Ülkemizin en fazla ihracat ve ithalat yapılan otomotiv sektöründe yaşanan iflaslar ve eylemler sadece yurtiçi gelişmelerle izah edilemez. Uzel Traktör Fabrikasında yaşananlar gösterdi ki bu eylemlerde çıkar grupları uluslararası boyutta olabiliyor
Önce Renault Fabrikasında başladı eylemler.
İşçilerin bağlı olduğu Türk-Metal sendikası kısa süre önce bir otomotiv yan sanayi fabrikasındaki işçilere yüzde 60 zam almıştı. Renault işçileri de sendikaya kızmıştı ve kendileri için de benzer zam istiyorlardı.
İlk eylem Renault fabrikasında başladı. 14 arkadaşlarının işten atıldığı söylendi ve gece vardiyasına girmeyen işçilere, gündüz vardiyası da eşlik etti.
Ardından TOFAŞ'ın yan sanayi fabrikasına taşındı eylemler. Ve Çoşkunöz yan sanayi de eylemlerden nasibini aldı.
Gelen haberlere göre işçiler üye oldukları Türk-Metal sendikasına çok kızdılar. İkili oynadıklarını düşünüyorlar ve sendikadan istifa etmeye başladılar.
Ne kadar doğru bilmiyorum.
Ama ben metal işçilerini çok iyi tanıyorum. Sadece işçileri değil sendikaları Türk-Metal'i de çok iyi tanıyorum.
Nereden mi?
İflas ederek 2 bin 200 işçisi sokağa atılan Uzel Traktör Fabrikasından tanıyorum. Günlerce beni protesto etmek için o dönem çalıştığım Yeni Şafak Gazetesi'nin fakslarını kilitlemelerinden tanıyorum. Gazetemin önüne gelip benim aleyhime gösteri yapan Türk-Metal Sendikasından tanıyorum. İşçilere karşı patronla yan yana tavır göstermelerinden tanıyorum. İşçi haklarını savunanı protesto etmelerinden tanıyorum.
Kaç gün ve gece sürmüştü yolladıkları fakslar. Binlerce Türk-Metal işçisi Uzel Traktör'de yaşananlardan doları Türk-Metal sendikasını savunmuş ve beni protesto etmek için fakslarımızı kilitlemişti.
Ben neyi savunuyordum: Uzel Traktör'de hisse kavgası gibi görülen bir süreçte uluslararası boyutta oyun oynanıyordu. Şirket ısrarla iflasa sürüklenmeye çalışılıyordu. Uzel'in iflas sürecine direnen ise sadece fabrikanın çalışan işçileriydi. Ve bende o işçilerle beraber olayları takip ediyordum.
İşçilerle el ele verip Uzel iflas etmesin diye haberler yapıyor, gelişmelerin perde arkasını kamuoyuna aktarıyordum.
Ne oldu?
Uzel Traktör Fabrikası iflas etti. Türk Metal Sendikası'nın önerileri binlerce işçiyi mağdur etti.
2 bin 200 işçi tazminatlarını dahi alamadan sokağa atıldı. Aç kaldılar, işsiz kaldılar.
Kimse sahiplenmedi.
Uzel Traktör batarken olayda kimler yoktu ki...Bence en önemlisi Soros uzantısı Türkiye temsilcileri mi yoktu!
Patronlar mı yoktu!
Medya mı yoktu!
İşçi sendikası bile işçileri aldatmıştı.
Şimdi otomotiv sektöründe yeni bir eylem dalgası var. Görünürdeki sebep ücret zammı. Beni aldı yine bir kuşku: Bu eylemler ne kadar gerçek?
Size bir kaç nokta anlatayım: Ülkemizde bu yılın ilk dört ayında tam 454 bin 998 adet araç üretiliyor. Son 12 aylık üretim ise 1 milyon 169 bin 467 araç oluyor.
Yılın ilk dört ayında 7 milyar 150 milyon dolar otomotiv sektöründen ihracat yapıyoruz. Geçen yıl motorlu taşıtlar ihracatından 18 milyar dolar kazanmışız.
Şunu söyleyelim. Türkiye motorlu araç kullanımında yüzde 70'lere varan oranda ithalat yapıyor. Ama karşılığında da ihracat yapıyor. Mesela 2014 yılında 18 milyar dolarlık araç satıyoruz ama 15,7 milyar dolarlık araç satın alıyoruz. Aldığımızdan biraz daha fazla araç ihraç ediyoruz.
Bu denge çok önemli.
Enerji ithalatında geçen yıl 49 milyar dolar açık veren bir ülkeyiz. Bunun yanına başka sektörlerin eklenmemesi gerekiyor.
Yerli üretim durduğunda belki yurtiçinde bir sıkıntı çekilmeyecek ama dışarıya satışımız duracak. İthalat ise hiç durmadan devam edecek.
Bu yılın ilk dört ayında ülkemizde 280 bin araç satılmış; bu araçların 175 bini ithal edilmiş. Ama karşılığında da 335 bin araç yurtdışına ihraç etmişiz.
İthalat kanalı açık kalacak ama ihracat kanalı kapanacak. İyi ama kim kazanacak bu işten? İşçiler mi 'ecnebiler mi!'
Umarım otomotiv işçileri Uzel Traktör Fabrikasının iflas sürecinde yaptıkları hatayı bir daha yapmazlar. Yalnız bıraktıkları 2 bin 200 Uzel işçisini hatırlamalarını tavsiye ederim.
Bir de unutmayalım;
İlk yerli arabamız
Devrim yürümeyince
şimdi
bu yollarda kim yürüyor.
