dr. Görür, beklenen deprem öncesinde acil olarak müdahale edilmesi gereken yerlerin özellikle Avrupa yakasında bulunan kıyı ilçeler olduğunu belirtti. Prof. Dr. Görür, “Özellikle Avrupa yakası Asya’ya göre, zemini göz önüne alırsak daha fazla hasar görür. Avrupa yakasında Haliç’ten Marmara kıyılarından Silivri’ye kadar, Avcılar, Zeytinburnu, Tarihi Yarımada’da dahil, Büyükçekmece, Küçükçekmece önemli hasar alır. Anadolu yakası göreceli olarak zemin açısından biraz daha sağlam. Türk hükümetinin alel acele, eğer İstanbul’u konuşuyorsak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği yaparak, halkı da işin içine alarak gerekli finans kaynaklarını oluşturarak, başka hiçbir ciddi projeye para sarf etmeyerek, sadece İstanbul’un hızla depreme hazırlanması lazım, aksi halde çok üzüleceğiz” diye konuştu.

320 BİN İNSAN ÖLÜMLE BURUN BURUNA
Prof. Dr. Görür, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından tahribat görecek binaların sayısı ile ilgili yapılan araştırmaya ilişkin, “Minimum 7.2 büyüklüğünde bir deprem olursa, can hasarı da büyük olabilir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı araştırmalarda, İstanbul’da çok büyük tahribat görecek bina sayısının 50 bin civarında olduğunu söylediler. Bu çok ağır hasar demektir. 50 bin binadan vazgeçelim, 10 bin binada sadece ölümlü vakanın olduğunu düşünelim. Geriye kalan 40 bin binada hiç insanın ölmediğini düşünelim. 10 bin bina için her binayı 4 katlı düşünelim, 40 bin kat eder. Her kata 2 daire koyarsak 80 bin daire yapar. Her daire 4 kişi koyarsak 320 bin insan doğrudan doğruya ölümle burun buruna demektir. Bu kadar minimize ettiğimiz halde durum bu. Dolayısıyla olabilecek can kaybını siz hesaplayın. Bu işin şakası yok” dedi.
TÜRKİYE’DE DEPREMLE İLGİLİ BİR HAZIRLIK YOK
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Cenk Yaltırak ise olası bir depremle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Şuanda Türkiye’de depremle ilgili bir hazırlık yok. Türkiye hiçbir şekilde depreme hazır değil. Hazırlık bazı şeyleri bilerek olur. Türkiye onları bilmiyor. İnsan bilmediği bir şeye hazırlıklı olamaz. Depreme hazır olmak için bazı şeyleri yapmak gerekiyor. Benim görüşüme göre bunlar ya eksik yapılıyor ya da yetersiz. Doğru yolda değil yani. Türkiye’de deprem olmaması anormal bir olaydır. Ama önemli olan Türkiye büyük ve yıkıcı bir depreme hazır mı? Onunla ilgili bir tedbirimiz var mı? Ona hazır olabilmek için o depremi üretebilecek faylar hakkına çok derin bilginiz olması lazım. Şimdi karar vericiler neye dayanarak ne yapıyorlar, onları açıklamaları lazım. Karar vericilerin bunları açıkladığını ben görmüyorum. Açıklanan şeylerin de bir sonuca gideceğine dair hiçbir veri görmüyorum.
2003’DEN ÖNCE YAPILAN BİNALAR RİSKLİ
AKUT Genel Başkanı Recep Şalcı ise 2003’ten önce yapılan binaların depreme dayanıklılık testinin yapılması gerektiğini ifade ederek, “Türkiye’de üzülerek söylüyoruz, 2003’ten önceki binalar riskli binalar. Özellikle 2003- 2018 arasındakiler kısmen biraz daha güvenli ama 2003’den önce yapılan binaların kesinlikle depreme dayanıklılık testi yapılması ve öyle oturulması gerekiyor. Bu binalarla ilgili yönetmelikler çok net değil ve 2003’den önceki binaların riskli olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi. Şalcı, İstanbul’da bir afet olursa en büyük sıkıntılardan bir tanesinin ulaşım ve tahliye olacağını dile getirerek, sözlerini şöyle konuştu: “Beklenen İstanbul depremi eğer beklediğimiz büyüklükte olursa hiçbir zaman hazır olamayız. Bunu söylemek gerekiyor. İstanbul dünyanın en büyük şehirlerinden bir tanesi. Nüfus yoğunluğu çok fazla ve Türkiye’nin buna hazırlanması 20 yıl sürer. Şu an baktığımız zaman herhalde en hazır olan yine kamu. Binaların güçlendirilmesi, yenilenmesi ve bu alanda çok hızlı çalışmalar yapıldı. En son geçen yıl yüzde 94’dü, bu yıl yüzde 96’ya ulaştı kamu binalarının yenilenmesi ve hazırlığı ayrıca buna köprü ve yollar da eklenmeye başlandı. İstanbul’da bir afet olursa en büyük sıkıntılardan bir tanesi ulaşım ve tahliye olacak. Bunun için de yolların ve köprülerin sağlamlaştırılması gerekliydi. Ama bunun yüzde 1’i ya da binde 1’i eksik kalsa bile biz İstanbul depremine hazırız diyemeyiz.”
