Yıllarını bıçakçılık sanatına adayan Sivaslı usta Emre Göçeri, hem mesleğine hem de sanata olan tutkusunu, eşsiz bir koleksiyona dönüştürdü. İlhamını tarihi dizilerdeki kılıçlardan alan Göçeri, binlerce koç boynuzu içerisinden sadece en özel dokulara sahip olanları seçerek, her biri sanat eseri niteliğinde bıçaklar tasarladı. Her aşaması el işçiliğiyle şekillenen bu bıçaklar, koleksiyonerlerin büyük ilgisini görüyor.
10 BİN TANEDEN SADECE 20'Sİ UYGUN ÇIKIYOR
Göçeri, üretim sürecinde seçiciliği ön planda tutarak yaklaşık 10 bin koç boynuzunu tek tek inceleyip, sadece 15 ila 20 tanesini kullanıma uygun bulduklarını belirtti. Bu boynuzlar, genellikle 5-6 yaşındaki hayvanlardan elde ediliyor ve kehribarı andıran doğal desenleriyle fark yaratıyor. Renk geçişleri, katman dokusu ve alacalı yapıları sayesinde bu boynuzlar, bıçağa estetik açıdan benzersiz bir kimlik kazandırıyor.

KÜTAHYA VE BALIKESİR ÖNE ÇIKIYOR
Ustanın dikkat çeken bir diğer tespiti ise, boynuzların ait oldukları bölgelere göre gösterdiği farklılık. Antep, Urfa gibi şehirlerden gelen boynuzlar daha sade kalırken, Kütahya ve Balıkesir kökenli boynuzlar çok daha canlı ve estetik bulunuyor. Göçeri, bu farklılığın hayvanların beslendiği otlar ve doğal çevreyle doğrudan ilişkili olduğunu vurguluyor.
“YUNUS MODELİ” KOLEKSİYONCULARIN GÖZDESİ OLDU
Göçeri’nin kendi tasarımı olan “Yunus modeli”, alışılagelmiş siyah ve sarı boynuzlardan farklı olarak, alacalı desenleriyle öne çıkıyor. Her bir bıçak, geleneksel el işçiliğiyle tek tek işleniyor. Sivas’ta benzeri olmayan bu modeller, özellikle koleksiyon meraklıları tarafından büyük ilgiyle karşılanıyor. Göçeri’ye göre bu model, sadece bir bıçak değil, aynı zamanda kültürel bir değer taşıyor.

DİZİLERDEN MOTİFE, MOTİFTEN TASARIMA
Tarihi dizilerde yer alan hançer ve kılıç süslemelerinden ilham alan Göçeri, kendi bıçaklarına da geçmişin izlerini taşıyan özgün motifler ekliyor. Zincir motifi ve kendisine ait olan “yılan deseni” gibi özel figürlerle tasarımlara farklılık kazandırıyor. Bu özgün desenler için patent süreci başlatan usta, koleksiyonun büyük kısmını tek bir koleksiyonerin satın aldığını da belirtiyor.
FİYATLAR 3 BİN TL’DEN BAŞLIYOR
Göçeri’nin özel üretim bıçakları, yalnızca kullanılan malzeme değil, sınırlı üretim olmasıyla da değer kazanıyor. Her bir modelin farklı ve sınırlı sayıda üretilmesi, koleksiyon tutkunlarının ilgisini artırıyor. Fiyatlar 3 bin TL’den başlayıp nadir parçalarda 35 bin TL’ye kadar yükseliyor. Göçeri, bu tür bıçakların sadece bir araç değil, aynı zamanda sergilenebilecek sanat eserleri olduğunu söylüyor.
TÜRKİYE’DE BENZERİ YOK
Bu özgün koleksiyon, yalnızca teknik işçilik açısından önem kazanırken yaratıcılığı ve özgünlüğüyle de Türkiye’de tek olma özelliği taşıyor. Göçeri’nin sabırla ve ustalıkla ortaya koyduğu bıçaklar, hem işlevsel hem de sanatsal bir değer taşıyor. “Her biri benim elimden çıkıyor. Ben yapmazsam bir başkası yapamaz” diyen Göçeri, bu zanaatın değerini yeni nesillere aktarmayı da hedefliyor.
