ABD’de Bharara muamması savcılara Rus dosyası önlemi

ABD’de Bharara muamması savcılara Rus dosyası önlemi

Türkiye’de de tanınan savcı Bharara, ABD’deki ‘46 savcı’ krizinin merkezine oturdu. Üç sorunun yanıtı ise belirsizliğini koruyor: 1. Görevde kalacakları söylenen savcılar neden kovuldu? 2. Trump, Bharara’yı neden telefonla aradı? 3. Bharara, Trump’la ilgili bir davanın mı peşindeydi?

ABD’de görevden alınmasıyla dikkatleri üzerine çeken New York güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara’nın, Başkan Donald Trump’ın telefonuna çıkmadığı öğrenildi. Reuters’in hükümet kaynaklarından edindiği bilgiye göre, Trump, hizmetlerinden dolayı teşekkür etmek için Bharara’yı telefonla aradı. Bu görüşmeyi kabul etmeyen Bharara, daha sonra kendisiyle iletişim kuran görevliyi arayarak, üstlerinin onayı olmadan başkanla görüşmesinin uygun olmayacağını, konuşmayı bu nedenle kabul etmediğini söyledi. ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions, geçen hafta önceki Başkan Barack Obama döneminde atanan 46 savcının istifasını istemişti. İstifa etmeyen Bharara’nın görevine cumartesi günü son verilmişti. ABD’de hükümet değiştiğinde, yeni gelen yönetim eski bürokratların görevine son vererek yerlerine kendi seçtiği isimleri atayabiliyor. Bu nedenle her başkan değişikliğinde binlerce bürokrat da değişiyor. Ancak Amerikan medyasında yapılan yorumlarda, bir anda 46 savcının kovulmasının alışılmışın dışında bir durum olduğu belirtiliyor. Eski Beyaz Saray avukatı Norm Eisen, konuya ilişkin “Tuhaf bir şeyin olduğuna inanıyorum. 46 kişiyle devam etmeye karar verip, sonra bir anda bunların ayrılmasını istemezsiniz. Çok önemli sebepler olmadığı sürece” yorumunu yaptı.

‘KARİZMATİK BİR RAKİP’

Savcı Bharara, geçen kasım ayında yaptığı açıklamada, o dönemde yeni seçilen Trump’ın, kendisinden görevine devam etmesini istediğini söylemişti. Ayrıca Başkan’ın savcıyı araması da ‘tuhaf’ bir durum olarak niteleniyor. Reuters’in ulaştığı Adalet Bakanlığı ve Beyaz Saray, söz konusu telefon görüşmesi hakkında açıklamada bulunmayı reddetti. Yetkililer aynı şekilde, Bharara’nın Başkan Donald Trump’la alakalı bir soruşturma yürütüp yürütmediğine ilişkin de açıklama yapmadı. Yüksek profilli yolsuzluk ve terör davalarına bakan Bharara, görevden alınmadan önce New York Belediye Başkanı Bidd de Blasio’nun seçim kampanyasındaki usulsüzlüklere ilişkin bir soruşturmanın da başındaydı. Amerikan medyasında, Bharara’nın, Trump’ın istifa eden Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’le ilgili bir soruşturma yürüttüğü iddiaları yer almıştı.

Ancak eski New York cinayet savcısı Paul Callan’a göre, Bharara’nın görevden alınmasının sebebi ‘kişisel’ de olabilir. Konuyu CNN televizyonu için değerlendiren Callan, söz konusu savcıların, ülkenin en güçlü savcıları olduğuna ve gerektiğinde başkanı bile soruşturabileceklerine dikkat çekerek “Yeni bir yönetimin çok sayıda savcıyı değiştirmesinde olağandışı bir şey yok. Tuhaf olan, bu savcılara görevde kalacaklarının söylenmesi, sonra aniden kovulmaları” dedi. Bharara’nın yürüttüğü New York Güney Bölge Savcılığı’nın da çok güçlü bir mevki olduğunu ve sadece Adalet Bakanı’nın altında olduğunu belirten Callan, özetle “Trump, Bharara’yı neden kovdu? Bharara cazibesi ve hukuk dilinden çıkarak sade konuşması sayesinde sürekli manşetlerdeydi. New York Valisi ve Belediye Başkanı’nın yardımcıları, son dönemde onu hedefindeydi. Trump’ın Rusya ile ilişkilerine dair soruşturmalar da eninde sonunda New York Güney Bölge’ye dayanacaktı. Trump, Bharara’yı görevden alarak karizmatik bir rakip kazanmış oldu” şeklinde değerlendirdi. Preet Bharara, ABD’de tutuklu bulunan İran asıllı iş adamı Rıza Sarraf’ın davasına bakan savcı olmasıyla Türkiye’de tanınmıştı.

WASHINGTON GÜNLÜĞÜ

Cumhuriyetçi vekilden ırkçı Wilders’e destek

Hollanda’daki ırkçı Özgürlük Partisi’nin lideri Geert Wilders, ABD’de de gündem oldu. Cumhuriyetçi Partili milletvekli Steve King, sosyal medya platformu Twitter’dan paylaştığı mesajlarda Wilders’in ayrımcı söylemlerine destek verdi: “Wilders, kültür ve demografinin kader olduğunu anlamış. Kendi medeniyetimizi başkalarının çocuklarıyla onaramayız.” King’in bu sözlerle, Wilders’in göçmen çocukların ülkesine girişe karşı çıkmasını desteklediği belirtildi. ABD’de ırkçı grup Ku Klux Klan’ın eski liderlerinden David Duke da “Tanrı Steve King’i korusun” diye yazdı.

Peskov: Madem o kadar güçlüsünüz, sizi nasıl ‘hack’ledik?

ABD’de geçen kasımda yapılan başkanlık seçimlerinin, Rusya tarafından siber saldırılar yoluyla Trump lehine etkilendiğine yönelik tartışmalar sürüyor. CNN televizyonuna konuk olan Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, ABD’de Rusya’nın ‘şeytanlaştırıldığını’ söyledi. Peskov, “Amerika, yabancı bir ülkenin seçimlerine müdahale edecek gücü olduğunu öne sürerek kendini küçük duruma düşürüyor. Amerika bir numara, dünyanın en güçlü ülkesi, istikrarlı bir siyasi geleneği var. Ama siz diyorsunuz ki başka bir ülke buna kolayca müdahale edebilir. Bu imkansız” yorumunu yaptı.

İslam düşmanı yanlış dükkanı yaktı

Donald Trump’ın başkan seçilmesiyle beraber İslam karşıtlığının yükseldiği ABD’de, geçen gün bir saldırı daha yaşandı. Adının Richard Lesslie Lloyd olduğu belirtilen 64 yaşındaki bir adam, sahiplerinin Müslüman olduğunu düşündüğü bir mağazayı ateşe verdi. Saldırı esnasında mağazanın kapalı olması nedeniyle olayda yaralanan olmazken, büyük maddi hasar meydana geldi. Güney Florida bölgesinde yaşanan olayda Lloyd, “Arapları ülkemizden kovacağız” diye bağırdı. Ancak dükkan sahiplerinin, Hint asıllı olduğu ortaya çıktı. Lloyd, 30 bin dolar kefalet bedeliyle tutuklandı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN