AK Parti’de sağcılaşma dönemi mi?

Dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik strateji AK Parti’nin son dönemde geldiği noktayı iyi anlatan bir örnek. Ortada terör bağlamı içinde gerçekten de dokunulmazlığı kaldırılması gereken biri, arabasında PKK’ya silah taşıyan bir milletvekili var. Hükümet aylarca bu kişi için hiçbir girişimde bulunmadı, dokunulmazlığını kaldırmaya kalkmadı. Oysa bunu Meclis’te salt çoğunlukla yapmak mümkündü… Bunun dışında bir de canlı bombanın taziyesine giden milletvekili var… Ancak o taziyeye gitmiş olan daha onlarca insan mevcut. Eğer bu dokunulmazlığın kaldırılmasını gerektiren bir suçsa, taziyedeki herkes hakkında soruşturma açılması lazım. Oysa kimse için böyle bir uygulama yapılmıyor. Yani suç olmayan bir eylemde sadece milletvekili olduğu için birinin dokunulmazlığı kaldırılmak isteniyor. Bunların dışındaki bütün suç isnatları ifade özgürlüğünün etrafında dolanıyor…

***

HDP’lilerin şiddeti dolaylı olarak destekleyen konuşmalarının toplumun büyük bölümünde tepki yarattığı malum olsa da, bunun siyasete tahvil edilmesi için bir toplumsal baskı görülmüyor. Eğer kamuoyu anketlerinde “teröre destek verenlerin dokunulmazlığı kalksın mı?” diye sorarsanız tabi ki cevap ‘evet’ olur. Buna karşılık “HDP’liler Meclis’ten çıkarılsınlar mı?” diye sorarsanız cevap herhalde çok farklı olacaktır. O nedenle ‘halk böyle istiyor’ argümanı inandırıcı olmaktan ziyade manipülatif nitelikte. Ayrıca iktidarların halkın çoğunluğunun istediği her şeyi yapması kaba bir popülizmden başka bir şey olmazdı… Aksine iktidarların işlevi toplumu daha akılcı olan çözümlere yöneltmek olmalı. Yoksa siyasi partilere ne gerek var?

***

Ancak dokunulmazlıkların kaldırılması konusu daha da garip bir duruma işaret ediyor. Yasanın ilgili maddesi dört çeşit dokunulmazlığı ayrı ayrı saymakta... Bunlar tutulma (gözaltı), tutuklanma, sorguya alınma ve yargılanma. Parlamento bu detayı irdelemekten kaçındı ve aslında bunlardan her biri için ayrı karar alabilecekken, tümünde dokunulmazlığı kaldırmaya kalktı. Halbuki Meclis’te basit çoğunlukla bu yasada yine basit bir değişiklik yapılabilirdi: Tutulma ve tutuklanmada dokunulmazlık sürebilir, ama sorguya alınma ve yargılanmada dokunulmazlıklar kaldırılabilirdi. Böylece fezlekesi olan herkes, istenirse Meclis’ten bile cevaz almadan yargılamaya konu olabilir, ancak bu arada parlamentodaki görevine de devam edebilirdi.

***

AK Parti böyle olmasını istemedi… HDP’lilerin Meclis’ten çıkarılma yolunun açılmasını istedi… Acaba niçin? Herhalde hem muhtemel bir erken seçim imkanını elde tutmak, hem de Kürt meselesinde çatışma alternatifini rakipsiz hale getirmek için. Çünkü çatışma ortamı milliyetçiliği ana söylem haline getirerek popülizmin önünü açıyor, kırılganlaşan AK Parti seçmeninin bir arada tutulmasını sağlıyor…

Siyasi parti mantığı içinde gayet rasyonel ve zekice gözükebilir. Ama Türkiye’yi yönetmek gibi bir derdiniz varsa, hiç de akıllıca değil. İktidar Kürtlerin PKK’dan uzaklaştığı konusunda haklı ama AK Parti’ye teveccüh gösterdiği konusunda apaçık bir yanılgı içinde. Nitekim son gezide Erdoğan mitingini vilayet önündeki dar alanda yapmak zorunda kaldı. İş adamları kendisine ekonomiden önce barışa ihtiyaç olduğunu ve Suriye’deki Kürtlerle iyi ilişkilerin zorunluluğunu hatırlattılar. Erdoğan ise eski ezberlerin maliyetini unutmuş olacak ki “bunlar ateist, bunlar Zerdüşt” demeyi sürdürdü.

Bu yaklaşımla değil Kürt sorununu çözmek, iyiye götürmek bile mümkün değil. Bilemiyorum AK Parti böyle bir noktaya gelmek, siyasi ayak oyunlarıyla ilerlemek, ‘sağcılaşmak’ için mi kurulmuştu?

YORUMLAR (34)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
34 Yorum