Geç doğurmak meme kanseri riskini artırıyor

Geç doğurmak meme kanseri riskini artırıyor

Prof. Dr. Mehmet Ali Gülçelik, her 8 kadından birinde meme kanserinin görüldüğünü söyledi. Gülçelik bir neden olarak da doğurganlık yaşının 30’un üzerine çıkması, emzirme süresinin kısalmasını gösterdi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Ali Gülçelik, meme kanserinin dünyada kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinin başında olmaya devam ettiğini belirterek “Doğurganlık yaşının 30’un üzerine çıkması, emzirme süresinin kısalması meme kanseri görülme sıklığını artırıyor” diye konuştu. Gülçelik, meme kanserinin erken tanı konulabilen ve çok rahatlıkla tedavi edilebilen kanser türü olduğunu söyledi. Meme kanserinde en önemli tedavi basamağının meme cerrahisi olduğunu dile getiren Gülçelik, radyoterapi, kemoterapi, hormoterapi gibi tedavi seçeneklerinin de bulunduğunu kaydetti. Prof. Dr. Gülçelik, meme kanserindeki en önemli tedavi seçeneklerinden olan cerrahinin estetik kaygıya yol açtığını belirterek “Hastalar üzerinde oluşan ‘memenin alınması korkusu’ tanı almayı da geciktirebiliyor. Genç yaşlarda görülmeye başladıkça bu korku daha da artıyor. Kanser tanısı konulan her hastanın memesi alınmak zorunda değil” dedi.

ESTETİK KAYGINIZ OLMASIN 

Meme kanseri nedeniyle uygulanan cerrahi müdahale sonrası doku kaybıyla karşı karşıya kalan kadınların yaşadığı estetik kaygının, onkoplastik yöntemle son bulduğunun altını çizen Prof. Dr. Mehmet Ali Gülçelik, şöyle devam etti: “Bu tekniklerle memenin şeklini, görüntüsünü bozmadan radyoterapi uygulayabiliyoruz. Belli bir hasta grubunda, meme koruyucu cerrahiye uygun olmayan hastalarda memeyi almak zorunda kalabiliriz. Dışarıdan bir protez yardımıyla ya da kendi dokusunu kullanarak da meme ameliyatı yapabiliyoruz. Kendi dokusunu kullandığımızda bunu göbek bölgesindeki yağ dokusu, sırt bölgesindeki kas ve yağ dokusunu kullanarak da yapabiliyoruz. Meme kanseri rahatlıkla tedavi edilebilen ve cerrahi tedavisi yapılırken de hastanın hiçbir estetik kaygısı kalmadan tedavi edilebilecek bir kanser olduğunu unutmamamız gerekiyor.”   

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN