CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Akbelen'deki ağaç kıyımını meclis gündemine getirdi. İktidarın kıyım için seçim sonrasını beklediğini söyleyen Kılıçdaroğlu söz konusu alanın yüzde 80'ine maden arama ruhsatı verildiğini ve daha önce alanla ilgili yapılan çalışmada Bodrum'un susuz kalacağına vurgu yapıldığını aktardı. CHP lideri, "İktidarın gözünü dolar bürümüş" diyerek "Bir avuç kişiye çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.
Bugün meclis maden sahasının genişletilmesi için Akbelen'deki ağaçların kesilmesi gündemiyle olağanüstü toplanacak. Meclis toplantısı öncesi CHP Grup Toplantısı'nda söz konusu kıyım gündeme alındı. Bölge sakinlerinin kürsüde konuşma yapmasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu direnişe ilişkin açıklamalarda bulundu. İktidarı sert bir şekilde eleştiren Kılıçdaroğlu, "Gözlerini dolar bürümüş bunların. Bu kadar kendi coğrafyasına daha önce ihanet eden başka bir ülke görmedim" dedi.
İkizköylüler mecliste: 'TOMA'ların önünde siper olmaya var mısınız?'
Akbelen'e ilişkin iktidar tarafından Hacettepe Üniversitesi'ne maden arama çalışmaları konusunda bir rapor hazırlatıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu raporda Bodrum'un susuz kalacağı bilgisinin yer aldığını aktardı.
Ancak iktidarın bunu da görmezden geldiğini ifade eden CHP Genel Başkanı "Bakın Akbelen sadece bir Akbelen değil aslında. Akbelen aslında aynı zamanda bir Türkiye’dir. O güzel doğanın yüzde 75-80’i maden arama ruhsatı olarak verilmiş. Ben boşuna mı beşli çeteler diyordum? Beşli çetelerin gücüyle ülkeyi yönetirseniz böyle olur. Kendileri marjinal duruma düştü siz değil. Bir avuç kişiye çalışıyorlar" şeklinde konuştu.
'MÜCADELE 2019'DAN BU YANA SÜRÜYOR'
Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Düşünün coğrafyamızın bir bölümünde, insanlar topraklarına sahip çıkmak istiyorlar. Eğer siz toprağınıza sahip çıkıyorsanız bilin ki vatanınıza sahip çıkıyorsunuz. Eğer toprak elinizden alınıyorsa bilin ki vatan elinizden alınıyordur.
2019'dan beri mücadele ediyorsunuz... Hep seçimi beklediler, seçimi hileyle hurdayla aldılar. Ve seçimden sonra yıktılar.
Ormana baktığınızda ayrı bir hayat görürsünüz. Kendinizi hiç yalnız hissetmezsiniz. Ama o tozlu yoldan talan edilen ormana baktığınızda, ülkenin halini görüyorsunuz.
'YÜZDE 75-80'İNE MADEN ARAMA RUHSATI VERİLMİŞ'
Ormanın içinde ayrı bir hayat var. Siz orayı katlettiğinizde bir hayatı yok ediyorsunuz. Siz Paris İklim Anlaşması'nı da imzalamışsınız. Ama buna rağmen ben yoluma devam ediyorum diyorsunuz. Askeri de polisi de size karşı kullanıyorlar. Asıl talimatı verenler suçlu.
Yapılanın adı canlı katliamıdır. Bu katliama dur demek hepimizin görevi, böyle bir görevle yola çıkmamız lazım.
Bakın Akbelen sadece bir Akbelen değil aslında. Akbelen aslında aynı zamanda bir Türkiye’dir. O güzel doğanın yüzde 75-80’i maden arama ruhsatı olarak verilmiş. Ben boşuna mı beşli çeteler diyordum? Beşli çetelerin gücüyle ülkeyi yönetirseniz böyle olur. Kendileri marjinal duruma düştü siz değil. Bir avuç kişiye çalışıyorlar.
Kömür bacalarından çıkan dumanı koklamak mı daha güzel, yoksa ormanın güzel havasını teneffüs etmek mi daha güzel.
'SİYASAL İKTİDAR MARJİNALLEŞTİ'
Siz eğer kömür bacasından tüten dumanı solumak istiyorsanız, sizin bu ülkede yaşama hakkınız yok.
Eğer siyasal iktidar beşli çeteye teslim etmişse, marjinalleşmiştir. Bizim görevimiz sizin sesinizi duyurmak.
Daha önceden de 2013'te yine Akbelen'le ilgili bir rapor hazırlatıyorlar, madene uygun mu diye. Raporda, şunu söylüyor, "Sakın yapmayın Bodrum susuz kalır" Hacettepe Üniversitesi ülkenin saygın üniversitelerinden, hocalar gidiyor 'Bodrum susuz kalır' diyorlar. Gözlerini dolar bürümüş bunların. Bu kadar kendi coğrafyasına daha önce ihanet eden başka bir ülke görmedim.
Maden elbette çıkarılmalı, ama talan edilmeden de çıkarılır.
'HAYIR DEMEK İÇİN KOŞA KOŞA GELECEKLER'
Bunlar ağaçla değil insanı da yok etmek istiyorlar. Beşli çete dediğiniz kişiler beş kişi değil aslında. Sadece Türkiye'nin varlıklarını sömüren bir kesim. Bunlara en büyük güvenceyi saray iktidarı verir. Buradan AK Parti'nin MHP'nin Yeniden Refah Partisi'nin vicdanlı milletvekillerine çağrı yapalım: Benim duyduklarımı, dinlediklerimi, gördüklerimi siz de görün. Bu çağrıyı yapalım.
Ama şöyle yapacaklar, Genel Kurul’a gelmeyecekler. Bu koridorda kapının önünde bekleyecekler. Çoğunluk sağlanırsa, ‘hayır’ demek için koşa koşa gelecekler. Hayır derseniz, iki elim yakanızda olur. Bu sıradan bir olay değil. Bu bir toprak meselesi, vatan meselesi, su meselesi, hava meselesi.
