'Varsa yoksa kanal' tepkisi

'Varsa yoksa kanal' tepkisi

Türkiye’nin salgınla mücadeleye kilitlendiği, iç ve dış sorunların çözüm beklediği, ekonominin darboğaza girdiği bir süreçte Kanal İstanbul ısrarı tepki çekiyor. Son olarak projenin imar planlarının ‘hızla’ onaylanması rahatsızlık yarattı. İptal dilekçesi veren İBB Başkanı “Bu siyasi değil, milli bir mesele” dedi. Üzerinde toplumsal konsensus sağlanmayan projede, sürecin ranta kapı aralayan düzenlemelerle yürütülmesi de vicdanları rahatsız etti.

Gündeme geldiğinden beri tartışmaları da beraberinde getiren Kanal İstanbul Projesi’nde çalışmalar tam gaz sürüyor. Yapılan eleştirilere ve uyarılara rağmen her defasında gerçekleştireceği söylenen projede skandallar da bitmiyor. Daha bölgeye çivi bile çakılmadan satılan araziler açılan imarlar dikkat çekiyor. Projenin yapılmasının İstanbul’a yapılacak en büyük kötülük olduğunu ifade eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da yeniden itiraz için harekete geçti.

Kanal İstanbul projesiyle ilgili İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne iki ayrı itiraz dilekçesi veren İmamoğlu “Bu İstanbul’un kurtulma mücadelesidir. Allah İstanbul’u akla ve bilime inanmayanların şerrinden korusun” dedi. Bilimsel veriler ışığında Kanal İstanbul’un kent için en büyük tehditlerden biri olduğunu belirten İmamoğlu “Kanal İstanbul ile ilgili süreç alelacele, apar topar bu seviye getirip, planlarını ilana asmak, İstanbul’a çok büyük bir ihanetin parçasıdır. Daha önce 100 binlik planlara yaptığımız itirazı yeniliyor hem 1000’lik, 5000’lik planlara dair itirazımızı veriyoruz. Bundan sonra hukuksal süreçleri de takip edeceğiz. Bu kişisel başvurum, kurumsal başvurularımız da olacak” diye konuştu. İmamoğlu şöyle devam etti: “İstanbul’daki yatırımın ve kentsel dönüşümün çözümleri bulma imkânı var iken, böyle bir inatla, böyle bir ısrarla bir süreç yönetmek, gerçekten çok üzücü. İşin daha kötüsü burada ‘Şu ülkeden, bu ülkeden’ birileri zengin olsun diye de planlama yapılıyor. Bu kadar da aleni yapılıyor. Bunlar ne kadar zeki insanlarmış ki 6-7 sene önce, 8 sene önce tarım alanlarından yerler almışlar. Şimdi o yerler iş merkezi, konut, turizm alanı olacak. Buradaki arazi hareketlerinin kimlerin üstüne olduğu belli. Yani bu kadar aşikâr, ekonomik, sosyal, milli duygular üzerinden, şehircilik üzerinden içi ihanet dolu bir süreç. Onun için toplumun bu konuda duyarlı olacağını, uyanık olacağını biliyoruz. Toplumun buna çok karşı olduğunu da biliyoruz yaptığımız ölçümlerde. Bu siyasi bir mesele değildir. Milli bir meseledir. Bu İstanbul’un kurtulma mücadelesidir. İtirazımı bu duygularla veriyorum. Allah İstanbul’u akla ve bilime inanmayanların şerrinden korusun.”

TARLADAN KONUT VE TİCARİ ALANA DÖNÜŞTÜ

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergâhında aldığı tarla vasfındaki arazi de proje ve uygulama imar planlarıyla “konut + ticaret alanı” olduğu iddiası gündemde. Cumhuriyet’in aktardığına göre, araziye konut, alışveriş merkezi, otel, konaklama tesisleri gibi yapılar inşa edilebilecek. Böylece arazinin değeri de artmış oldu. Arazilere komşu alanların ise bir kısmı zemin + 3 kat izinli konut, küçük bir kısmı da zemin + 14 kat izinli ticaret alanı oldu. Yeni planların notlarına göre konut + ticaret alanlarına iş merkezi, alışveriş merkezi, yönetim merkezi, otel, motel, rezidans, konaklama tesisleri gibi yapılar inşa edilebilecek.

‘KENTSEL DÖNÜŞÜM SORUNUNU ÇÖZEBİLİRİZ’

Ekrem İmamoğlu, konuya ilişkin siyasi parti liderlerinden talep ettiğini belirterek şunları söyledi: “Sadece Sayın Cumhurbaşkanı hariç, diğer siyasi partilerin genel başkanlarından randevu taleplerimiz oldu. Bir kısmı geri dönüş yaptı. Yüz yüze görüşme yapacak olduklarım da var. Telekonferansla sunum yapacak olduğum genel başkanlar da var. Çünkü herkesin bu tehditle ilgili bilgi sahibi olması lazım. Bahsettiğiniz, yap-işlet devret modeliyle mi yapılacak? Ben, bunları tartışmak bile istemiyorum. Bilim tarafını konuşmadım bile. Yani suların harap olacağı, depremlerle ilgili birtakım unsurların tetikleneceği… Şu anda bahsi geçen para bile, İstanbul’un kentsel dönüşüm sorununu çözecek boyutta. Siz, İstanbul’da yüzbinlerce insanın ölüm tehdidiyle yaşadığı İstanbul’da, sadece şu anda bahsi geçen 100 milyar lira ile İstanbul’un kentsel dönüşüm sorununu çözersiniz. Açık söylüyorum, buraya finansman sağlayacak, böyle bir projeye katkı sunacak, banka adı ne olursa olsun, yabancı şirket ya da yabancı kuruluş kim olursa olsun, hangi ülkeden olursa olsun, bu ihanetin bir parçasıdır. Türk milleti, gerektiğinde ondan hesap sormasını da bilir. Bunun da altını çizelim.”

KATAR EMİRİNİN ANNESİNE AİT ARAZİ TARTIŞMA KONUSU OLDU

Katar Emiri’nin annesi Şeyha Moza’nın Kanal İstanbul güzergahında 44 dönümlük arazi aldığı haberlerinin ardından söz konusu arazinin akıbeti de planların onaylanması ile belli oldu. Çevre ve Şehirlik Bakanlığı’nın hazırladığı yeni planlarda Katar Emiri’nin annesinin şirketinin satın aldığı arazi yapılaşmaya açıldı. Turizm ve ticaret alanı olarak belirlenen 44 dönüm arazide emsale dahil 22 bin metrekare inşaat yapılabilecek. Yüksekliği en çok zemin ve iki kat ile sınırlandırılan arazinin tamamında turistik yapılar inşa edilirse, iki bodrum katı iskan edilebilecek. Toplam emsal inşaat alanının en çok yüzde 30’u ticaret alanı olarak ayrılabilecek.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN