İstiklal Marşı'na yeni beste lazım

İstiklal Marşı'na yeni beste lazım

Cumhurbaşkanı Erdoğan İstiklal Marşı ile eski bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Müziğin güftenin anlamını tam olarak yantısatamadığını söyleyen Erdoğan “En büyük üzüntüm İstiklal Marşı’mızın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin yapılamamış olmasıdır. İnşallah bir gün o da olur” dedi.

IŞIL ÇALIŞKAN/İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani ‘şeytan taşlamaktan tavaf etmeye fırsat bulamıyor’ derler ya, bizi işte bu duruma düşürmek istediler. Hamdolsun, biz şeytanı da taşladık tavafımızı da yaptık” dedi. Beştepe’de 46’ıncı muhtarlar toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan eski bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Erdoğan “En büyük üzüntüm İstiklal Marşı’mızın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin yapılamamış olmasıdır. Temenni ederiz ki o da çıkar, inşallah bir gün o da olur” dedi. Erdoğan, son iki asırdır vesayet güçleri, terör örgütleri, darbe heveslileri ve bunların dış destekçilerinin birbirinin kopyası saldırılarına maruz kaldıklarını anlattı. İstiklal Marşı’nın kabulünün yıl dönümünün 12 Mart’ta kutlandığını hatırlatan Erdoğan, İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’un, yaşanılan hadiseleri mısralara döküşündeki sıra ve ahengin, Türk milletinin hangi safhalardan geçerek bugünlere geldiğinin en açık ifadesi olduğunu söyledi.

18-03/15/screenshot_1.jpg

Erdoğan, Azerbaycanlı şair Bahtiyar Vahapzade’nin, “100’den fazla ülkenin bağımsızlık marşını inceledim, güfte ve bestesini araştırdım. Hiçbirini Türkiye’nin İstiklal Marşı kadar etkili görmedim” sözünü hatırlatarak şunları kaydetti: “Gerçekten de İstiklal Marşı’mızın anlamını dilimizle birlikte kalbimizle de okuduğumuzda anlayabiliyoruz. En büyük üzüntüm, bu emsalsiz marşın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin yapılamamış, bulunamamış olmasıdır. O besteyle güftenin birbirini tamamlaması çok önemli. Tabii ki burada da bestekarlara görev düşüyor. Güfte var ama
maalesef istenilen beste yok. Temenni ederiz ki o da çıkar, inşallah bir gün o da olur. Tabii hayıflanacak daha başka meselelerimiz de var. Mesela 34 yıllık terörle mücadele dönemimizi şöyle hakkıyla ifade edecek bir şiirimiz, bir marşımız da yok. Geçen arkadaşlarıma onu söyledim, şu anda Fırat Kalkanı, Afrin, biz bununla ilgili, adeta bir İstiklal Marşı gibi demeyeyim ama oraya belki tırmanamazlar, yetişemezler, hiç olmazsa bir Mehter gibi bir marşı da yazamazlar mı? Bunu hazırlasınlar. Evde torunum bile maşallah Mehter Marşı ile yürüyor. Askerimizi de Mehter Marşı ile ayrıca yürütür gibi yeni marşlarla yürütelim. Aynı şekilde 15 Temmuz gibi büyük bir destanı Akif’in, Çanakkale ve İstiklal mısraları kıvamında anlatacak bir şiirimiz, bir marşımız da mevcut değil. Demek ki şiirlerini sadece lafzıyla değil yüreğiyle de yazan şairlerimize çok önemli görevler düşüyor.”

YENİ BESTE YAPILIR AMA ÇOK ZOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstiklal Marşı’nın bestesi ile yapığı eleştiriye müzisyenler e destek verdi. KARARA’a konuşan bestekarlar, “Yapılır ama çok zor. Güfte besteye uygun değil” dediler.

YENİ BESTE YAPARIZ AMA...

Erol Sayan: “İstiklal Marşı şiiri yazıldığı vezne göre marş olarak yazılmaya müsait değil. Daha önce çeşitli makamlarda bir çok bestesi yapılmıştı. Cumhurbaşkanı emrederse yapmaya çalışırız ama biraz zor. Bana göre şiir marş bestelemeye uygun değil. Şiir olarak bir daha yazılması mümkün olmayacak derecede çok güzel. Mehmet Akif Ersoy konuşurken bile aruz veznini kullanan biri. O kadar usta. Dolayısıyla çok karışık bir vezinle yazmış. Uğraşılırsa yapılabilir ama ben tekrar yapılması taraftarı değilim. Sözlerinde bir bağıntı yok. Hecelerde aralarda kopukluk var. Kelimeler anlaşılmıyor. Halbuki bestecilikte bir önemli teknik de kelimeleri tam telaffuz ettiirip sonuna kadar söyletmek. Arada kesip diğer tarafa geçmek olmaz. Buna hece tekniği deniyor. Bir de çocukların ses sınırını biraz aşıyor. Okullar için müsait değil. Öğrenilmesi kolay değil. Marş kolay öğrenilebilir ve yürünebilir olmalı.”

UYGUN VE GEREKLİ DEĞİL

Besteci Mustafa Özkent: “Geçtiğimiz yıllarda, içerdiği bazı prozodi hataları ve insan sesine uygun olmadığı tartışmaları yapılmış olsa da, ben yıllardır kullanılan ve halkımızca da benimsenmiş olan Istiklal Marşımızın tekrar bestelenmesini pek uygun ve gerekli bulmuyorum.”

Mustafa Keser: “Bestenin değişmesinin ben de yararlı olacağını düşünüyorum. Prozodi açısından oturmuyor. Söylenen kelime yarısından kesildiği için anlaşılmıyor. Biraz daha musiki ve Türk müziği formları ve kalıpları içinde daha coşkulu yapılabilir. Bir araya gelip karar verilirse yapılır. Musuki bilen mesleki aklı selim insanların da bunun değişmesi yönünde aksini savunacaklarını sanmıyorum.”

1924’E KADAR ÜÇ BÖLGEDE ÜÇ FARKLI MARŞ

Beste-Güfte (Söz-Müzik) uyumu ilk günden bu yana tartışmaların odağında olan İstiklal Marşı’nın bestesi Cumhuriyet’in ilk kompozitörlerinden Osman Zeki Üngör’e ait. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İstiklal savaşı ruhunu taşımıyor’ dediği güfte aslında kabul edildiği ilk günden bu yana tartışmaların hep odağında yer aldı. 1921 yılındaki yapılan yarışmaya 24 besteci katılmıştı. Türkiye’nin o dönemki zor koşulları nedeni ile sonucu belirleyecek bir değerlendirme yapılamayınca ülkenin değişik bölgelerinde değişik güftelerle okundu. Edirne’de Ahmet Yekta Bey’in, İzmir’de İsmail Zühtü Bey’in, Ankara’da Osman Zeki Üngör’ün, İstanbul’da ise Ali Rıfat ve Zati Beylerin ‘in besteleri okunuyordu.

6 YIL BAŞKA BESTE ÇALINDI

Bu karmaşaya 1924 yılının sonunda toplanan seçici üst kurul son noktaya koydu ve Ali Rıfat Çağatay’ın acemaşiran makamındaki bestesini İstiklal Marşı’nın bestesi olarak kabul etti. 1930’a kadar da bu beste ile okundu marş. Ancak 6 yıl sonra yani 1930 yılında bu beste yine değişti ve bu defa Osman Zeki Üngör’ün 1922 yılında hazırladığı bestesi ile seslendirilmeye başlandı.

İNTİHAL TARTIŞMALARI

Beste üzerine tartışmalar o günden sonra yoğunlaşarak sürdü. Aslında Avusturya orjinli bir şarkıdan esinlendiği iddiasından, Sultan Vahdeddin için hazırlanan bir başka marş olduğuna kadar pek çok itiraz yükseldi. Yakın dostu Cemal Reşit Rey de Güngör’ün marşı başka bir güfte üzerine yaptığını İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmediğini söylemişti.

SÖZ MÜZİK UYUMU YOK

Marşa müzik dünyasının en önemli eleştirisi ise söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin (örneğin “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” mısrası ezgili okunduğunda “şafaklarda” sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür) esas sebebi de budur.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN