Yıllardır süren "İstanbul'un batısındaki fay her an kırılabilir" tartışmalarına yeni bir boyut getiren Prof. Dr. Osman Bektaş, bu tezini bilimsel verilere ve tarihsel kayıtlara dayandırdığı 5 temel kanıtla açıkladı. İşte o çarpıcı analiz:
KANIT 1: İSTANBUL'UN BATISINDAKİ FAY "SÜRÜNÜYOR", BÜYÜK DEPREM ÜRETEMEZ!
Bektaş'a göre, İstanbul'un batısında (Silivri açıklarında) yer alan fay hattı, "creep" adı verilen bir hareketle yavaş yavaş kayarak üzerindeki stresi biriktirmeden boşaltıyor. Bilimsel olarak "sürünme" hareketi yapan fayların, 7 büyüklüğünde bir deprem yaratacak enerjiyi biriktiremeyeceğini belirten Bektaş, uluslararası bilim insanlarının (Bohnhoff, Uchida, Becker) yaptığı çalışmaların da bu görüşü desteklediğini ifade etti.
KANIT 2: TARİHİ 1766 DEPREMİ YANLIŞ BİLİNİYOR, KIRILMA DOĞUYA GİDİYOR!
Yaygın kanının aksine, büyük 1766 depreminin merkez üssünün İstanbul'un batısı değil, doğusu olduğunu belirten Prof. Bektaş, bu tezin ünlü sismolog Ambraseys'in çalışmalarına dayandığını vurguladı. Bektaş, kırılmanın tarihsel olarak doğuya doğru ilerlediğini savunuyor:
1509 Depremi: Çekmece ile Gebze arasında yaşandı.
1766 Depremi: 1509'daki kırılmanın doğuya doğru devamı olarak gelişti.
(Hayali) 2025 M6 Silivri Depremi: Bu depremin de doğuya doğru bir kırılma göstermesi, bu tarihsel ilerlemeyi doğruluyor.

DİĞER KANITLAR DA AYNI YERE İŞARET EDİYOR
Bektaş, ayrıca 1963 yılında yaşanan 6,4 büyüklüğündeki Adalar depreminin de tam olarak 1766 depreminin merkez üssü olarak tanımlanan yerde meydana geldiğini belirtti. Bir diğer önemli kanıt olarak ise hem 1509 hem de 1766 depremlerinin, fay hattının güney koluna yakın olmasına rağmen Bursa'da büyük hasar yaratmadığını, bunun da depremlerin merkez üslerinin sanılandan daha kuzeyde ve doğuda olduğunu gösterdiğini ifade etti.
BÜYÜK RİSK İSTANBUL'UN HEMEN YANI BAŞINDA DEĞİL
Tüm bu kanıtları bir araya getiren Prof. Dr. Osman Bektaş, şu çarpıcı sonuca varıyor: "İstanbul batısında ve doğusunda M>7 deprem olasılığı son derece düşüktür."

Bu analiz, beklenen büyük Marmara depreminin, sıkça dile getirildiği gibi İstanbul'un hemen batısındaki veya doğusundaki fay segmentlerinde olmayabileceğini, riskin Marmara Denizi'nin farklı bir bölgesinde yoğunlaşabileceğini ortaya koyuyor. Prof. Dr. Bektaş'ın bu açıklamaları, İstanbul depremiyle ilgili risk senaryolarının yeniden tartışılmasını gündeme getirdi.

