Türkiye’de ilk kez düzenlenen ‘Mersin Uluslararası Engelsiz Sanat Festivali’ başladı. Beş gün sürecek festivalde gitarist Mark Goffeney, Fransız grup Cactus’, Türk müzisyen Muammer Ketencoğlu ve ‘Düğün’ adlı gösterisiyle Deaf Dance Academy de yer alacak. Karar’a sanat yaşamlarını anlattılar...
KARAR / KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Türkiye bir sanat festivaline daha ev sahipliği yapıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Mersin Kalkındırma ve Dayanışma Derneği (MEKAD) işbirliğinde bugün başlayıp 15 Ekim’e kadar sürecek ‘Mersin Uluslararası Engelsiz Sanat Festivali’ne pek çok isim katılacak. Mersin merkez, Tarsus, Anamur ve Erdemli Kızkalesi’nde gerçekleştirilecek olan festival kapsamında sergi, sempozyum, workshop, konser ve geziler organize ediliyor. Katılacak isimler arasında yer alan gitarist Mark Goffeney, Fransız grup Cactus’, Türk müzisyen Muammer Ketencoğlu ve ‘Düğün’ adlı gösterisiyle Deaf Dance Academy ile sanat yolculuklarını konuştuk...
* Cactus Grubu’nun tohumları 2010 yılında atıldı. Ve şimdi albümünüzle dinleyicilerin karşısındasınız. Sizce müziğin engelli insanlar üzerinde nasıl bir etkisi var?
Cactus: Ses ve müzik aslında tarihsel gelişimi içerisinde de birçok terapi ve şifa ritüelleriyle bağlantılı kullanılmış bir olgu. Bizim de amacımız müziğimizle en azından konser boyunca insanlara sorunlarını unutturmak ve güzel zaman geçirmelerini sağlamak.
* Festival’de ‘Balkan Yolcuğu’ grubuyla sahneye çıkacaksınız. Aynı zamanda rembetiko müziğinin en önemli temsilcilerinden birisiniz. Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Muammer Ketencoğlu: Rembetiko bir yanıyla eğlence müziği diğer yanıyla yoksul insanların ve işçilerin kendini ifade ettiği müzik diyebiliriz. 19’uncu yüzyılın ortalarından başlayarak İzmir’de ve Atina’nın Pire Limanı çevresinde farklı koşullarda ortaya çıkan yani iki kökü olan bir şehir müziği geleneği. Mübadeleyle bu iki taraf birbiriyle buluşur ve bu zengin müzik ortaya çıkar.
* Farklılıklarınızı yetenek ve yaratıcılığınızla birleştirip birçok insana örnek oldunuz. Müzikle nasıl tanıştınız? Sizin gibi insanlara ne mesaj verirsiniz?
Mark Goffeney: Küçükken hatta gitar çalmayı öğrenmeden önce bile sahnede olmayı hayal ediyordum. Hatta baterist olmak bile istemiştim. Farklılıklarımı sahnede mizahla, şarkılarla ve seyirciyle kurduğum iletişimle paylaşabiliyordum. İnsanlara rahat olmaları ve kendileriyle gurur duymaları gerektiğini anlatıyorum. Evrende olmamızın anlamı bence bu.
RİTM AHENGİNİ AHŞAP ZEMİNDE YAŞADIK
* İşitme engelliler ile bir dans gösterisi gerçekleştirmeye nasıl karar verdiniz?
Deaf Dance Academy-Salim Sınar: Deaf Dance Academy 2006 yılında sanat danışmanımız Özge Şahin aracılığıyla gönüllü çalışmalar yürüttüğüm işitme engellilerle tanışmamla başladı. O dönemde zaten bir perküsyon gösterisi sergilemiştik. Sonrasında bu ekiple uzun zamandır yapmak istediğim ‘Düğün’ projesini hayata geçirdik.
* Düğün gösterisinin ön hazırlıklarından bahseder misiniz? Prova sürecinde neler yaşadınız?
Deaf Dance Academy-Salim Sınar: Yaptığımız çalışmalar sırasında aramızdaki senkronu artırmak için ahşap zeminlerden yararlandık. Ahşap zeminlerde yerden gelen bas frekansları hissederek bir ritm ahengi yakalamaları mümkün oluyor. Herkes işi çok ciddiye aldı. Özveriyle, aynı hareketleri defalarca tekrarlayarak özümsedik. Ekip de birbirini çok seven bu iş için heyecan duyan kişilerden oluşuyor.
İSTANBUL'A ŞİİRSEL BİR YORUM
Ünlü Ressam Devrim Erbil’in İstanbul soyutlamalarının yer aldığı ‘İstanbul-Şiirsel Bir Yorum’ resim sergisi Beyoğlu Belediyesi Başkanlık Binası Sergi Salonu’nda bugün açılıyor. 30 Kasım’a kadar görülebilecek sergideki eserlerde şehre bazen kuş bakışı bazen karşıdan bakacaksınız. Bugün yapılacak serginin açılışında Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Erbil’e yaşamı boyunca Türk resim sanatına yaptığı hizmetler ve insanlığa kazandırdığı değerler anısına ‘Beyoğlu Nişanı ve Üstün Hizmet Beratı’ takdim edecek.
