Kemalizm tarafından devşirilen Mankurtlar Kürtleri tükenişe sürüklüyor

Ben, şiddete bulaşmış “Kürt Siyasal Hareketi”nin, özellikle son “özerklik”ler sürecinin Kürtlere hiçbir şey kazandırmadığını, kazandıramayacağını söylerken beyinlerinin çalışma kapasitesi normalin basbayağı altında olan bazı kesimler benim “Kürtlerin herhangi bir kazanım” elde etmelerine karşı olduğum yönünde tezvirat yapıyorlar. Kemalizmin Türkçesi tarafından devşirilip Kürtlerin bütün değerlerine hoyratça saldıranlar, Kürt Kemalistler haline gelen mankurtlar küfür ve tehdit derekesinden başlarını kaldırıp adam gibi bir cevap verememenin debelenmesi içindedirler. Çok açık ve net söylüyorum, ben Kürtlerin hayrına olan her şeyin, her statünün, her gelişmenin yanındayım. Ama Kürtlere kazanımmış gibi sunulan yıkımların da karşısındayım. Umarım Kurşunlu Camiinin halini görüp “bila mala min bişewitiya mala Xwedê neşewitiya” (Evim yanaydı da Allah’ın evi yanmayaydı) diye ağlayan Diyarbekirli ananın feryadı uyandırır bazılarını.

Geçenlerde ülkemize Irak Kürdistan Başkanı Mesud Barzani geldi. Bir açıklaması son derece önemliydi. Diyor ki: Biz, Rewandiz’i alacak güçteydik. Bunu babama (Mela Mistefa Barzani) ilettik. Biz oradaki sivilleri koruyamayız, onlara bakamayız, dedi ve bu isteğimizi kabul etmedi. Halkının hayrını düşünmek budur. Bir de Diyarbekir-Sur’da, Farqîn’de (Silvan), Cizre’de ilan edilen özerklikler sonucu yaşanan çatışmalarda halkın canına, malına, ırzına gelen zararları, tarihi eserlerin uğradıkları tahribatları gözünüzün önüne getirin, vizyon farkını anlayın. Eğer ilan ettiğin özerkliği, özerk dediğin bölgedeki canları, tarihi eserleri koruyamayacaksan, üstelik halkın evlerini terk edip kaçmasına yol açıyorsa bu adımı atmayacaksın. Tabi eğer başka bir maksadın yoksa. Mesela Kürt toplumunun geleneğine bağlı kesimlerini dönüştürmek gibi. Mesela Kürt şehirlerini boşaltıp yüz yıllık emeller besleyenlere açmak gibi.

Mela Mistefa Barzani ile ilgili bir anekdotu da ben anlatayım. Malum, Mesud Barzani’nin kaleme aldığı “Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi” adlı eseri Arapçadan Türkçeye ben çevirdim. O kitapta anlatılan bir hadiseyi aktarmak istiyorum. Galiba altmışlı yıllarda Irak Merkezi hükümeti din adamlarından oluşan bir heyeti müzakerelerde bulunmak üzere Haci umran bölgesinde bulunan Mela Mistefa’ya gönderir. Heyetteki din adamlarından birinin ses kayıt cihazına onun haberi olmadan bomba yerleştirilmiştir. Heyet görüşme halende iken bomba patlar ve Mela Mistefa hafif yaralarla kurtulur. Yapılan araştırmalar sonucu bunu planlayanın zamanın istihbarat teşkilatı başkanı olduğu tespit edilir ve Bağdat’taki bazı Kürtler adamın evine bomba yerleştirir ve Barzani’nin emri beklenir. Konu Barzani’ye açılınca, evde adamın çocukları, eşi var mı?diye sorar. Var cevabını alınca, bunların kurtulma şansları var mı? Sorusuna hayır cevabını alınca, vazgeçin der. Düşmanın acımasız, vahşi barbar Baas rejimi de olsa savaşın bir ahlakı vardır dersini verir Mela Mistefa. Kürt sorununun bir şiddete bulaşmışlık sorunu varsa bir de siyasal önderlik sorunu vardır. HDP’nin bu süreçte bu yükü taşıyamadığı, gerektiğinde ağırlığını koyamadığı görülmüştür. Şiddetten bir an önce uzaklaşmak ve halkının çıkarını önceleyen bir siyasal akım başlatmak kemalizmin Türkçesi tarafından devşirilmemiş bir arada barış içinde yaşamayı hedefleyen Kürtler için aciliyet kesbetmiştir.

Bu ziyaretinde Mesud Barzani bir şey daha söyledi: Ben, halkımın menfaati gerektirdiğinde halkıma karşı enfal ve Halepçe katliamını yapanların bile elini tuttum.

Bize acil barış lazım. Bize ivedi yaşamak lazım. Kürtçe ve Kürtler yaşamaya devam etsin diye.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum