Murat Ülker’in kaleminden müzikal sahnesi: Don Kişot… Batı’nın kendi değerlerini evrensellik iddiasıyla sunduğu ilk metin

Murat Ülker’in kaleminden müzikal sahnesi: Don Kişot… Batı’nın kendi değerlerini evrensellik iddiasıyla sunduğu ilk metin

Zorlu PSM’de izlediği “Don Kişot” müzikalinden yola çıkan Murat Ülker, kişisel blogunda Cervantes’in eserini modern romanın ötesine taşıyarak Batı’nın akılcılık ve bireycilik merkezli değerlerini “evrensel gerçeklik” diye dünyaya yayan kurucu bir anlatı olarak yorumladı; sahnedeki bazı temsilleri ise metnin ruhuyla uyumsuz ve ayrımcı buldu.

İş insanı Murat Ülker, kişisel blogu muratulker.com’da kaleme aldığı uzun makalede, Zorlu PSM’de izlediği “Man of La Mancha / Don Kişot” müzikalinden hareketle Don Kişot’un edebî mirasını, Batı modernliğinin dünyaya yayılışındaki rolünü ve güncel sahnelemenin artı-eksi yönlerini tartıştı. Ülker, yazısında hem kişisel tiyatro serüveninden kesitler aktarıyor hem de Cervantes’in metnini “Batı’nın akılcılık ve bireycilik merkezli değerlerini evrensel gerçeklik gibi paketleyip dünyaya sunan ilk büyük anlatı” olarak yorumluyor.

“BİR BİSKÜVİCİ TİYATRODAN NE ANLAR?” DİYEREK BAŞLAYAN KİŞİSEL ARKA PLAN

Ülker, tiyatroyla çocukluk yıllarında kurduğu bağı hatırlatarak—Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda kulis anıları, “Cadı Kazanı”nı izledikten kısa süre sonra AKM’nin yanışı gibi—seyir kültürünün hafızasındaki yerini vurguluyor. Allianz’ın davetiyle yeniden salona döndüğünü belirten Ülker, sanat yazısını “sanata merakı olmayanların bile ilgisini çekecek” bir anlatıyla kaleme aldığını söylüyor.

DON KİŞOT’U MODERN ROMANIN ÖTESİNDE KONUMLANDIRMA

Makalede, Ian Watt’ın “modern romanın doğuşu” tezine atıfla Don Kişot’un literatürdeki merkezi yerini teslim eden Ülker, bunun yine de eksik kaldığını savunuyor: Ona göre eser, yalnızca roman formunun başlangıcı değil; Hristiyan Avrupa kimliğinin “gerçeklik ve akılcılık” temelinde yeniden kurulup dışarıya yayılmasının edebî aracıdır. Bu yüzden Don Kişot’un küresel etkisi—müzikaller, tiyatrolar, sürekli yeni baskılar—yalnız estetik değil, kültürel/ideolojik dolaşım meselesidir.

CERVANTES’İN HAYAT ÇİZGİSİ VE TARİHSEL BAĞLAM

1547–1616 yılları arasında yaşayan Miguel de Cervantes’in İnebahtı Savaşı’na katılması, Cezayir’de esaret yılları, maddi güçlüklerle geçen memuriyet ve yazarlık hayatı hatırlatılıyor. Ülker, eserin iki ciltlik yapısını (1605 ve 1615) ve “sahte ikinci cilt” polemiğini not düşüyor; şövalye romanslarını hiciv amacıyla yazıldığı genel kabulünü anımsatırken, metnin bu sınırı aştığını, modernlik-inanç-akıl gerilimini büyük bir ironiyle işlediğini öne sürüyor.

“CİDE HAMETE BENENGELİ” VE ORYANTALİST OKUMA

Ülker’in en tartışmalı tespitlerinden biri, eserdeki kurgusal “Arap tarihçi” Cide Hamete Benengeli figürü üzerinden yaptığı okuma:

Bu anlatıcıya yönelik “güvenilmezlik” vurgusunun, “Doğu anlatır, Batı düzeltir” mantığını beslediğini;

Don Kişot’un dünyasında Hristiyan aklın “nihai hakikat merciine” dönüştüğünü;

Bunun da ileride şekillenecek Oryantalist bilgi rejimi ve kültürel hegemonya için erken bir örnek teşkil ettiğini savunuyor.

Ülker, bu yaklaşımı Gramsci’nin kültür hegemonyası kavramı ile buluşturuyor; Doğu anlatılarının (Dede Korkut, Battal Gazi, Hz. Ali kıssaları) “ilahi meşruiyetli kahramanlık” kurgusuna karşılık, Don Kişot’ta metafizik kahramanlığın çöküşü ve dünyevî rasyonelliğin yükselişi anlatısının ağır bastığını belirtiyor.

“QUİJOTİSMO” VE MODERN KAHRAMANIN DÖNÜŞÜMÜ

Günlük dile yerleşen “Don Kişotluk” kavramını “idealleri uğruna gerçeklikle çatışmayı göze alan—hatta kimi zaman “aptalca” idealist—tutum” olarak anan Ülker, Don Kişot ile Ayn Rand kahramanları arasında bir kıyas da yapıyor: Rand’ın modern rasyonalist kahramanları, Don Kişot’un hayal ettiği gücü akıl yoluyla gerçekleştiren “seküler kahramanlık” çizgisi olarak sunuluyor.

MÜZİKAL: KAYNAK METNİN RUHU, SAHNELEMENİN SINIRLARI

Zorlu PSM’de izlediği prodüksiyon için Ülker şu çerçeveyi çiziyor:

Oyun, Dale Wasserman’ın TV oyunu ve Mitch Leigh imzalı müziklerle dünyaya yayılan “Man of La Mancha” temeline dayanıyor; Broadway’de 2.328 temsil ve 5 Tony’li bir klasikten uyarlama.

Cervantes’in hayatı ile Quijote anlatısının “oyun içinde oyun” formunda iç içe geçmesi kayda değer.

Ancak Ülker, güncel izleyicinin beklentileri ve teknolojik imkânlar düşünüldüğünde sahnelemenin dönüştürücü gücünün tam devreye girmediği, prodüksiyon-ses-orkestra derinliğinin yer yer yetersiz kaldığı görüşünde.

Özellikle “Mağribi” betimlemelerinde hırsızlık iması ve Dulcinea’ya toplu tecavüz sahnesi eklemesi, Ülker’e göre metnin ruhuyla ve tarihsel temsille uyumsuz, gereksiz ve ayrımcı. Araştırmasına göre, romanda Dulcinea fiziksel bir karakter olarak yer almadığından böyle bir sahne de bulunmuyor.

PERFORMANSLAR VE SAHNE

Başrollerdeki üç isim ayrı ayrı anılıyor:

Selçuk Yöntem’in sahne hakimiyeti ve oyunculuğu “etkileyici”,

Zuhal Olcay’ın ilk yarıda ses sistemi nedeniyle yaşadığı sıkıntıya rağmen ikinci yarıda “çok daha başarılı” bir performans,

Cengiz Bozkurt’un Sancho Panza yorumu “anlaşılır ve sevimli” bulunuyor.
Ülker, emeği geçen geniş sahne-orkestra-teknik ekip için de teşekkür ediyor.

TİYATRO EKONOMİSİ VE ZORLU PSM'YE ÖVGÜ

Tek perdelik filmler gibi çoğaltılamayan canlı sahne sanatlarının ekonomik sürdürülebilirlik sorununa dikkat çeken Ülker, Zorlu PSM’yi “tiyatrolar için fırsat ve umut” olarak selamlıyor; özel sektörün kültür-sanat yatırımlarının altını çiziyor.

SON SÖZ: DON KİŞOT’UN İKİLİ MİRASI

Ülker, Don Kişot’un hem Batı modernliğinin yayılma anlatısını taşıyan hem de o modernliği içeriden hicveden bir “çifte kodlu” metin olduğuna işaret ederek bitiriyor:

Gerçeklik ile hayal arasındaki uçurumu sahneye çıkarırken bireyi toplumsal normlara teslim eden modern rasyonelliğin zaferi,

Aynı zamanda bu zaferin iç eleştirisini metnin ironik damarında yaşatan bir kurucu anlatı…
Bu yüzden Don Kişot, Ülker’e göre sadece “bir delinin yel değirmenlerine saldırısı” değil; Batı medeniyet projesinin evrensel iddia ile dünyaya açılışının edebî başlangıç noktalarından biri.

YORUMLAR (1)
1 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN