'Mücbir sebep' çağrısı

'Mücbir sebep' çağrısı

Virüs önlemlerinin ekonomiye olumsuz yansımalarını azaltmak amacıyla destek adımları atıldı. Ancak düzenlemelerin dar kapsamlı olması nedeniyle önemli bir kesimin mağduriyeti giderilemedi. Ekonomiye can suyu olacak ‘geniş kapsamlı paket’ çağrıları arttı: Kısa çalışma ödeneğinde devlet katkısı yüzde 60’ın üstüne çekilsin. Desteklerden bütün sektörler faydalanabilsin.

Dünyada etkisini hızla artıran pandemi tehlikesi, ekonomileri de zora soktu. Dünya merkez bankaları, ekonomi otoriterleri bir takım global önlemler alırken, her ülke kendi kaderiyle neredeyse baş başa kaldı. Birçok esnaf, KOBİ ve düşük bütçeli iş yer sahipleri ‘Mücbir sebep’ kapsamına giremedi. Piyasalarda koronavirüs salgınından doğrudan etkilenen mükelleflerin mücbir sebep kapsamında olduğu kabul edildi. Ancak, kapsama alınan mükelleflerin bazılarının KDV, Muhtasar ve SGK prim ödemeleri 6 ay ertelendi. Bu süre sonunda da ilgili ay vergileri ile birlikte ödenmeleri kazançların olmadığı ancak halen ödemelerin devam ettiği bu dönemde mükellefleri yine çok zorlayacak. O nedenle, ertelenen 6 aylık süre sonlarında, talep edilen ödemelerin faizsiz 6 eşit taksite bölünmesi gerekiyor. Talepler arasında ayrıca, kapsam dışı bırakılan diğer mükelleflerin bu döneme ilişkin Vergi ve SGK prim ödemelerinin faizsiz 12 eşit taksitte ödeme imkanı tanınması isteniyor. Turizm tarafında da Mart – Aralık 2020 döneminde Turizm Katkı Payı ödemelerinin 01 Ocak 2021 tarihine kadar kaldırılması başka bir konu olarak dikkat çekiyor. Elektrik, su ve doğalgaz ödemelerinin 3 ay boyunca talep edilmemesi ve süre sonunda 3 taksite bölünerek ödenebilmesi tüketicilere kolaylık sağlayacak. Ayrıca kısa çalışma ödeneğinde de değişiklik yapılması gerektiği tavsiye edilirken hem bedelin hem de yüzdenin arttırılması gerektiği paylaşılıyor. Konuşulanlar arasında inşaat sektörüne yönelik önlemler de var. Şantiyelerin durması nedeni ile işçi kamplarından şehirlerarası seyahat yasağı sebebi ile ayrılamayan işçiler için işverenin yapmış olduğu masrafların işsizlik sigorta fonundan karşılanması talep ediliyor. 3 ay için işten çıkış yasağı var ancak sektör bazında bir ayrım yok.

9 MİLYON KAYIT DIŞI ÇALIŞAN DESTEK BEKLİYOR

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), geçen hafta tedbir önerilerinde bulunmuştu. En kırılgan kesimin, işsizlik fonu ve kısmi çalışma ödeneği gibi imkânlardan yararlanmayan sayıları yaklaşık 9 milyonu bulan kayıt dışı çalışanlar olduğunun altı çizildi. Açıklama şöyle sürdü: “Bu kesim daha çok gündelikçi yevmiyeci veya kendi başına çalışan küçük esnaf ve onların yanında çalışanlar, pazarcılar temizlikçiler, inşaatlarda çalışanlar, restoran ve kafelerde çalışanlar ile küçük merdiven altı işletmelerde çalışan işçilerdir. Bunlara ancak sosyal yardım vakıfları aracılığı ile yardım yapılabilir. Bu vakıflara verilen 2 milyar lira ek yardım tutarı oldukça yetersizdir ve bu yardımlar büyük ölçüde kayıtlı olanlara verilmiştir.”

BANKALARIN GENEL MÜDÜR YARDIMCILARI İŞİNDEN OLDU

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye’nin salgın etkisiyle ekonomi yönetimini KARAR TV’ye değerlendirdi. Özel bankalara yapılan baskıya değinen Ali Babacan “Uzun bir süredir özel bankalar üzerinde kredi baskısı var. Şu an da bazı özel bankalar kendi hissedarları tarafından zaten yönetilemiyor. Devlet elindeki denetleme ve düzenleme gücünü bankaları yönetmekte kullanıyor. Ellerinden kaçmış durumda. Başka bir çıkışları zaten yok. İstenileni yapmak zorunda. Özel bankalardan sadece bu dönemde genel müdür seviyesinde yaklaşık 100 kişi işten atıldı. Bu işten atılan insanlar kendi patronlarının kendi yönetimlerinin arzusuyla değil, farklı baskılarla işten atıldı. Kolay bir dönem değil. Bu kadar büyük bir ülke dar bir kadro ve tek bir karar merceğiyle yönetilemez” dedi.

BASILAN PARANIN DÖVİZ KARŞILIĞI OLMALI

Acilen israfın önlenmesi gerektiğine değinen Ali Babacan “Gösterişle itibar olmaz” diyerek şunları söyledi: “Borçlanma lüks harcama ile itibar olmaz. Türkiye’nin potansiyeli büyük. En önemli sorun gelirsizlik ve bağlamında işsizlik. Geliri aniden kesilen vatandaşlara gelir sağlanmalı. Şirketlerinde hayati devamlılığının sağlanması gerekiyor. Aksi halde yüksek işsizlik ve enflasyon doğar. Sadece para basarak işler yürümez. Şu an dünya ki bütün merkez bankaları para basıyor. Dışardan döviz kaynağı bulunmazsa enflasyon ve kur artışı kaçınılmaz olur. Merkez Bankası’nın da bundan geri dönüş planını açıklaması gerekiyor. Kaynaklar harcandığı için açıklanacak kaynak bile bulunamıyor.”

EN ZOR DUURMDA BİLE VATANDAŞTAN İSTEMEDİK

Daha önce tavsiyelerde bulunduklarını aktaran Babacan “17 Mart’taki öneriler zamanında alınsaydı şimdi sorunlar bu kadar derin olmazdı. Krize zaten zayıflayarak girdik. Merkez Bankası’nın rezervleri zaten azalmıştı. Bütçe zaten açıktı. Tüm bunları önümüze koyduğumuzda acil önlemler alınmazsa kriz derinleşir. Alınan önlemler geç ve küçük” dedi. Devletin vatandaştan bağış toplamaması gerektiğini vurgulayan Babacan şöyle devam etti: “Devlet vatandaşından vergi toplayabilir. Ama bağış isteyemez. Biz 2002’de bu dönemi yaşadık. O zor şartlar da bile vatandaşlarımızdan banka hesap numarası istemedik.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN