Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, sahadan endişe verici gözlemler aktardı. Arık, "Son yılların en kurak dönemlerinden birini yaşadık. Hem yaz kuraklığı hem de kış kuraklığı. Bu yıllarda en yüksek seviyeye ulaşmış vaziyette. Tabii bu durumda yağışların azlığı özellikle tarım kesimi için, yer altı sularından yararlanmayı biraz daha arttıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla yerel suyun bu yıl biraz daha fazla düştüğünü söylemek mümkün. Tabii bu mevsim sonunda yapılan biraz daha netlik kazanacak ama sahadan yapmış olduğumuz çalışmalarda vatandaşlar, mevcut kuyularına ilave borular eklediğini kimi yerde ilave boru eklenmesine rağmen suyun kalmadığını, kuyu yenilemek zorunda kaldıklarını, bazı bölgelerde ise 300, 400 metre derinlikte kuyular açıldığı halde yer altı suyuna rastlanmadığını not alıyoruz. Bu durum havzada kuraklığın ve yer altı sularının giderek daha olumsuz bir seyir izlediğini ortaya çıkarıyor" dedi.
Çöken obruk yıllar önce doldurulmuştu! Tarlasına giden çiftçi şaşkına döndü: Çok daha derin olmuş
Karaman'da korkutan gelişme: Mısır tarlası bir gecede çöktü, dev obruk oluştu!
ASIL TEHDİT: 120 BİN KAÇAK KUYU
Prof. Dr. Arık'a göre, kuraklığın etkisini bir felakete dönüştüren en büyük faktör, bölgedeki kontrolsüz ve kaçak sulama kuyuları. Havzadaki durumu korkutucu bir rakamla özetleyen Arık, "Havza içerisinde kullanılan suyun genel dağılımına baktığınız zaman kullanımının çok önemli bir bölümü tarım kesim tarafından gerçekleştiriliyor. Burada özellikle Devlet Su İşleri tarafından belgelendirilen kuyuyla, belgesiz kuyuları karşılaştırdığımız zaman üçe bir gibi bir fark var. Yani 40 bin civarındaki belgeli kuyunun yanı sıra, bunun 3 katı kadar da kaçak kuyudan söz ediyoruz. Kaçak kuyular bir yandan hangi seviyeden su aldığı belli olmadan, suda herhangi bir analiz yapılmadan, tuzlu su seviyelerinin temiz ise seviyelerine karışmasını sağlayabiliyor. Bu durum bütün havzadaki suların kalitesini düşüren bir faktör olurken, tarımı da verimsizliğe doğru götürecek. Öte yandan çiftçilerimiz uzmanından destek almadıkları için bu kuyular zaman içerisinde verimli düşecektir ve en önemlisi de, yer altı seviyesinin daha ciddi bir şekilde düşmesini sağlıyor. Bunun nedeni ise kontrol edilmemesi. O nedenle havzadaki tarımsal üretim model, muhakkak bitkilere evrilmesinin yanı sıra bu kaçak kuyularını da muhakkak bir an önce önlenerek kontrol altına alınması gerekiyor. Yerel su yasamızda da belirtildiği gibi muhakkak kapatılması, kaçak kuyu açanlardan ise idari işlem olarak gerçekleştirilmesi ve doğrudan bir planlamaya gidilmesi gerekiyor. Çünkü havzada artık kuraklık açısından baktığımız zaman gerçekten tehlike çanları çalıyor. Ve bu suyu daha ileri taşıyabilmek için muhakkak acil önlemler alınması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Balıkesir'deki deprem sonrası korkutan manzara: O ilimizde dev bir obruk oluştu!

OBRUKLAR VE DEV YÜZEY YARIKLARI
Yeraltı suyunun bu denli çekilmesi, yer üstünde de tehlikeli sonuçlar doğuruyor. Prof. Dr. Arık, obruk sayısının her geçen gün arttığını belirterek, "Sadece geçtiğimiz yıl, sayısı 40’ın üzerinde obruk meydana gelmiştir. Bu yıl ise kayıtlı olarak 12 tane obruk meydana geldi. Havzada obruklar oluşmaya devam ediyor. Yer altı sularının giderek çekilmesine de bağlı olarak havzada sıkışmadan dolayı havza kenarlarından itibaren çok büyük yüzey yarıklarda meydana geldi. Bunlar da tehlike arz ediyor. Gerek tarım alanların daralması, gerekse orada bulunan yerleşimlerin bu tehlikeyle karşı karşıya kalması da ciddi bir sorun olarak not edilmesi gerekiyor. Obruklarla birlikte yüzey yarıklarda temel sebep olarak yine kuraklığı gösterebiliriz" dedi.

