Fransa’nın Aquitaine Bölgesi’nde, dünyanın düz olduğuna inanabileceğiniz mucizevi bir yer var.
Fransa’nın Aquitaine Bölgesi’nde, dünyanın düz olduğuna inanabileceğiniz mucizevi bir yer var.
Gironde departmanına bağlı Arcachon Koyu’nun güneyindeki ‘Dune du Pyla’ diğer bir deyişle kum tepesi, Atlantik Okyanusu sahilinde.
Fransa’nın Atlantik kıyısındaki bir kasaba, okyanustan gelen kumun altında kaldı.
Deniz seviyesinin 117 metre üzerine çıkan kum tepesi, evleri, yolları ve ormanları yuttu.
Batı Fransa’daki Arachon Koyu, Avrupa’nın Büyük Sahra Çölü oldu. Atlantik kıyısındaki La Dune de Pila, 17. Yüzyılda başlayan gizemli doğa olayı yüzünden bugün tamamen kum altında kaldı.
Maksimum yüksekliği deniz seviyesinin 117 metre üzerinde olan kum tepesi her yıl 5 metre yükseliyor.
Bu da son 100 senede kumulun büyüklüğünün 2 katına çıkması demek.
Kum istilası bölgedeki ormanı, yolları ve evleri yuttu.
Binlerce kişinin tahliye edilmesine yol açan kum tepesine Atlantik rüzgarının neden olduğu tahmin ediliyor.
Bu da son 100 senede kumulun büyüklüğünün 2 katına çıkması demek. Bu hareket eden kum tepesi, bitişiğindeki evlerle ve yollarla çevrili ormanı geriye doğru iterken, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi orduları tarafından inşa edilen büyük atlantik duvarını çoktan yuttu.
Örnek olarak 1928 de kumulun çevresine yerleşen Bordeaux'lu bir ailenin evi, 2 sene içinde kumulun istilasına uğradı.
1936'da evin tamamen yokolduğu rapor edildi.
Buna karşın, Pyla Kumulu olarak bilinen bu kumdan tepe, her yıl yüzlerce turist tarafından ziyaret ediliyor.
Buna karşın, Pyla Kumulu olarak bilinen bu kumdan tepe, her yıl yüzlerce turist tarafından ziyaret ediliyor.
Palau'da Eil Malk adası üzerinde bulunan bu göl denizanası gölü olarak biliniyor.
O kadar çok denizanası var ki adeta su görünmüyor.
Issız adaların ortasında tam 70 adet deniz gölü bulunuyor.
FİZİK KURALLARINA KARŞI GELEN DEV KAYA!
Hindistan'da Krishna’s Butter Ball olarak bilinen bu kaya, UNESCO Dünya Mirası listesindeki tarihi şehri Mahabalipuram'ıdaki en ilginç şeylerden biri.
6 metre yüksekliğinde ve 5 metre genişliğinde olan kayanın tahmini ağırlığı 250 ton.
Fizik kurallarını hiçe sayan bu kayanın nasıl oluştuğuyla ilgili farklı teoriler var.
1908 yılında zamanın Madras valisi yakındaki evler için tehlike arz ettiğinden kayanın kontrollü bir şekilde yuvarlanmasını emretmiş.
Bu iş için yedi fil kullanmışlar ama filler bile kayayı yerinden oynatamayınca olduğu gibi bırakmaya karar vermişler.
Çoğu insan 1200 yıllık olan bu kayanın doğal yollardan oluştuğunu düşünse de, uzmanlar bu kayanın erozyon, su akıntısı veya rüzgarla bu şekli almasının imkansız olduğunu söylüyor.
İşte pek çok turisti de buraya çeken o ilginç kaya...
DÜNYANIN EN GİZEMLİ YERLERİ
Derinkuyu, Yeraltı Şehri
Kapadokya’da bulunan onlarca yeraltı şehrinin en büyüğüdür ve milattan önce 8. yüzyılda inşa edildiği sanılmaktadır.
8 kattan oluşur ve içinde okul, kilise, ahır, şaraphane, evler, mezar odaları ve dünyanın en eski akıl hastanesi vardır.
Bu yeraltı şehrinin 20,000 kadar insanı eş zamanlı olarak birlikte barındırabildiği sanılmakta.
Tristan da Cunha
Dünya üzerindeki en ıssız yerleşim birimidir.
2015 yılı itibariyle bu adada sadece 259 insan yaşamakta.
Okyanus tarafından dış dünyadan izole edilmiş durumda ve çevresindeki suyun derinliği 3000-4000 metre civarında.
Kuzey Sentinel Adası
72 km karelik bu adada binlerce yıl boyunca dünyanın geri kalanından izole olarak yaşamış ve günümüz teknolojisini daha önce hiç görmemiş 200, 250 kadar yerli yaşamakta.
Bugüne kadar dış dünyayla hiçbir teması olmadıkları için diğer insanlardan ve dünyadan tamamen habersizler.
Adanın insanlarına Sentinelliler deniliyor, kendilerine ne dediklerini bilmiyoruz.
Şaşırtıcı bir şekilde bize karşı çok agresifler ve yaklaşan helikopterlere taş ve ok atıyor ve adaya yaklaşan araştırmacılara ölümüne saldırıyorlar.
Yani kısaca bizi reddediyorlar.
Gizemli Vostok Gölü
Antarktika’da bulunan ve Dünyanın en büyük göllerinden biri olan Vostok gölü 4 km kalınlığındaki dev bir buz tabakasıyla örtülü ve en az 15 milyon yıldır bu durum böyle.
Araştırmacılar yeryüzüne çıkarılan örneklere dayanarak buranın bilinmeyen DNA’ları olan canlılarla dolu olduğunu tahmin etmekte.
Son Doong Mağarası, Vietnam
Esrarengiz bir dev mağaradır ve ilk defa 1991 yılında Vietnam’ın balta girmemiş bir ormanın içerisinde bir yerli tarafından keşfedilmiştir.
İçerisinden gelen yüksek ses ve gürültüler nedeniyle yerliler buradan uzun bir süre boyunca uzak durdular.
Ancak 2009’da yapılan bir incelemeden sonra bu yerin dünyanın en büyük mağarası olduğu anlaşıldı, öyleki içine 40 katlı bir gökdelen bile sığabilir.
Bu mağara o kadar büyük ki kendine ait yağmur ormanı, hızlı akan büyük bir nehri, küçük dağları ve hayvanları var.
6.5 km uzunluğundaki bu küçük dünya kendine özgü bir ekosisteme ve iklime ev sahipliği yapıyor ve büyük bir kısmı henüz keşfedilebilmiş değil.
Sima Humbolot, Venezuela
Venezuela’nın derinliklerinde dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan garip canlılara ev sahipliği yapan düz zirveli bir dağ yer alır.
3500 metre yüksekliğindeki bu eşsiz dağda Sima Martel ve Sima Humboldt 2 büyük çukur keşfedilmişir.
İlk çukur Sima Humbolot o kadar büyüktür ki dibinde kendine ait ekosistemi vardır.
Göbekli Tepe
Şanlıurfa'nın 22 kilometre kuzeydoğusunda 1964 yılında yapılan uzun kazılar sonucunda keşfedildi.
İnşası milattan önce 10000 yılına uzanan Göbeklitepe insanlık tarihinin en eski yapısıdır.
İngiltere'de bulunan Stonehenge'den 7000, Mısır piramitlerinden 7500, bilinen en eski uygarlık olan Sümerler’den 6000 yıl daha eskidir.
Yerleşik hayata geçişi temsil eden buğdayın atasına Göbeklitepe eteklerinde rastlanmıştır.
Bu yapı 300 metre kare çapında olan dev bir tapınaktı,
İçindeki taşlar üzerinde işlenmiş akrep, tilki, boğa, yılan, yaban domuzu ve aslan gibi zamanında Anadolu’da yaşayan hayvanların figürleri yer almaktadır.
Büyük zahmetlerle inşa edildikten bir süre sonra göbeklitepe yapısı anlaşılamayan bir sebepten dolayı üstü kapatılarak gömülmüştür.
Machu Picchu
Machu Picchu şu ana kadar keşfedilmiş olan en gizemli kayıp şehirler arasında yer almakta.
1911 yılında Amerikalı bir tarihçi tarafından tesadüfen bulunan şehir 1450 yılları civarında 1360 metre yükseklikteki bir dağın zirvesine zor şartlarda kurulmuştur.
1530 yıllarda bu şehrin halkı burayı gizemli bir şekilde terk etmiştir ve o günlerden modern zamana kadar şehir daha yeni bulunduğu için şehirdeki her şey yüzlerce yıldır tamamen el değmemiş ve bozulmamış bir haldedir.
İnsanların birden ortadan kaybolarak geride bıraktığı bu hayalet şehir düşündükçe burukluk hissi veriyor.
Tonlarca ağırlıktaki taş bloklar dağın zirvesine nasıl taşındı ve şehir neden buraya kuruldu?
Daha da önemlisi neden terk edildi?
ÖLMEDEN ÖNCE GÖRMENİZ GEREKEN 100 YER
Gobi Çölü, Moğolistan....
Verzasca Nehri, İsviçre Alpleri...
Oregon, ABD, Japon Bahçesi....
Colorado Nehri, ABD
Hollanda, Woodlands
Ashikaga Çiçek Bahçesi, Japonya
Japon Akağaçları, Teksas, ABD
Washington Ulusal Parkı
Marqueyssac Bahçeleri, Vezac, Fransa
Taş Ormanı, Madagaskar
Glacier Bay Milli Parkı, Alaska
Lale bahçeleri, Hollanda
Nagano, Japonya
Çiçek Okyanusu, Çin
Flatiron Kayaları, Colarado, ABD
Lavanta Bahçeleri, Provence, Fransa
Tibet
Altay Dağları, Rusya
Bambu Ormanı, Kyoto, Japonya
Kochia Tepesi, Japonya
Çay Tarlası, Japonya
Çay Bahçeleri, Japonya
Amerika Birleşik Devletleri
Buddha Heykeli, Tian Tan / Hong Kong
Petr Antik Kenti, Ürdün
Preachers Kayası, Preikestolen, Norveç
Mavi Mağara, Zakintos, Yunanistan
Skaftafeli, İzlanda
Jiuzhaigou Ulusal Parkı, Çin
Four Seasons Oteli, Bora Bora
Paterswoldse Meer, Hollanda
Mermer Mağaralar, Şili
Buz Kanyon, Grönland
Buz Kanyon, Grönland
Capilano Asma Köprüsü, Kanada