Genç yaşlı fark etmiyor iki kişiden biri kalpten ölüyor

Koroner arter hastalığı (KAH), kalbi besleyen ‘koroner’ damarların ‘arterioskleroz’ denilen damar sertliği nedeniyle daralmaları sonucunda oluşur. Daralan damarlardan kan geçişi azaldığında kalp dokuları yeteri kadar beslenemez ve ‘kalp sıkıntıları’ başlar. KAH kendini yol yürümek, merdiven çıkmak gibi efor gerektiren durumlarda, genellikle göğüsün ortasında hissedilen bir ağırlık veya ağrı şeklinde kendini gösterir. Göğüs ağrısı sırt, boyun ve sol kola da vurabilir. Çoğu zaman beraberinde nefes darlığı ve halsizlik de vardır. Ancak birçok talihsiz kişi için KAH’ın ilk belirtisi kalp krizi veya ani ölüm olabilir. Ayrıca eskiden sadece yaşlı erkekleri etkilediği sanılan bu amansız hastalık artık giderek yaygınlaşıyor; erkekler kadar kadınları ve daha genç yaştakileri etkiliyor.

BİRDEN FAZLA RİSKİ VAR

KAH’nın oluşumunda nadiren tek bir faktör rol oynar, çoğunlukla değişik risk faktörlerinin birlikte oluşturdukları bir hastalıktır. Örneğin kilolu ve kolesterolü çok yüksek ya da 50 yıl sigara içen kişilerde KAH görülmeyebiliyor. Ama zayıf, kolesterolü normal ve görünürde hiç risk faktörü olmayan pek çok KAH hastam da var. Risk faktörlerini soracak olursanız...

Genetik: Bazı ailelerde kalp-damar hastalıklarına bir eğilim görülüyor.

Sigara: Akciğerlere olan zararı dışında sigara toksinleri birer ‘damar zehri’dir. Bu toksinler damarlarda enflamasyona (yangı) neden olarak, damar sertliğine zemin hazırlar.

Kötü beslenme: KAH’nın oluşumunda en önemli faktördür. Yüksek kalorili, şekerli, yağlı ve hayvansal proteinden zengin bir beslenmeye ilaveten suni işlenmiş gıdalar tüketmek en önemli nedenlerden biri.

Enflamasyon (Yangı): Başta KAH olmak üzere tüm kronik hastalıkların temelini oluşturur ve büyük oranda 'kötü' beslenmeyle ilgili.

Hipertansiyon: Yüksek tansiyon, başta kalp ve beyin olmak üzerine damarlara zarar vererek arterioskleroz oluşumunu hızlandırır.

Kan kolesterol dengesinde bozukluk (Dislipidemi): Kötü kolesterolün (LDL) yüksekliği, iyi kolesterolün (HDL) düşük olması en önemli risk faktörlerinden...

Şeker hastalığı: Kanda şeker seviyesinin yüksek olması, damarlarda enflamasyon ve hasara yol açar.

Hareketsiz yaşam: Araştırmalar günde dört saatten fazla oturmanın, uzun vadede ölümcül hastalıklara yakalanma ve bu hastalıklardan ölme riskini yüzde 40 artırdığını gösteriyor.

l Stres: Her bakımdan ömür törpüsü! Stres insanda hipertansiyona ve dokularda enflamasyona neden olur.

16-03/18/screen-shot-2016-03-18-at-204154.png

16-03/18/screen-shot-2016-03-18-at-204140.png

ACABA BENDE DE VAR MI?

Bende koroner arter hastalığı var mı? Kadın-erkek, orta yaşa ulaşmış herkesin bir aşamada aklına gelen can sıkıcı bir soru! Hemen telaşa kapılmadan önce hastalığın A, B, C’sini birkaç soruyla gözden geçirelim. Bu sorulardan dört veya fazlasına evet yanıtı veriyorsanız ve özellikle ailenizde koroner kalp hastalığı geçmişi varsa bir doktora başvurmanızı öneririm.

1. Erkek 45, kadın 55 yaşın üzerinde misiniz?

2. Ailenizde birinci dereceden yakınlarınızda kalp hastalığı var mı?

3. Sigara içiyor musunuz?

4. Tansiyonunuz yüksek mi? (140/80’den fazla)

5. Şeker hastalığınız var mı?

6. Kolesterol seviyeleriniz yüksek mi?

7. Stresli bir yaşantıya mı sahipsiniz?

8. Yürürken, koşarken, merdiven çıkarken göğüsünüzde ağrı hissediyor musunuz ?

9. Zaman zaman nefes darlığı ve çarpıntı hissediyor musunuz ?

10. Fazla kilonuz var mı?

KAN TAHLİLİ RİSKİ GÖSTERİR

Koroner arter hastalığı risk faktörleri olan, göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı gibi şikayetlerle gelen kişiler aksi ispat edilene kadar, hekim tarafından incelemeye alınır. Kan tahlili ve eforlu EKG’den oluşan basit bir check up ile çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bir hastalık zamanında tespit ve tedavi edilebilir veya önlenebilir. Hasta, hikayesi öğrenilip muayene edildikten sonra ilk adım risk faktörlerinin belirlenmesi için bir kan tahlili yapılmalı. Tahlilde açlık kan şekeri, gerekirse insülin düzeyleri ve direnci, kolesterol tablosu, homosistein ve CRP gibi değerlere dikkat edilmeli. Eğer hastalık yönünde şüphe kuvvetlenmişse EKG (elektrokardiyogram), efor testi (yürüyüş bandı testi) ve gerekiyorsa son aşamada anjiyo yapılır. Anjiyografi işleminin sonunda kalpte hangi damarda ne oranda daralmalar veya tıkanıklar olduğu gözle görülür. Bu aşamada çıkan sonuca göre hastaya nasıl bir tedavi uygulanacağına karar verilir. İlaç tedavisi, anjiyoplasti/stent uygulaması/koroner bypass ameliyatı tedavi opsiyonları arasında. Tedavinin detaylarını yarınki yazımda anlatacağım.

Günün süper gıdası semizotu

Hipokrat’ın “Gıdanız ilacınız, ilacınız gıdanız olsun” sözünden yola çıkarak bugün için seçtiğimiz yiyecek semizotu. Türkiye’nin hemen her yerinde doğal olarak yetişen bu mütevazı ot olağanüstü şifalı özelliklere sahip. Dünyada bilinen en zengin bitkisel omega 3 (alfa-linolenik asit) kaynağı. Başta A vitamini olmak üzere B ve C vitaminleri ve demir ve magnezyum gibi minerallerden zengin. İçeriğindeki ‘betacyanin’ ve ‘betaxantin’ isimli bitkisel moleküller önemli antioksidan ve antikanserojen özellikleri taşıyor. Aynı zamanda ‘pektin’ isimli eriyebilen bir lif (posa) içerdiğinden kolesterol dengesi için çok faydalı. Semizotu, ıspanak gibi yapılabilirse de iyi ama maksimum fayda almak için çiğ olarak salatalara katmak, yoğurtlu veya zeytinyağı-limonlu yemek gerekir.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.