15 Temmuz’daki darbe girişimini araştıran Meclis komisyonu, taslak raporunu tamamladı. Komisyon Başkanı Petek’in kamuoyuyla paylaştığı raporda, FETÖ’nün yıllar boyunca hain kalkışmaya nasıl hazırlandığı anlatıldı. Çarpıcı bilgilerin yer aldığı çalışmada, çeşitli kurumlara da tavsiyelerde bulunuldu.
EROL METİN
Temmuz darbe girişimine dair en kritik çalışmalardan birine imza atan TBMM FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun taslak raporu açıklandı. 3 bölümden oluşan 630 sayfalık rapordan belirli noktaları kamuoyuyla paylaşan komisyon başkanı ve AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek, raporun araştırmacılar için bir yol haritası olduğunu ve raporun FETÖ’nün tüm boyutlarıyla ele alındığı en kapsamlı çalışma olduğunu söyledi. Komisyon üyelerine muhalefet şerhi düşebilmeleri için 10 gün süre verdiklerini kaydeden Petek, raporun son halini 5 Haziran’da TBMM Başkanlığı’na sunacaklarını anlattı. 4.5 aylık sürede 22 toplantı yaptıklarını, 141 kişiyi dinledikleri dile getiren Petek, kendilerine 200 belge ve raporun sunulduğunu ifade etti. Petek’in rapora dair kritik açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
FETÖ LİDERİ SAHTEKARDIR
“15 Temmuz hadisesinin arkasında FETÖ’nün bulunduğu, raporumuzla kesin olarak ortaya konulmuştur. Darbe girişimine, ülkemiz dışındaki bazı odakların bulup yetiştirdiği, asırdır hep desteklediği, Fetullah Gülen’in liderliğinde FETÖ örgütünün karar verdiği ve icra ettiği anlaşılmıştır. Elde ettiğimiz bütün bilgiler, belgeler şu gerçeği ortaya koyuyor: Fetullah Gülen bir sahtekardır, sahtecilik suçları işlemiştir.”
İSTİHBARAT ZAAFI VAR
“FETÖ tedbir, takiye ve gizlilik temeline dayanıyor. Örgütün dış istihbaratlarla ilişkisi kesin kanıtlarla ispatlandı. Darbe girişiminin önceden haber alınamamasının bir istihbarat zaafı olduğunda kuşku yoktur. Ancak Kara Havacılıktan gelen pilot subayın MİT Müsteşarı’na yönelik verdiği bilgilerden sonra darbe girişim saatinin 16 Temmuz gece saat 03.00’ten 15 Temmuz saat 20.30’a çekilmesi, darbenin önlenmesinde en önemli faktörlerden biri olarak görülmektedir. İstihbarat birimleri arasında koordinasyon seviyesi yeterli değildir. ”
1985’TE ORDUYA GİRDİLER
“1985’te tümgeneral 6, tuğgeneral 9 olmak üzere o tarihteki harp okuluna giren 15 öğrencinin, bugün tuğgeneral ve tümgeneral olarak darbeye karıştıkları anlaşılmaktadır. Özellikle 1992, 1993, 1994 yıllarında silahlı kuvvetlerde harp okuluna girenlerin daha fazla sayıda kalkışmaya iştirak ettiğine dair önemli tespitler var. Darbeye iştirak eden 228 askeri personelden 205’inin yurt dışı görev verildiği belirtiliyor.”
ÜLKEYİ BEŞE BÖLMÜŞLER
“Herhangi bir siyasi partiyle irtibat, ona yakın, diğerlerine uzak bir örgüt yapılanması olmadığını tespit ettik. Dönemsel olarak iktidarda bulunan ister tek parti ister koalisyon, iktidardaki partilere yakın davranıp örgüt amaçlarına yönelik siyaseti kullanma yolunu seçtikleri anlaşılmaktadır.”
“MİT’in raporunda Türkiye’nin 5 bölgeye ayrılarak bölge imamları tarafından yönelitildiği bilgisi yer alıyor. En tepede örgüt lideri ona bağlı olarak mütevelli heyet var. Bir de özel kalem var. Özel kalem de örgütün diğer birimleri ile ilişkisi olmadığı düşünülen ‘hususiler’ denilen bir grup olduğu ifade ediliyor. Hususilerin, emniyet, yargı, MİT ve TSK’daki yapılanmasını özel kaleme bağlı takip ettiği ifade ediliyor.” -AA
‘TÜRKİYE EN KARANLIK DÖNEMİNE GİRECEKTİ’
250 vatandaşın şehit edildiği, 2 binden fazlasının yaralandığı, Cumhurbaşkanı’nın canına kast edildiği ve TBMM başta olmak üzere devlet kurumlarının bombalanarak demokrasinin hedef alındığı 15 Temmuz darbe girişiminin tanımlandığı komisyon raporunun ilgili kısmında şu ifadeler yer aldı: “15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe girişimi, oluşturduğu tehdidin kapsamı ve boyutları açısından Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca devletin bekası açısından ortaya çıkmış en önemli tehdit olarak değerlendirilmelidir. Zira FETÖ’den önce ortaya çıkmış tehditlerin hiçbirisi 40 yılı aşan çok uzun bir stratejik planlama ve hazırlık süreciyle ortaya çıkmamıştır. FETÖ, şayet 15 Temmuz gecesi hedefine ulaşsaydı, Türkiye Cumhuriyeti’ni, tarihi boyunca karşılaştığı en ağır iç karışıklık, kaos ve buhran dönemine sokacaktı.”
CHP BELGESİ ORTALIĞI KARIŞTIRDI
Gülen’in 15 Mart 1967’de CHP’ye 5 bin lira bağış yaptığına dair makbuzu gösteren Petek “Sözüm yanlış anlaşılmasın. Örgütün amaçlarına hizmet edeceğini düşündüğü partilerle işbirliği yapabildiğini gösteren belge” dedi. CHP, belgenin sahte olduğunu belirtip durumu yargıya taşıyacağını duyurdu.
SADECE BİR PARTİYLE İLİŞKİSİ YOK
FETÖ’nün partilerle ilişkisi sorulan Petek “2010 yılında yargıyı ele geçirme operasyonunda FETÖ’nün AK Parti ile yakın ilişki içinde olduğu ve referandumu desteklediği ama sonunda anayasa değişikliğinde bu defa örgüt mensuplarının anayasa değişikliği anayasa mahkemesine götürüldüğünde ve her seçmenin bir adaya oy vermesi yerine listelere oy vermesi gerekir şeklinde anayasa iptali gerçekleşince, HSYK FETÖ’nün eline geçiyor. Özellikle ‘bir partiyle her işini yürütüp sadece bir partiyle birliktedir’ şeklindeki yorum mesnetsiz olur” dedi.
‘KONTROLLÜ DEMEK’ 80 MİLYONU APTAL YERİNE KOYMAKTIR
Petek, ‘kontrollü darbe’ iddiası için şunları söyledi: ‘Kontrollü darbe’ ifadesi olsa olsa şöyle söylenebilir: Başlangıcından sonuna kadar FETÖ’nün kontrolünde bir darbedir. Ağır bir tabir kullanmak istemiyorum ama 80 milyon insanı saf ve aptal yerine koymamak lazım. Canıyla kimse bir şeyi kontrol etmez. 15 Temmuz’la ilgili bir ‘kontrollü’ yorumunun gerçekten FETÖ’nün amacına hizmet eden bir açıklama olduğundan hiç kuşku duymuyorum.”
MİT BYLOCK LİSTESİ VERMEDİ
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın kendilerine cevap vermediğini bildiren Petek “Genelkurmay Başkanı ile yazışma yaptık. ‘Biz bekliyoruz. Raporumuza katkısı olur’ dedik. Ama bizim zorlama durumumuz yok. Dolayısıyla şahsından istediğimiz sorulara şu saate kadar bir cevap alamadık. MİT’ten gelen raporda ByLock listesi yok ama özel iletişim araçları var.
