Ordu’da yaşayan 61 yaşındaki Turgut Özcan, 45 yıldır dikenli sarmaşıklardan geleneksel yöntemlerle balık sepeti örerek geçimini sağlıyor. Endüstriyel üretimin gölgesinde kalan bu el sanatı, onun ellerinde yaşatılmaya devam ediyor.
Ordu’nun Altınordu ilçesine bağlı Kayabaşı Mahallesi’nde yaşayan Turgut Özcan, genç yaşta mahalledeki bir ustadan öğrendiği balık sepeti örme işini yarım asra yakın süredir sürdürüyor. Doğadan topladığı dikenli sarmaşıkları işleyerek her gün bir sepet üreten Özcan, hem geleneği yaşatıyor hem de ekmeğini kazanıyor.
YABANİ SARMAŞIKLARLA BAŞLAYAN ÜRETİM HİKÂYESİ
Turgut Özcan’ın sepetlerinin hammaddesi, Karadeniz’in dağlık alanlarında kendiliğinden yetişen yabani dikenli sarmaşıklar. Bu sarmaşıkları doğadan toplayan Özcan, önce dikenlerini kazıyarak malzemeyi pürüzsüz hale getiriyor. Ardından bu dalları 15 gün boyunca güneşte kurutuyor. Ancak işlem burada bitmiyor; kuruyan sarmaşıklar daha sonra yağmura bırakılarak esnek hale getiriliyor.
HER BİR SEPET EMEK VE SABIRLA ŞEKİLLENİYOR
Sepet yapımında ilk adım, gövdeyi oluşturan boru bölümünü örmek. Bu kısımdan başlayarak sepetin tamamı şekil kazanıyor. Her bir sepet ortalama bir günde tamamlanıyor. Yıllardır edindiği ustalıkla işleyen Özcan, ürünlerini hem Ordu’da hem de farklı şehirlerden gelen siparişlerle müşterilerine ulaştırıyor.
BALIK AVLAMANIN EN ESKİ YÖNTEMİ
Geleneksel balık sepetlerinin çalışma prensibi oldukça basit: Sepetin içine kuru ekmek parçaları bırakılıyor ve sepet, içine taş konularak suya batırılıyor. Gece suya bırakılan sepet, sabah çıkarıldığında balıklarla dolu olabiliyor. Özcan’a göre bu yöntem, yıllardır aynı sadelikle işliyor ve halen etkili.
ESKİ USULÜ YAŞATMAYA ÇALIŞIYOR
Zamanla yerini plastik ve çelikten yapılmış modern sepetlere bırakan geleneksel balık sepeti yapımı, artık yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Turgut Özcan, "Şimdilerde fabrikalarda seri üretim var. Fileden bile yapıyorlar. Oysa el emeğiyle yapılan sepetler doğayla uyumlu ve yıllara meydan okuyor" diyerek bu zanaatın unutulmaması gerektiğini vurguluyor.
GELENEKSEL ZANAATTA TEK KALANLARDAN BİRİ
Geleneksel balık sepeti üretimini sürdürenlerin sayısı yok denecek kadar az. “Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kaldık” diyen Özcan, bu işin sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda kültürel bir miras olduğunu belirtiyor. Kendi elleriyle işlediği sarmaşık dallarını, yılların deneyimiyle işleyerek geçmişten geleceğe uzanan bir köprü kuruyor.