Sorumluluk ve gurur

Yeni yönetim sistemi yazılarına kısa bir ara. Ayda en az bir kez eski yazılarımı paylaşacağım demiştim. Onlardan biri. 25 Ocak 1999 tarihli Yeni Şafak yazım:

“Bugün siyasette öncelik taşıması gerektiğine inandığım iki hususa değineceğim. Ama ilk başta, Oral Sander’in ‘Anka’nın Yükselişi ve Düşüşü: Osmanlı Diplomasi Tarihi Üzerine Bir Deneme’ adlı kitabına bakalım. Sander, kitabının sonunda bu topraklardaki devlet geleneği üzerine şöyle bir özet veriyor:

‘Osmanlı devleti, yalnız yükselişinin doruklarında değil, çöküşünün en alt noktasında bile, kararlarını kendisi vermiş ve bu kararların sonucu olan gelişmelerin yalnız tatlı ve kimi zaman acı ürünlerini tatmamış, aynı zamanda sorumluluğunu da üstlenmiştir. 600 yıllık Osmanlı bağımsızlığının ürünü olan bu sorumluluk duygusu, Türkiye Cumhuriyeti’ne de taşınmıştır. Uzun yüzyıllar yabancı devletlerin boyunduruğunda yaşamış, hiç de haksız olmayacak biçimde tüm olumsuzlukların sorumluluğunu emperyalizme yüklemiş ve 20. yüzyılın ikinci yarısında bağımsızlık amacına ulaşmış olan sömürge ulusları, böylesine bir sorumluluk duygusuna tam olarak sahip olamamışlar ve hemen bağımsızlık kazanıldıktan sonra, kimi bölgesi için istikrarsızlık kaynağı olurken, kimi de gösterişli ve saldırgan dış politikalara başvurmuşlardır.’

Sander, daha sonra, Türkiye’nin hiçbir zaman başka devletlerin oyuncağı ya da sömürgesi olmadığını vurgulayıp ülkemizi efsane kuşu Anka’ya benzetiyor: ‘400 yıl yükseklerde uçan, benliğinden memnun bir gururun gösterişi ile Avrupa, Asya ve Afrika politikalarının en önemli kutuplarından biri olan ‘Anka’, ömrünün son iki yüzyılı içinde içten içe çürümüş, yükseklere çıkacak gücü bulamamış ve başka ‘yırtıcıların’ avı haline gelecek duruma düşmüştür. Ancak 600 yılın gururuyla, kendini ateşe atacak ve külleri arasından çıkaracağı yepyeni benlikle yeniden yükseklere doğru kanat çırpacaktır.’

Biraz fazla yalın ifadeler değil mi? Yoksa iş çok basite mi indirgenmiş oluyor? Gelgelelim, bu yalın ifadelerin ardında, bugün için de büyük anlam taşıyan iki husus gizli. Anahtar sözcüklerimiz sorumluluk ve gurur. Bugünlerde, belki de entellektüel bir modanın etkisiyle olsa gerek (ki çoğun bizi sığ düşüncelere sürükler bu modern eğilim), siyasal geçmiş ve şimdi üzerine dile getirilen değerlendirmelerde ‘gereği yokken’ ya da ‘gereksiz yere yapılmış’ gibi tanımlarla karşılaşıyoruz. Bu değerlendirme hatasından kurtulmak gerekiyor.

‘Büyük’ tanımını hak eden ülkelerin tarihine baktığımızda pek az gereksiz öğe buluruz; olsa olsa ikincil nitelikte, ana damarı, asli akış yönünü etkilemeyen türdendir böyle öğeler! Türkiye de, yargılarımız değişkenlik gösterse bile, bir ‘büyük ülke’dir. Bu da bizi sorumluluk sözcüğüne ve son 150-200 yıllık tarihimizi daha özenli incelemeye götürüyor: Sırf bugün için!

Yine sırf bugün için, gurur sözcüğünün bizi götürdüğü yer ise daha da yalın bir levha taşıyor: Milli siyaset. Daha önceleri de bütün siyasi partiler ve güç odakları için geçerli olan bu ikinci hususu vurgulamıştım: ‘Milli nitelikte olmayan, Türkiye’nin milli kimliğine sahip çık(a)mayan hiçbir hareketin bu ülkede başarılı olma şansı yoktur.’ Hemen ‘çok genel bir tanım bu; herhangi bir şey ifade ediyor mu?’ diye sorulabilir. Oysa söz konusu tanımı can alıcı kılan şey tam da bu genellikte saklı.

Dolayısıyla milli siyaseti oluşturan unsurları en gündelik toplumsal düzlemden uluslararası stratejiye kadar bir dizi başlık altında okumak gerekiyor. Kimilerine 1999 yılında ‘milli’ sözcüğü epeyce ‘gülünç’ gelebilir. Ama bu sözcük 2000’li yıllarda pek de ‘gülünesi’ olmayacaktır. Bunu anlamak için dünya üzerinde biraz kanat çırpmamız yeter. Bu topraklara döndüğümüzde konacak yer arıyoruz; gözümüze kestirdiğimiz levhada iki sözcük yer alıyor: Sorumluluk ve gurur!”

Bu yazıdan 18 yıl sonra, bir istiklal ve istikbal mücadelesinin tam ortasında, bu sözcükler daha da anlamlı geliyor bana.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum