Türkiye yapımı ve tamamı yapay zekâ tarafından üretilen ilk uzun metrajlı belgesel film “Gerçek Ötesi” (Post Truth), sinema dünyasında yeni bir çağın habercisi olarak vizyona giriyor. Yönetmenliğini ve yaratımını yapay zekâ sanatçısı Alkan Avcıoğlu’nun üstlendiği film, izleyiciyi hakikat ve gerçeklik kavramlarını yeniden düşünmeye davet ediyor.
HAKİKAT YERİNE KOPYALAR: GERÇEKLİĞİN KAYBI
“Gerçek Ötesi”, bilgiyle kuşatılmış ama gerçeğin ayırt edilemediği bir çağın belgeselini sunuyor. Onlarca yıla yayılan kurgusal bir anlatı zinciri üzerinden, gerçeğin değerini yitirdiği bir dünyanın kapılarını aralayan film; teknolojiyle kurduğumuz ilişkileri, dijital algılarla şekillenen bilinç durumumuzu ve enformasyon bombardımanı altındaki yaşantılarımızı sorguluyor.
Yapay zekâ tarafından yaratılan sahte ama çarpıcı imgelerle gerçek dünyanın bir yansıması olarak kurgulanan film, “gerçek”ten ziyade onun simülasyonlarıyla şekillenen modern yaşamı gözler önüne seriyor.
TÜMÜYLE YAPAY ZEKÂ ÜRETİMİ BİR FİLM
Belgeselin yapım süreci de içeriği kadar dikkat çekici. 15 aydan uzun süren prodüksiyon aşamasında 55 saati aşan görüntü havuzu ve 200.000 saniyeyi aşkın içerik oluşturuldu. Görsellerin yanı sıra, ses tasarımı, anlatıcısı ve müzikleri de tamamen yapay zekâ araçlarıyla üretildi.
Yalnızca konusuyla değil, üretim biçimiyle de sinema tarihinde bir ilki gerçekleştiren “Gerçek Ötesi”, dijital sanatın sınırlarını genişletiyor ve yapay zekânın anlatı gücüne dair çarpıcı bir örnek sunuyor.
YÖNETMEN KOLTUĞUNDA ALKAN AVCIOĞLU
Film, son yıllarda uluslararası alanda dikkat çeken yenilikçi yapay zekâ sanatçısı Alkan Avcıoğlu’nun imzasını taşıyor. Avcıoğlu’nun vizyonuyla şekillenen proje, sinema anlatısının dönüşümünü simgeleyen önemli bir yapıt olarak değerlendiriliyor.
DAĞITIM VE YAPIM BİLGİLERİ
Türkiye yapımı olan “Gerçek Ötesi”nin dağıtımını Başka Sinema üstlenirken, filmin yapımcılığını Mars Prodüksiyon ve Spongeworthy Studio gerçekleştirdi.
Film, yapay zekâ ile üretilen içeriklerin sinema endüstrisindeki yerini tartışmaya açarken, aynı zamanda izleyicilere kendi “gerçeklik” algılarını sorgulama çağrısında bulunuyor.

