Doları kim yükseltti?
Eskiden olmadık şeylere bile bildiri yayınlayan MGK, şimdi ise olmayan ekonomi programına sahip çıkan bildiri yayınladı.
Cümle aynen şu şekilde: “Türkiye’nin inşa ettiği sağlam altyapı üzerinde, hedeflerine uygun şekilde yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı ekonomi politikalarını hayata geçirme sürecinde karşılaştığı ve karşılaşabileceği sınamalar ile tehditler değerlendirilmiş, Cumhuriyet’imizin 100. yılına her alanda olduğu gibi iktisadi olarak da güçlü şekilde ulaşma kararlılığı teyit edilmiştir.”
5 yıllık kalkınma programında yok.
3 yıllık orta vadeli programda yok.
1 yıllık bütçe de yok;
ama MGK bildirisinde yazılı olamayan programa tehditler değerlendirilebiliyor. Hangi tehditler acaba?
Sayın Cumhurbaşkanı bu program için 19 yıl beklediklerini ve hazırlandıklarını açıklıyor ama program hala yazılamamış. 19 yıl beklenmiş ama sanırım kimse görmesin diye yazılmamış ve yayınlanmamış.
***
Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçilerek programa hazırlık öncesine bakalım.
2018’de Merkez Bankası’nın dış borcu sadece 1,5 milyar dolar ama şimdi (2021-II.Çeyrek) 27,1 milyar dolara yükselmiş.
Merkez Bankası’nı yeniden dış borçlanmaya iten bu programa hazırlık mı?
2018’de 140 milyar dolar olan kamu kesimi dış borcu, şimdi 180 milyar dolara çıkartılmış. Kamu dış borcunu artıran da bu programa hazırlık mı?
Ne olduğunu bilmiyoruz tabi.
Ama programa karşı çıktığı söylenen iktisatçılar mandacı ilan ediliyor.
Bir de “şer güçler” meselesi var tabii.
Ülkemize saldıran ve darbeyle yıkamadıkları iktidarı dolarla yıkmaya çalışan dış güçler. Kim bunlar?
Mesela bize oluk oluk dış borç veren ülkeler değil herhalde.
Hatta yüksek ihracat yaptığımız AB ve ABD de değil sanırım. Olsa olsa ihracatımızın sınırlı ama ithalatımızın sınırsız arttığı Çin ve Rusya mı?
Bu ülkeler de olamaz. Baksanız Çin için Uygur Türkleri’ni bile görmezden geliyoruz. Hatta NATO karşısında Rusya’yı da tercih eden biziz.
O zaman kim bu “şer güçler”?
***
Şer güçler ve bunların iç işbirlikçileri doları yükseltiyormuş hikayesine biraz daha yakından bakalım.
Merkez Bankası Ekim ayı “Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi” raporunu yayınladı. Resmi rezerv varlıklarımız 128 milyar doları aşmış. Hatta sayın Cumhurbaşkanı da bununla övünüyor.
Ödemeler dengesine bakıyoruz: Eylül ayında 1.652 milyon dolar fazla var. Yani cari açık vermiyoruz. Hatta cari işlemlerimiz ağustos ayında da 814 milyon dolar fazla vermişti.
O zaman kim ve nasıl bir oyunla bu doları yükseltiyor?
Daha da ekleyelim: Bu yılın Mart sonrasına bakalım:
Nisan-Eylül 2021’de
Cari işlemler açığı -4.227 milyon dolar ama
Finans hesabından 30.437 milyon dolar gelmiş
Net Hata noksanda da 8.305 milyon dolar artı var.
Böylece
-NET VARLIKLAR Nisan-Eylül’de 34 MİLYAR 474 MİLYON DOLAR ARTMIŞ.
İyi ama ülkemizin yabancıların yolladığı dövizle NET VARLIKLARI 34.474 milyon dolar artarken dolar nasıl ve neden yükseliyor?
Cumhurbaşkanı bile Devlet Denetleme Kurumu’nu araştırması için görevlendirmiş.
Çok ilginç...
Şimdi size bir tablo verelim:
Bu tablo neyi gösteriyor?
Nisan 2021’den bu yana Merkez Bankası döviz varlıklarını 34 milyar 086 milyon dolar artırmış. Piyasadaki fazlalık dövizi Merkez Bankası almış.
Piyasada fazlalık döviz kalmayınca ithalatçı vs küçük alışlar yapınca kur hızla yükselmiş.
Cumhurbaşkanlığı Hükümetinin yanlışları başka tabii. Zaten açıklamalara göre “Yeni Ekonomi Denemesi” yükselen kurlara bağlı bir politika. Dikkat ediyorsanız ortada bir program yok; sadece bir deneme var.
Bu denemeye göre kurlar yükselecek, bu sayede ithalat azalacak ve ihracat artacak. Bunun sonucunda da döviz ihtiyacı azalacak ve kurlar dengeye gelecek.
Evet, Yeni Ekonomi Denemesi bu üç - beş kelimelik bir fikre dayalı. 19 yıl bunun için bekledik ama kurlar yükselsin isterken neden yükseldiğini dahi bilemiyoruz.
Bakınız, sadece 2 işlem, evet sadece 2 işlemle kurların yükselişinde ana aktörü bulabiliyoruz. Piyasadaki dövizi Merkez toplamış.
Evet, Merkez’in yanında yatırımcı da elbette döviz almış. Mart sonunda 246.624 milyon dolar olan yabancı para hesapları da 257.331 milyon dolara çıkmış. Yaklaşık 11 milyar dolar da buradan artış var ama bu olacak tabii.
Sadece 24 saatte yüzde 24 oynayan dolar kuruna karşı Merkez yıllık TL faizini yüzde 15 belirlemiş.
Doların günlük kazancı TL’nin yıllık kazancını geçiyorsa burada suç kazanç peşinde koşan yatırımcı olamaz.
Burada suçlu buna zemin hazırlayan ve bu artışa yataklık eden kurumlardır. Bakalım Milli Güvenlik Kurumu -MGK piyasada döviz arzını sınırlayan Merkez Bankasına karşı Yeni Ekonomi Denemesini tehditten nasıl bir işlem gerçekleştirecek?