Lozan Barış Antlaşması maddeleri nelerdir? Antlaşmanın ardından 96 yıl geçti

Lozan Barış Antlaşması maddeleri nelerdir? Antlaşmanın ardından 96 yıl geçti

Lozan Barış Antlaşması maddeleri, aradan geçen 96 yılın ardından yine merak ediliyor. Tarihler 24 Temmuz 1923’ü gösterirken, İsviçre’nin Lozan kentinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması önemi, bu yıllarda da merak ediliyor. Tüm bu gelişmeler ise karar.com’da yer alıyor…

Kimileri için büyük zafer, bazı kesimler için de büyük yenilgi olarak kabul edilen Lozan Barış Antlaşması’nın üzerinden geçen 96 geçti. Twitter’da da bu konuda açılan etiket, Türkiye gündeminde en üst sıralara yükseldi, konu ile ilgili binlerce tweet atıldı. Peki Lozan Barış Antlaşması nedir, önemi maddeleri, süresi var mı? Bitince ne olacak ve anlaşmayı kim imzaladı? İşte aradıklarınız…

LOZAN ANTLAŞMASI ÖNEMİ

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) hükûmetinin Yunan kuvvetlerine karşı elde ettiği zaferin ardından Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı. Bunun arkasından Sevr’in tarafı olan İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922 yılında TBMM Hükümeti’ni Lozan’da toplanacak olan barış konferansına çağırdı. Lozan’da barış koşullarının görüşülmesi adına Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşa’ya görev verdi. Mudanya görüşmelerine de dâhil olan İsmet Paşa’nın Lozan’a baş temsilci olarak katıldı. Bu zamanda İsmet Paşa Dışişleri Bakanı oldu ve çalışmalar hızlandı. İtilaf Devletleri Lozan’a TBMM Hükümeti üzerinde baskı kurmak adına İstanbul Hükûmeti’ni çağırsalar da bu duruma tepki gösteren TBMM Hükümeti, 1 Kasım 1922 yılında saltanatı kaldırdı.

ANTLAŞMADA İSTENİLEN NEYDİ?

TBMM Hükûmeti, Lozan Konferansı’na Misak-ı Milliyi gerçekleştirmeyi, Türkiye’de bir Ermeni devletinin kurulmasına engel olmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Ege adaları, Batı Trakya, savaş tazminatı, nüfus değişimi) çözmeyi, kapitülasyonları kaldırmayı ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi hedeflemiş, Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar ile ilgili anlaşma sağlanamaması durumunda görüşmeleri kesme kararı almıştır. Lozan’da 20 Kasım 1922 yılında başlayan ilk görüşmelerde Türk – Yunan sınırı, Osmanlı borçları, Musul, boğazlar, kapitülasyonlar ve azınlıklar üzerinde durulmuş fakat kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul’un boşaltılması ve Musul konularında anlaşmaya varılamamıştı.

SAVAŞ İHTİMALİ ORTAYA ÇIKINCA İTİLAF DEVLETLERİ TÜRKİYE’Yİ YENİDEN ÇAĞIRDI

Temel konularda tarafların taviz vermeye yanaşmamasının ardından 4 Şubat 1923 yılında görüşmeler bitirildi. Tabii bu savaş ihtimalini güçlendirdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk ordusuna savaş hazırlıklarının başlamasını emretti. Sovyetler Birliği ise tekrardan savaş olması durumunda bu defa Türkiye’nin yanında yer alacağını ilan etmişti. Haim Nahum Efendi liderliğindeki azınlık temsilcileri ise Türkiye’yi destekleyerek arabulucu oldular. Yeni bir savaşı ve kendi kamuoyunun tepkisini göze alamayan İtilaf Devletleri barış görüşmelerini yeniden başlatmak adına Türkiye’yi tekrardan Lozan’a davet etti.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI KİM TARAFINDAN İMZALANDI

Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923’te yeniden başladı. 24 Temmuz 1923’e dek süren görüşmeler ile bu dönem Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması ile neticelendi. Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma, uluslararası anlaşmaların ülke meclislerince onaylanmasını gerektiren yasalar gereğince taraf ülkelerin meclislerinde görüşülmüş ve Yunanistan tarafından 25 Ağustos 1923’te, Türkiye tarafından 23 Ağustos 1923’te, Japonya tarafından 15 Mayıs 1924’te ve İtalya tarafından 12 Mart 1924’te imzalanmıştır. İngiltere’nin anlaşmayı onaylaması ise 16 Temmuz 1924 tarihini bulmuştur. Anlaşma, tüm tarafların onaylarında dair belgeler resmi olarak Paris’e iletildikten sonra, 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

19-07/24/lozan-baris-antlasmasijpgg.jpg

LOZAN ANTLAŞMASININ ŞARTLARI

Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması’nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.

Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri’nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan’ın Batı Anadolu’da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verildi.

Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.

Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması’na göre belirlenmiştir.

Adalar: Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye’de, diğer Ege Adaları İtalya’ya kaldı. İtalya’nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla Oniki Ada İtalya’ya diğer adalar Yunanistan’a bırakılmıştı. Oniki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947’de resmen Yunanistan’a teslim edildi.

Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması’nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: “Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır.”[6] Batı Trakya’daki Türklerle, İstanbul’daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler’in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.

Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.

Osmanlı’nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye’ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir. (Lozan Barış Antlaşması madde 45,46,47…55, 56).

Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi.

Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul’da kalmasına izin verildi.

Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye’nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.

Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI İÇİN TIKLAYIN

LOZAN ANTLAŞMASININ SÜRESİ VAR MI?

Mahfi Eğilmez tarafından yapılan incelemenin ardından Lozan Antlaşmasının süreli olmadığını, Türkiye’nin bor ve petrol başta olmak üzere yer altı zenginliklerinin çıkarılmasını engelleyici herhangi bir madde veya düzenleme içermediğini görmek mümkün. Lozan Antlaşması’na ekli gizli maddeler veya antlaşma ekleri olup olmadığı konusunda bugüne dek ortaya herhangi bir şey çıkmadı. O sebeple madenlerimizi çıkarmamızı engelleyen gizli düzenlemeler olup olmadığı konusunun gerçek olup olmadığını en kritik konumdaki üç kaynağın (ham petrol, doğal gaz ve bor) çıkarılıp çıkarılmadığını inceleyerek anlayabiliriz.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI SÜRESİ BİTERSE TÜRKİYE YERALTI KAYNAKLARINI ÇIKARABİLECEK Mİ?

Lozan Antlaşması’nın, doğal kaynakların aramayı engelleyici gizli maddeleri olduğu ve antlaşmanın 100 yıl süreli olması sebebiyle 2023’de yürürlükten kalkacağı, ondan sonra Türkiye'nin bu kaynakları çıkararak hızla gelişmiş ülke konumuna geçeceği biçimindeki iddialar, sosyal medyada ve kamuoyunda sıkça tartışılmakta. Ancak yukarıdaki Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan Lozan Antlaşması metninde antlaşmanın süreli olduğuna ilişkin hiçbir düzenleme olmadığı görülüyor. Ardından antlaşma metninde yer almayan ve doğal kaynaklarının çıkarılmasını engelleyen gizli düzenlemeler olup olmadığı ile ilgili bilgi de yer almıyor. Öte yandan Türkiye'nin özellikle son yıllarda bor, doğal gaz ve petrol aramalarını sıklıkla sürdürdüğü biliniyor. Yani bu veriler ışığında Lozan Barış Antlaşması ile ilgili bu durumu engelleyici hiçbir düzenleme ya da başka bir engelin söz konusu olmadığı sonucu ortaya çıkıyor.

 Lozan Barış Antlaşması maddeleri, aradan geçen 96 yılın ardından yine merak ediliyor. Tarihler 24 Temmuz 1923’ü gösterirken, İsviçre’nin Lozan kentinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması önemi, bu yıllarda da merak ediliyor. Tüm bu gelişmeler ise karar.com’da yer alıyor…

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN