Hakikat sonrası çağ

Tuhaf bir tanım değil mi? Ne demek ‘hakikat sonrası çağ’?

Cilalı taş çağından bu çağa ne zaman geldik? Eğer bundan öncekiler hakikat öncesi çağ, bu zaman da hakikat sonrası çağ ise hakikat nerede? Hani batılı bir araştırmacı lazları araştırmak için İstanbul’a gelmiş ve lazlar nerede diye sormuş. Demişler ki, ‘ilerde.’ Gitmiş Zonguldak’a ve aynı soruyu sorup aynı cevabı almış. O da ilerlemeyi sürdürmüş. Aldığı cevap hep aynı: ‘İlerde, ilerde, ilerde.’

Derken Trabzon’a varmış: ‘ilerde’, Rize: ‘’ilerde!’ Ne yapsın ilerlemeye devam etmiş. Nihayet Hopa’ya varmış ve sormuş: ‘Lazlar nerede?’ ‘Aa, demiş Hopalılar: geride kaldı!’ Hakikat sonrası çağ tanımı son Amerikan seçimlerindeki sosyal medya manüpilasyonları bağlamında ortaya çıkıp kullanılmış. Özetle Demokrat bir mevzî gibi davranıp, göçmenleri, etnik kimlikleri hoşgören söylemlerle çok yüksek sayıda sempatizan ve takipçi toplayarak, buradaki söylem birikimini Cumhuriyetçilerin sosyal mahallesinde bir nefret sonucunu ortaya çıkaracak şekilde kullanmışlar. Dolayısıyla gerçek duyguları manipüle edip çarpık, nefret dolu ve hakikatle bağlantısız bir sonuç elde etmişler. Bitmedi, kampanya Rusya’daki bir ekip tarafından yürütülmüş.

Şaşılacak bir şey yok. Özellikle Gezi olaylarında biz de bu tip ajitatif, provokatif hareketleri mebzul miktarda gördük.

İnsanın hakikatla bağının güçlenmesi ya da irtibatının kopmasının sonuçları elbette farklı olacak. Soru şu: Hakikatle bağların kopmasının sonuçlarını kim neye tahvil ediyor ve bu sonuçlar insan teki ve toplumlar için neyi tetikliyor? Tanımdaki hâliyle ‘hakikat sonrası çağda’ isek, talep edenlerin hakikat ihtiyacı nasıl karşılanacak? Bu ihtiyaç tarihe mi karıştı yoksa ulaşmak mı imkânsız? Ve yapay zekâ çağında bir şey değişecek mi? Hep ne çok imkânsız şey var ve liste sürekli nasıl da kabarıyor. Neydi? Bir insanın önyargısıydı meselâ. Bir insanın kötülük yapma duygusuydu. Bir insanın hakikâti perdeleme arzusuydu. Ve daha başka şeylerdi. Karanlık şiddetlenirmiş aydınlıktan önce. Her türlü kötülük ve karanlık için Allah bes… İnsan için düşüşün sonu yok gibi. Kim bilir belki yükselmenin de. Hakikat ise bizim büyük arayışımız. ‘Hakikât sonrası çağda’ olsak da. Ataullah İskenderî ne demişti? “Allah seni mahlukâtından uzaklaştırdığında, bil ki sana kendi dostluğunun kapısını açmak istiyordur.” Ne denir ki ‘âmin’den başka.

KAHRAMANIN SONSUZ YOLCULUĞU

Teşekkürler Google, Teşekkürler Vonnegut, Kahrol Amerika!

Yer şiddetle sarsıldı. “Buna ne oluyor” dedim kendi kendime. Yeryüzü ağırlıklarını mı atıyor? Güneş dürüldüğünde; dürülmüş gibi. Dağlar kaybolup gittiğinde, yürütüldüğünde; ortalarda görünmüyorlar. Ve denizler kaynadığında; denizleri bilmiyorum ama benim göğsümde bir hırıltı, dizlerimde bir karıncalanma, genzimde metalik bir tat… Hayırdır inşallah diyerek elimde bir ağaç fidanı varmış gibi umutla ilerledim. Miskin miskin Sûr’u bekleyecek değildim ya!

(…) Bir şeyler ters gitmiş olmalıydı, zaman yolculuğu ya da ona benzer absürt bir macera mı yaşıyordum yoksa? Korktuğunun başına gelmesinden ölesiye korkan her adam gibi ihtiyatla kıyafetlerimi, uzuvlarımı, akbilimi, cep telefonumu kontrol ettim. Hepsi olması gerektiği yerdeydi. Korkarken insanlığını kaybetmemiş, eli yüzü nispeten düzgün görünen birini tam yanımdan geçerken durdurdum; “Dostum hangi yıldayız?” dedim. Ortama ayak uydurmaya çalışıyordum. Adamın söylediklerinden tek kelime anlamasam da başımı salladım.

(…) Çünkü dairenin merkezine yaklaştıkça kalabalık daha da insafsızlaşıyordu.. Sıkışıyor, ilerlemekte zorlanıyordum. Kalabalık her geçen dakika asıl tehlikeyi etkisizleştirip bilfiil kendisi korkunç bir canavara dönüşüyordu. Bacaklarımın titremeye başladığını hissettim; “Yürü oğlum Ertuğrul sen, üç yıl boyunca haftaiçi her gün en az iki kere 500T’den sağ çıkmış adamsın” dedim kendi kendime. Dur bir dakika! (…) Aykut Ertuğrul-3 Jeton (seçki)-Dedalus yay.

HÜKMÜ GEÇEN

Zamanı gelen, olur; hükmün geçmez bazı şeylere.

Zamanı gelmeyen, olmaz; yine hükmün geçmez bazı şeylere.

Olandaki hayrı görmeyi dilersen başka bir şey olur, dilemezsen başka bir şey.

Güneşli günler de, fırtınalı günler de senin için.

Dost kapısından yüz çevirme. Sana hep baktığını unutma.

ANONS

Bugünlerde memleket havası sağanak ve yer yer istifalı geçecek.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum