Miştenur Hastanesi yıkıntısının altında ne var?

PYD/PKK kaynakları, 27 Haziran öğle sonrası, IŞİD’ın 25 Haziran sahur saatlerinde başlattığı Kobane saldırısının sona erdiğini
ve kasabadaki son IŞİD unsurlarının da temizlendiği, sevinçle ilan etti.

Birkaç saat içinde konunun detayları yayılmaya başladı.
Açıklamalara göre IŞİD militanları, kasabanın 150 gün önceki IŞİD saldırısında da adı sıklıkla duyulan Miştenur Tepesi yamaçlarındaki bir hastane birasında kıstırılıp, yok edilmişlerdi.

Detaylar düştükçe görüldü ki, geçmişi çok daha eskilere dayanıp uzun süredir kullanılmayan ve “Benin Mektebi” (genç erkek okulu) okulu olarak anılan binaya (tahminen sonradan eski kısımlara doğru da genişletilebilsin diye) bitişik inşa edilen hastane, Türkiye sınırından da gözlenen tek ve büyük bir patlama ile çökmüş, IŞİD militanları da yıkıntının altında kalıp ölmüşlerdi.

Olay, PYD sözcüsü Ömer Alluş tarafından da yukarıdaki şekilde açıklandı ve detaylar verildi.
Alluş’un anlattığına göre hastaneye sıkıştırılan İŞID militanlarına teslim olmaları için süre verilmiş ve verilen sürenin dolmasıyla da bina, etrafına PYD tarafından yerleştirilen bombaların patlatılmasıyla imha edilmişti…

Alluş’un açıklamaları, onlarca internet haber sitesinde yayınlandı ve “imha” PKK/PYD taraftarı olanlarca sevinçle kutlandı.

Ancak 29 Haziran’da, CNNTürk internet sitesinde yayınlanan bir haberle durum farklı bir hâl almaya başladı.
Link;
http://www.cnnturk.com/video/turkiye/turkiyenin-elindeki-cok-sicak-kobani-raporu
"Türkiye'nin elindeki çok taze ve sıcak bir rapora göre Kobani'de IŞİD militanlarının sığındığı hastaneye YPG tarafından düzenlenen operasyonun ardından 28 hemşire, 19 doktor ve 100'ün üzerinde hasta hayatını kaybetti."

CNNTürk’ün bu haberi, kamuoyunda fazla bir tepki almazken, bir gün sonra 30 haziran’da haber, Yeni Şafak Gazetesi tarafından manşete çekildiğinde PKK/PYD kaynaklarından şiddetli bir karşılık buldu, gayretli yalanlamalara başlandı ve haber, hükümet yanlısı bir yayın organının provokasyonu olarak nitelendirildi.

PKK/PYD kaynakları, bölgede çalışan Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü sözcülerince de desteklenen açıklamalarında, Miştenur Hastanesi’nin henüz tamamlanmadığını, binada sadece belli saatler içinde doktorların hizmet verip, hasta kabul ettiklerini ve yatan hasta da bulunmadığını söylediler.

PKK/PYD sözcülerine göre, Kobani’deki doktor sayısı zaten ancak 14’ü bulabiliyordu ve çatışma sırasında da bir başka sağlık merkezine toplanan yaralıların bakımı için çağırılmışlardı. Dolayısıyla o sırada hastanede, hiç kimse bulunmuyordu.

Kobani aylardır, bütünüyle PYD kontolünde.
Tüm giriş çıkışlar sıkı kontrol halinde tutuluyor ve bölgeden gelen haberler de bundan bağımsız değil.
Bunun sonucu da, IŞİD’ın 5’ten 10 araca kadar sayısı değişen bir konvoyla kasabaya saldırdığı, militanların sayısının 40’dan 90’a kadar farkettiği, ölenlerin 80 ile 300 arasında bulunduğu bir bilgi çorbasıyla karşılaşmak mümkün.

Ancak bir özel durum, tüm bu karmaşanın dışında bir yere işaret edecek şekilde değişti.

Miştenur Hastanesi infilakının, YPG gerillasının binada IŞİD militanlarının söylediğinin aksine rehine bulunmadığının anlaşılmasından sonra kendileri tarafından havaya uçurulduğu (gururlu) iddiasındaki PKK/PYD taraftarı haber siteleriyle sosyal medya hesapları, aniden ağız değiştirdiler ve patlamanın IŞİD militanlarının üzerlerindeki bombaları patlatmaları sonucu gerçekleştiğini iddia ettiler.

Ömer Alluş ve açıklamaları birden buhar olup tüm bu sitelerden uçtu ve yerlerini IŞİD militanlarının toplu intiharı aldı.
(Aldı ancak, bu açıklamaların reddedilemez ciddiyetinden yola çıkarak haberi yayınlayan ve PYD/PKK denetiminin dışında kalan sitelerde hâlen duruyorlar.)

Söylenene göre YPG savunmasından çıkış yolu bulamayan militanlar, üzerlerinde bulunan ve/veya beraberlerinde getirdikleri patlatıcıları ateşleyerek topluca intihar ettiler.

Kobani’de üç güne yayılan olaylarda, IŞİD üyelerinin bomba yüklü araçlarla en az iki saldırı yaptığı biliniyor. Yine söylentilere göre, bir veya birkaç kişisel intihar saldırısı da oldu. Bunun dışında militanlar evleri bastılar, kalabalığa rastgele ateş açtılar ve kritik noktalara keskin nişancılar yerleştirerek insan avladılar.

Ancak tüm bu operasyon sırasında Miştenur Hastanesinin bir bloğunu tümüyle göçertecek patlayıcıyı, IŞİD militanlarının binaya taşımaları oldukça mantıksız görünüyor.
Kasabaya katliam yapmak için dağılmış militanların, “üzerlerinde taşıdıkları patlayıcılar”, tahminen el bombaları ve benzeri silahlar olmalı ki bunlar, kendilerini öldürmek için fazlasıyla yeterliler ancak tüm bir bloğu uçurmaya da yeterli olmayacakları kesin.
Ayrıca buna gerek de yok.

İntihar etmek istediklerinde, bir odaya toplanıp, üzerlerindeki bombaların pimini çekmeleri yeterli ve bunun asla bir binayı yıkmaya yetecek bir etki yaratmayacağı kesin.

Örneği YüksekovaHaber olan bazı PKK/PYD yanlısı siteler de bu iddianın saçmalığının farkında olsalar gerekir ki, onlara göre hastane binası yıkılmayıp, sadece girişi zarar gördü.
Link;
http://www.yuksekovahaber.com/haber/mistenur-hastanesi-cetelerden-temizlendi-157772.htm

Oysa patlamada eski Benin Mektebi’ne eklenen blok tümüyle çöktü ve bu, giriş kısmı dahi korunmayan bir bina için ancak, altına yerleştirilecek yüksek güçlü, miktarı oldukça fazla patlayıcıyla, örneğin bölgedeki çatışmalarda farklı gruplarca kullanılıp bolca bulunan, gübre temel maddesi amonyum nitrat’lı patlayıcılarla mümkün.

Aşağıda yine PKK/PYD yakınlığıyla bilinen ANHA’nın,
Miştenur Hastanesi YPG kuşatması ve binanın (özellikle giriş katının İŞID militanlarınca savunulmadığıyla ilgili) durum bilgisini veren bir video izlenebilir. Link;
https://www.youtube.com/watch?t=114&v=A6zCn1BgpJg

Şimdi soru şu;

Zafer çığlıklarıyla kutlanan ve bizzat PYD sözcüsü Ömer Alluş tarafından “biz yaptık!” diye detaylarıyla açıklanıp üstlenilen patlamanın sorumluluğu, ne oldu da IŞİD üzerine yıkılıverdi?

Miştenur Hastanesi yıkıntısının altında ne var?









YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.