İstanbul Karaköy'de sırları çözülemeyen han

İstanbul Karaköy'de sırları çözülemeyen han

Ceneviz, Bizans ve Osmanlı izlerini taşıyan Karaköy Kurşunlu Han artık kurşunsuz. Çünkü çatısını kaplayan kurşunlar sökülüp satılmış. Üst katını Mimar Sinan’ın yaptığı yorgun tarihi eser kurtarılmayı bekliyor.

[Karar]

İstanbul Karaköy’deki Kurşunlu Han, ihtişamı ve gizemleriyle görenleri kendine çekiyor. Osmanlı döneminde Rüstem Paşa Vakfiyesi’ne ait olduğundan Rüstem Paşa Hanı olarak ta anılan tarihi yapı Ceneviz, Bizans ve Osmanlı’nın kalıcı izlerini taşıyor.
İki katlı hanın alt katının büyük bölümü, Cenevizlilerin 1200’lü yıllarda yaptığı Saint Michele Katedrali’nin kalıntısı. Bizanslılar da bazı eklemeler ve onarımlar yapmış. Üst katı ise, insanlık tarihinin en önemli mimari yapılarına imza atan Mimar Sinan tarafından 1544 ila 1550 yılları arasında kervansaray olarak inşa etmiş. Yüzyıllarca yolcu hanı olarak hizmet gören yapı, kervan ticaretinin ortadan kalkmasıyla esnafın yerleştiği iş hanına dönüşmüş.

Tornacılar ve hırdavatçıların mekanı

Ancak güzelliği kadar yıpranmışlığıyla da dikkat çeken bu önemli tarihi eser, onarıma alınacağı günü vakur bir sabırla bekliyor. Özellikle çatı bölümlerindeki bozulmalar alarm verir boyutta. Dükkanların bir bölümünün kemeri çatlamış ve üst kattaki tavanlar akıyor. Öyle ki bazı kemerler her an çökecekmiş gibi harap durumda. Karaköy Perşembe Pazarı’nda bulunan Kurşunlu Han’ın onarılmasının önündeki engellerden biri de, Vakıflar’a ait olmayıp özel mülkiyet konumunda olması. Çevresi beton binalarla sarıldığından, onca büyüklüğüne rağmen dışarıdan farketmenin güç olduğu handa, ağırlıklı olarak hırdavatçı dükkanları ve atölyeler bulunuyor.
Kurşunlu Han esnafı; “Zaman zaman çatıdan duvarlardan taşlar düştüğü oluyor. Birgün başımıza yıkılacak” diyerek, tamiratın başlatılması için yetkilileri göreve çağırıyor. Handaki 60 dükkanın dükkanın yalnızca beşi Vakıflar’a ait; diğer dükkanlar şahısların. Bu dükkanlarda tornacılar, hırdavatçılar, çeşitli imalathaneler ve depolar yer alıyor.

Kurşunlu Han’ın kurşunlarını söküp sattılar

Hana hem adını hem mimari özelliğini veren 2-3 santim kalınlığındaki kurşun saclar, yakın zamana kadar yapının çatısını boydan boya kaplıyormuş; 1970’lerde hırsızlar parça parça bu kurşunların yarısını söküp çalmış. Hanın sahibi, kalan kurşunları da hırsızlar götüreceğine kendisi söktürüp kaldırtmış. Kısaca Kurşunlu Han, ‘kurşunsuz’ kalmış. Yaklaşık 50 metrelik büyük avlunun üst kısmındaki kirpi saçaktan günümüze sadece birkaç parça gelebilmiş. Aslı beş kapılı olan yapının dört kapısı çevresini saran beton binalar yüzünden kapatılmış. Dahası, hanın içine kaçak bir betonarme bina da inşa edilip, bazı üst katlara çıkan beton merdivenler atılmış.
Tüm yorgunluğuna rağmen güzelliğinden çok şey yitirmeyen han bazı filmlere de mekan oldu. En son, Cem Yılmaz’ın Pek Yakında’sının bazı bölümleri burada çekildi. Hana güzellik katan bir başka öge, avlunun üzerini boydan boya örten asmalar. Anlatılana göre, Osmanlı döneminde hanı işleten gayrimüslimler bu üzümlerden elde ettikleri çok kaliteli şarapları satarmış.

Kurşunlu Han söylenceleri

Han esnafının ve çevre sakinlerinin ağzında dolaşan bazı söylenceler Kurşunlu Han’ın kadim görüntüsünün üstüne bir de gizem katıyor. Anlatılana göre hanın bulunduğu yer önceleri Haliç’in içinde küçük bir ada imiş. Adacıkla şimdiki Arap Camii’nin arası denizmiş. Cenevizliler bu adacığa bir hapishane ve bitişiğine de bir kilise/katedral yapmış. Hapishane ve kilisenin Cenevizlilerden çok daha önce yapıldığını iddia edenler de var. Esnaf, hanın altında tüneller ve dehlizler bulunduğunu söylüyor ancak aşağını bugüne kadar ne kimse görmüş, ne inmiş, ne de oraya inilecek yolları bilen var. Geçmişi sisler ardında duran bir diğer han, Yelkenciler Hanı, üç (belki daha çok) medeniyetin ürünü olan Kurşunlu Han’ın birkaç yüz metre batısında yer alıyor. Çok eski bir yapının üzerine 1600’lerde oraya da kervansaray inşaa edilmiş. Söylenene göre oradaki eski yapı da bir hapishaneymiş ve Kurşunlu Han’la ikisini yeraltından bir dehliz birleştiriyormuş.

Onarım projesi var fakat…

Öte yandan, İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti seçildiği 2010 yılında, Kurşunlu Han’ın onarımı için Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından ortaklaşa proje geliştirildiği biliniyor. Bu çerçeve, Haliç yönüne sonradan yapılan beton binaların yıkılıp, tarihi yapının Haliç’le bütünlüğünün sağlanması ve tam karşısına denk gelen Mısır Çarşısı ile bir manzara bütünlüğü oluşturması da sözkonusu. Fakat aradan geçen beş yıla rağmen projenin hayata geçirilmesi için hiçbir girişim görülmedi. Handaki yaşlı bir esnafın şu sözü herşeyi özetliyor gibi: “Ben doğdum, büyüdüm, sürekli bu hanın tamirata alınacağı söylenir durur. Ömrüm geçti, öyle sanıyorum ki bunun yapıldığını göremeden öleceğim”.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN