Birleşmiş Milletler'den gelen son rapor, Türkiye için adeta bir 'kırmızı alarm' niteliğinde. Rapor, ülke topraklarımızın yüzde 88'i gibi ezici bir çoğunluğunun çölleşme riskiyle yüz yüze olduğunu ortaya koydu. Bu sadece bir çevre sorunu değil; sofranıza gelen ekmekten, musluğunuzdan akan suya kadar her şeyi tehdit eden bir krizin habercisi. Peki bu şoke eden rakam ne anlama geliyor ve hayatımızı nasıl etkileyecek?
RAKAMLARLA GELEN ŞOK: TEHLİKE NASIL BU KADAR BÜYÜDÜ?
Gözlerimizi kapattığımız gerçek, Birleşmiş Milletler (BM) destekli raporla yüzümüze bir tokat gibi çarptı. Sadece birkaç yıl önce farklı kurumların "risk" olarak tanımladığı oranlar, bugün adeta bir felaket tablosuna dönüştü:
- 2015: Riskli alan oranı yaklaşık %47 olarak belirtiliyordu.
- 2022: Yetkililer bu oranın %22,5 olduğunu açıklamıştı.
- BUGÜN (2025 BM Raporu): Risk altındaki alan oranı akılalmaz bir şekilde %88'e fırladı!
Bu inanılmaz artış, son iki yılda yaşadığımız tarihi kuraklıkların ve yanlış arazi kullanımının toprağımızı ne kadar hızlı tükettiğini acı bir şekilde gösteriyor. Artık tehlike kapıda değil, tehlike tam olarak içeride.
ÇÖLLEŞME NEDİR? YANİ ÜLKEMİZ SAHARA ÇÖLÜ'NE Mİ DÖNECEK?
Hayır, çölleşme mevcut çöllerin büyümesi demek değil. Çok daha kötüsü: Verimli, hayat dolu toprakların insan faaliyetleri ve iklim değişikliği yüzünden verimsiz, ölü, çorak arazilere dönüşmesi demek.
Yani:
- Tarlalarınızın ürün vermemesi,
- Meralarınızın hayvan otlatmaya elverişsiz hale gelmesi,
- Su kaynaklarınızın kuruması anlamına geliyor.
Türkiye'de bu süreci hızlandıran temel faktörler ise şunlar: Vahşi sulama, plansız kentleşme, ormanların yok edilmesi ve toprağı yoran yanlış tarım uygulamaları.
![]()
TEHLİKE ALTINDAKİ BÖLGELER: SADECE KONYA OVASI DEĞİL, BÜTÜN TÜRKİYE!
Düne kadar çölleşme denince aklımıza Konya-Karapınar, Iğdır veya Şanlıurfa-Ceylanpınar gelirdi. Ancak %88'lik oran, artık bu sorunun bölgesel olmaktan çıkıp ulusal bir güvenlik meselesi haline geldiğini kanıtlıyor. Batıdan doğuya, kuzeyden güneye Türkiye'nin neredeyse her karışı bu büyük tehditle karşı karşıya.
HAYATIMIZ NASIL ETKİLENECEK? İŞTE EN ACI TABLO
Bu oranlar sadece kağıt üzerinde kalmayacak. Çok yakında günlük hayatımızda şu etkileri görmeye başlayabiliriz:
- Gıda Kıtlığı ve Fahiş Fiyatlar: Verim düşecek, tarım yapılamayacak ve temel gıda ürünleri lüks haline gelecek.
- Büyük Su Krizi: Barajlar boşalacak, şehirlerde ve köylerde su kesintileri günlük hayatın bir parçası olacak.
- Ekonomik Çöküş: Türkiye'nin can damarı olan tarım ve hayvancılık sektörleri büyük darbe alacak.
- Zorunlu Göç: Kırsal kesimde toprağından geçinemeyen milyonlarca insan, büyük şehirlere göç etmek zorunda kalacak.
Kısacası, atalarımızdan bize miras kalan bu verimli topraklar, gözümüzün önünde eriyip gidiyor. BM'nin bu son raporu, bir uyarıdan çok daha fazlası; acil ve radikal önlemler alınmazsa geleceğimizin ne kadar kurak ve zorlu geçeceğinin bir ilanıdır.
