Ağırlığımız kadar ‘zehir’ yutuyoruz

Ağırlığımız kadar ‘zehir’ yutuyoruz

Farkında olmadan bir yılda kendi ağırlığımız kadar katkı maddesi tükettiğimizi belirten biyokimya uzmanı Prof. Dr. Fatih Gültekin, vücudun dengesinin bozulduğunu söyledi. Gültekin“Glikoz intoleransı ile insülin direnci gelişiyor, obezite görülüyor. Tatlandırıcı kullananların bağırsakları etkileniyor. Gıda boyaları ise çocuklarda hiperaktiviteyi tetikliyor” dedi.

Katkı maddeleri obeziteye neden olurken şeker hastalığı ile kalp ve damar rahatsızlıklarına davetiye çıkarıyor. Çünkü metabolizmayı bozuyor. Bunun nedeni katkı maddelerinin mikrobiyataya etkisi! Peki mikrobiyata nedir ve katkı maddeleri vücudumuzu nasıl etkiler? Küresel Barış ve Refah İçin Bilim, Teknoloji ve İnovasyon konulu konferansta Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden biyokimya uzmanı Prof. Dr. Fatih Gültekin, farkında olmadan çok fazla gıda katkı maddesi tükettiğimizi, bir yılda yaklaşık kendi ağırlığımız kadar gıda katkı maddesinin vücudumuza girdiğini söylüyor. Gültekin, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bunlar bizim ihtiyacımızın olmadığı maddeler. Bunlar, bizim bir gıda eksikliğimiz giderilsin diye kullandığımız şeyler değil, hayatımızı kolaylaştırmak için üretilen gıdalara katılan katkı maddeleri. Ancak bazı sağlık risklerini de beraberinde getiriyorlar.”

Beslenmeyi önemsememiz gerektiğinin altını çizen Gültekin “Çünkü beslenme bizim sağlığımızla direkt ilgili. Ne zamandan itibaren; çocuk anne karnına düştüğü andan itibaren beslenme bizim için önemli. Çünkü gıdalarla aldığımız besin maddeleri bizim bedenimizi oluşturuyor, vücudumuzu oluşturuyor. Yaratılışımıza uygun gıdaları almalıyız ki bedenimiz düzgün oluşsun. Vücudumuzun tanımadığı gıdaları almamalıyız” dedi. Gültekin, vücudumuzun tanımadığı gıdaları almamamız gerektiğini kaydederek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Örneğin karamelli bir çikolata ya da tatlı. Bunu vücudumuz tanımıyor. İnsan hücreleri mikroplardan oluşuyor. Bedenin yüzde 90’ı mikroplardan oluşuyor. Sayısal olarak yüzde 90 mikrop hücreleri ki biz buna mikrobiyata diyoruz. Yüzde 10 ise insan hücrelerinden oluşuyor. Dolayısıyla bu mikroplar bizim hayatımızı etkiliyor. Yediğimiz gıdalarla besleniyor mikroplar. Sağlığımızı, moralimizi etkiliyor. Sentetik tatlandırıcılar tükettiğinizde bunlar bağırsaklardaki mikropları bozuyor. Etkilenmiş olan mikroplar bazı zaruretli maddeler üretiyor ve bunun sonucunda glikoz intoleransı gelişiyor ve insülin direnci gelişiyor sonucunda ise obeziteye doğru gidiş oluyor. Şeker yerine kalorisi sıfır olan sentetik tatlandırıcı kullanan insanların bağırsakları bu şekilde etkileniyor ve obeziteye sebep oluyor. Gıda boyaları da çocuklarda hiperaktiviteyi tetikliyor” dedi.

ÖNCELİKLE GIDALARI TANIMAK GEREKİYOR

Günümüzde gıda katkı maddesiz bir yaşamın mümkün olmadığını ifade eden Gültekin, “Yani katkı maddesi yemeyeceksiniz, kesinlikle her şey yasak, sadece evde yemek yiyeceksiniz, böyle bir yaşam yok. O zaman ne yapacağız? Biz olabildiğince mevcut şartlarda en iyisini yapmaya çalışacağız. Dolayısıyla birincisi gıda ve katkı maddeleri hakkında biraz bilgilenmemiz lazım. Örneğin meyve suyu nedir, meyveli içecek nedir, meyve aromalı içecek nedir, meyve nektarı nedir? Bunların arasındaki farkı bilmezsek meyve suyu niyetiyle meyve aromalı bir içecek alabiliriz ve içinde hiç meyve suyu olmaz” diye konuştu.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN