Şimşek sertleşir mi ya da gider mi?

Mehmet Şimşek’in işi çok zor.

Hem kemer sıkmak zorunda, hem de acıtmamak.

Hem kamu giderlerini kısmak zorunda, hem de iktidar müteahhitlerini beslemek.

Onca ulufe sözü verilmiş: Örneğin 2 milyar dolarlık köprüye 20 milyar dolar Hazine garantisi verilmiş, ödemeyecek mi?

Kendisi boş kağıdı çift taraflı kullanırken Reis’i itibardan hiç tasarruf etmeyecek. Uçaklar, helikopterler, arabalar, saraylar… Gider kağıdında hiç boş yer yok.

Millet epeydir edebiyatı yiyor ama piyasa yemiyor. Millete vatan-millet edebiyatı satabiliyorsun; bayraklar inmez, ezanlar susmaz diyebiliyorsun ama piyasaya diyemiyorsun. Çünkü piyasanın dini-imanı yok.

Dinsiz bir piyasa…

Bak, haftalardır arka kapıdan dolar satışı artarak devam ediyor. Sayın Şimşek ilk geldiğinde asla olmayacak, şeffaflık olacak demişti ama o da uydu eski düzene…

Ne dediyse tek tek tersini yapmaya o da başladı. Çünkü Reis var.

İktidara istediği gibi kemer sıktıramayınca asgari ücretli ve emeklinin kemerine göz koydu. 5‘li müteahhitlere tıkır tıkır ödemeler giderken “emekliye para yok” dediler.

Enflasyon dahil artık çalınmayacak sanıyorduk, sonra orası da eskiye döndü. İTO’nun yüzde 75 dediğine TÜİK yüzde 65 diyor.

Ya dış ticaret?

Bir türlü istenen sonuç gelmiyor. Şimdilik düşen enerji fiyatları ile yetiniyoruz. Şubat ayı itibarı ile yıllık dış ticaret dengesi 122 milyar dolardan 93 milyar dolara düştü ama altın ve enerji hariç dış denge hala 30 milyar doların üzerinde. Ya tüketim malı ithalatı? Orası da hala 48 milyar dolarda seyrediyor.

***

Hem döviz gelirini istediğin gibi kalite ve seviyede artıramıyorsun hem de döviz giderini kısamıyorsun. İçeride döviz ihtiyacını kısman için kemeri daha fazla sıkmak gerekiyor ama ona da seçimler izin vermiyor.

Para politikası üzerinden gidiyorsun ama maliye politikası işlemiyor. Döviz dengeni sağlayamadığın gibi TL dengesini de kuramıyorsun. Bu şartlarda enflasyon nasıl düşecek?

Bak; Türk-İş açlık sınırı şubat ayında yüzde 8,03 arttı diyor. İki aylık artış yüzde 12,7… Nasıl olacak bu enflasyonla mücadele?

Bu gidişle hem seçimleri zorluyorsun hem de istediğin sonucu alamıyorsun. Alaca renklerde dört gözle seçimler bitsin bekliyorsun.

İyi ama seçimler bittikten sonra ve de Erdoğan güçlü bir kazanım elde ederse vergileri koyacaksın, zamları yapacaksın ve milletin kemerini feci şekilde sıkacaksın… Bu belli..

Ama ya zenginlerin kemeri? Kamu ihalelerinden doğan haksız ödemeler?

Bak, mesela YSS Köprüsü Eylül 2023’de devlete geçmeliydi. 2013’de yapılan ihale öyleydi. Ama yıllarca daha müteahhide verdiler köprüyü. Her yıl 1 milyar dolar öderken hiç mi vicdanın sızlamayacak.

Asgari ücretliyi, emekliyi sıkarken KÖİ müteahhitlerine milyarlar akıtmak hiç mi vicdan meselesi olmayacak?

***

Kısaca Şimşek’in işi çok zor.

Seçimlerin aksi sonucu ne olacak? Erdoğan bütün suçu Şimşek’e atarsa ne yapılacak? Çünkü Erdoğan’ın ana fikri Nurettin Nebati ve Şahap Kavcıoğlu kafasında.

Herkes biliyor ki, ekonomide en büyük risk Erdoğan’ın bizzat kendisidir. Ne zaman ne yapacağı hiç belli olmaz.

Seçimden önce “ben bu görevde olduğum sürece faiz asla yükselmeyecek” diyen de Erdoğan değil miydi? “Faiz sebep-enflasyon sonuç” diyerek enflasyonu düşürmek için önce faizlerin düşmesi gerektiğini Erdoğan savunmuyor muydu?

Şimdi bu iki ters kafa nasıl işleyecek? Biri gidiyor doğuya, diğeri gidiyor batıya… Sonuçta kim nerede olacak belli mi? Belli olmadığına göre piyasa neye ve kime göre karar alacak ve yön çizecek?

Kimse kendini kandırmasın. İşin rengi seçimlerden sonra belli olacak. Erdoğan güçlü şekilde çıkarsa kamu zamları ve kemer sıkma çok rahat şekilde uygulama sahası bulacak. Vergiler artacak ama maaşlar artmayacak. Ve Şimşek 2 yılın sonunda bütün yükü Milletin sırtına yükleyen kötü adam olarak işleri düzeltecek.

Ama ya tersi…

Seçimlerde istenen sonuçlar alınamazsa günah keçisi kim olacak?

Şimşek kalır ve sertleşir mi; yoksa gider mi?

Buna da Millet karar verecek… 31 Mart seçimlerinde İsrail’e ihracatı artıran iktidarın kazanması halinde Gazzeli masumların sevinmeyeceği aşikar. Ama 31 Mart sonrası iktidarın kazanması halinde ağlayacakların listesi çoktan hazır ve belli.

Kendinize bakın, evladınıza bakın ve ülkenize bakın… Sonra da ağlarsanız sakın bana bakmayın. Ben uyardım ve görevimi yaptım. Karar sizindir.

YORUMLAR (83)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
83 Yorum