İzlerken çıtınızı bile çıkarmayın

İzlerken çıtınızı bile çıkarmayın

Sese aşırı duyarlı, durdurulamaz yaratıklar nedeniyle medeniyet ortadan kalkıyor. Üç çocuklu bir aile sessizce hayatta kalmaya çalışıyor. Sıra dışı konusu ve gerçekçi anlatımıyla beyazperdeye yansıyan ‘A Quiet Place’ filmi “Yaşamak için kaçmak değil, savaşmak gerekir” mesajını sertçe veriyor. Yılın en iddialı yapımlarından.

ERKUT TEZERDİ/İSTANBUL

Medeniyetin çökmesinin ardından yaşananları anlatan robotlu, zombili, savaşlı ve bol maymunlu filmler her dönem ilgi çekiyor. Popüler kültürden fena halde beslenen ‘kıyamet sonrası bilimkurgusu’ -post apokaliptik- olarak adlandırılan bu yapımların bütçesi de yüksek oluyor. Ancak bu hafta gösterime giren ‘A Quiet Place’ (Sessiz Bir Yer) konusu açısından bahsettiğim enteresan hikâyeli ve yüksek bütçeli yapımları andırsa da kesinlikle o kulvara dahil edilemez! Filmin başarısı anlatımından, temposu düşmeyen gerilimden kaynaklanıyor. Peki bunlar nasıl gerçekleşiyor?

John Krasinski tarafından yönetilen filmde sese aşırı duyarlı yaratıklar medeniyetin sonunu getirmiş. Durdurulmaları neredeyse imkânsız! Ses çıkaranları anında öldürüyorlar. Yapımın daha girişinde bunu çok açık bir biçimde görüyoruz. 3 çocuklu Abbott ailesi işaret diliyle konuşarak kimselerin olmadığı markette temel ihtiyaçları çantalarına dolduruyor, ardından yola düşülüyor. Ancak o da nesi? Ailenin en küçüğü Beau, marketten oyuncak bir uzay mekiği almış ve pillerini kimseye çaktırmadan takmış. Oyuncaktan ses çıkınca 10 saniyeye kalmadan bir yaratık gelip çocuğun sonunu getiriyor, film başlıyor.

Bir yıldan fazla zaman geçmiş... Dünyada yaşayan sayısı o kadar az ki... Tepelerdeki evlerde kalanlar akşamları ateş yakarak birbirlerine yaşadıklarının haberini veriyor. Filmde, fenomen ‘The Walking Dead’ dizisi veya ‘Fortnite’ ile ‘PUBG’ gibi son yılların gözde hayatta kalma oyunlarından fırlayan Battle Royale mantığına yer verilmiyor, yani kimse kimseyi yemek-su, keyfi veya üstünlük mücadelesi için katletmiyor çünkü böyle anlarda ses çıkması kaçınılmaz. Herkes sadece hayatta kalmanın peşinde! Bir çiftlik evinde sessizce yaşayan Abbott ailesinin annesi Evelyn hamile kalıyor. Filmde özellikle hiç ses çıkarılmaması gereken ve işaret diliyle konuşulan bir dünyada doğum yapmak, hafızalara kazınan sahneler içeriyor. Gerilimli anlar çok zekice kurgulanmış.  ‘A Quiet Place’ atmosfer özellikleri iyi yapılandırılmış bir film. Fakat öncesinde yaşananları, yaratıkların ortaya nasıl çıktıklarını öğrenemiyoruz. Acaba laboratuvarda mı üretildiler yoksa uzaydan mı geldiler? Bu doğrultuda 90 dakikalık filmde bir boşluk yer alıyor. Çok küçük bir flashback sahnesiyle soru işaretleri rahatlıkla giderilirmiş ama senaryo bunun üzerine kurgulanmamış. Bu, hayatta kalmak isteyen bir ailenin dramatik öyküsü. Mesaj ise “Yaşamak için kaçmak değil, savaşmak gerekir!” Filmde en nefret edilen unsur da 2005 yapımı ‘Dünyalar Savaşı’ndaki sinir bozucu küçük kız çocuğunu andıran Regan Abbott karakteri; ondan nefret etmek kaçınılmaz! Ayrıca ‘yılın yaşamadan önce ölmesi gereken ödülü’ falan olsa rahatlıkla alacağı gibi ‘en sinir bozucu film karakterleri’ listesinde de en tepeye oturur, senelerce oradan kalkmaz. ‘A Quiet Place’ bir başyapıt değil ama senenin en başarılı yapımlarından. Gerek çekimleri gerek konunun işlenişinde sadelikten ödün verilmemesi gerekse de gerilimli temposuyla post apokaliptik türüne yepyeni bir soluk getiriyor. ‘The Road’ (2009), ‘28 Days Later’ (2002), ‘I Am Legend’ (2007) gibi kültleşmiş filmlerin arasında konumlanıyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN