İş insanı Murat Ülker, kişisel blogunda yayımladığı son yazısında, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü ve akademisyen Prof. Dr. Hasan Doğan’ın “İslam Hukukunda Barış ve Antlaşma” başlıklı eserini ele aldı. Ülker, kitabın yalnızca İslam hukukunun diplomasi ve antlaşma geleneğine dair bir derleme olmadığını; aynı zamanda güncel uluslararası ilişkiler literatürüyle güçlü bağlar kuran kapsamlı bir çalışma olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Hasan Doğan
BARIŞIN HUKUKİ TEMELİ: “HEP BİRLİKTE BARIŞA GİRİN”
Ülker yazısında, Kur’an-ı Kerim’in Bakara Suresi 208. ayetine atıf yaparak İslam’ın barışı ilke edinen yaklaşımını hatırlattı:
“Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin; çünkü o, apaçık düşmanınızdır.”
Bu çerçevede, modern uluslararası hukukun çatışma temelli teorilerine karşın, İslam hukukunun barışı önceleyen doktrininin tarihsel ve hukuki boyutları kitapta detaylarıyla ele alındı.

İSLAM HUKUKUNUN DİPLOMASİ GELENEĞİ
Prof. Dr. Hasan Doğan’ın çalışması, İslam hukukunun uluslararası ilişkilere sunduğu sağlam zemini çok yönlü biçimde inceliyor. Ülker’in aktardığına göre kitap, Batı literatüründe sıkça dile getirilen “İslam zorla yayıldı” iddialarına karşı, tarihsel belgelerle desteklenen bir barış ve antlaşma geleneğini ortaya koydu.
Eserde, uluslararası uyuşmazlıkların çözümünde kullanılan dostane yöntemler (tahkim, siyasi müzakere, arabuluculuk) ile hasmane yolların (misilleme, ambargo, boykot) İslam hukuku perspektifinden nasıl değerlendirildiği ayrıntılı bir biçimde analiz edildi.
HZ. PEYGAMBER’İN DİPLOMATİK TECRÜBESİ
Kitapta Hz. Peygamber’in (SAV) arabuluculuk pratiğine özellikle yer veriliyor. Ülker’in aktardığına göre Prof. Doğan, hem teorik hem de pratik zemini gösterebilmek adına Ebû Yusuf’un es-Siyeru’l-Kebîr’i, Medine’de kabile temsilcilerinin kabulü, Kureyş’le yapılan antlaşmalar ve Hz. Ömer’in Ebû Musa el-Eş’arî’ye gönderdiği mektuplar gibi kaynaklardan faydalandı.
Hz. Peygamber’in “kişilerin arasını bulup barıştırmayı ibadetlerden daha faziletli sayan” yaklaşımı kitabın merkezinde yer aldı.
ANTLAŞMALARIN HUKUKİ NİTELİĞİ: DÖRT MEZHEBİN BAKIŞ AÇISI
Eserde en dikkat çeken bölümlerden biri, antlaşmaların hukuki statüsü ve çeşitlerinin detaylı biçimde işlendiği kısım. Prof. Doğan burada, antlaşmaların geçerlilik şartlarını, muvakkat (süreli) ve mutlak (süresiz) antlaşmaların farkını, ahde vefa ilkesinin bağlayıcılığını, antlaşmalara aykırılığın sonuçlarını dört Sünni mezhebin görüşleriyle birlikte bütüncül bir sistematik içinde inceledi.
Ülker, bu bölümün özellikle Medine Sözleşmesi ve Mekke dönemindeki diplomatik uygulamalar üzerinden yapılan analizlerle güçlendiğini belirtti.
KAPSAMLI BİR ULUSLARARASI İLİŞKİLER OKUMASI
Ülker’in yazısına göre kitap, İslam hukukunun uluslararası ilişkilerde adalet, tarafsızlık, insan hakları ve kalıcı barış ilkelerini nasıl konumlandırdığını bilimsel temelde gösteriyor. Prof. Doğan’ın hem akademisyen hem de devlet görevlisi olarak sahip olduğu birikimin, esere önemli bir derinlik kattığı ifade edildi.
“OKUNMASINI TEMENNİ EDERİM”
Murat Ülker yazısını, kitabın İslam hukukunun barış ve antlaşma geleneğini doğru anlamak isteyen herkes için önemli bir kaynak olduğu vurgusuyla tamamladı:
“İslam tarihinde barış ve antlaşma kavramlarının köklü zeminini daha iyi öğrenmek için bu eserin okunmasını temenni ederim.”
